GONCAGÜL KONAŞ
Türkiye ekonomisinin mevcut durumuna ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Derya Tüzen, özellikle ücretli emekçilerin giderek yoksullaştığını, genç işsizliğinin alarm verdiğini ve gelir dağılımındaki bozulmanın toplumsal yapıyı tehdit ettiğini vurguladı. Tüzen, enflasyonun geniş toplum kesimlerini ezdiğini, yatırımların ise güven ortamı olmadan gerçekleşemeyeceğini belirterek, “Türkiye bugün fakirlik kısır döngüsünde” dedi.
“ÜCRETLİ EMEK YOKSULLUK SEVİYESİNDE”
Türkiye ekonomisinin temel sorunlarının başında emeğin değersizleşmesi olduğunu dile getiren Tüzen, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle inşaat sektöründeki aşırı büyüme ve sermayenin belli kesimin elinde olması, asgari ücretlinin dünya standartlarına göre oldukça acil ve zorunlu tüketim ihtiyaçlarını giderememesi, kirasını ödeyememesi yani yoksulluk seviyesinde olması sebebiyle ücretli emek çok zor durumda.”
Bu durumun yalnızca bugünü değil, geleceği de tehdit ettiğini belirten Tüzen, “Okula giden çocuğunun kırtasiye ihtiyacını, beslenme ihtiyacını karşılayamayan aile kısa bir zaman sonra yeni kuşakta zeka sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalacak. Çünkü iyi beslenemeyen yeni kuşak bir önceki kuşağa göre hem zihinsel hem bedensel hem de ruhsal olarak farklı sorunlarla mücadele edecek.” dedi.
“EV GENCİ SAYISI ALARM VERİYOR”
Türkiye’de genç işsizliğine de dikkat çeken Tüzen, “Bugün nüfusun yüzde 33’ü ‘ev genci’. Ev genci yeni bir kavram. Ne okulda ne işte; okulunu bitirmiş ya da maddi imkansızlık nedeniyle tamamlayamamış gençlerin evde oturması demek.” diye konuştu.
Bu durumun ülke ekonomisi açısından kayıp olduğuna işaret eden Tüzen, “Eğer nüfusun üçte birini üretimden çekiyorsanız, gayrisafi milli hasılanızın yüzde 33’ünden vazgeçiyorsunuz demektir. Bu da ekonomik büyümenin önünde büyük engel oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE FAKİRLİK KISIR DÖNGÜSÜNDE”
Gelir-tasarruf-yatırım ilişkisine değinen Tüzen, Türkiye’nin bir kısır döngüye sürüklendiğini söyleyerek, “Dünya ekonomisinde şöyle bir söz vardır: Fakir ülkeler neden fakirdir? Cevabı, fakir oldukları için. Çünkü geliriniz düşükse tasarrufunuz düşüktür. Tasarruf düşükse yatırım düşüktür, yatırım düşükse işsizlik yüksektir. İşsizlik yüksekse gelir azalır. Bu böyle bir kısır döngüdür. Şu an Türkiye ne yazık ki böyle bir fakirlik kısır döngüsünde.” şeklinde konuştu.
“ENFLASYON GELİR DAĞILIMINI BOZUYOR”
Türkiye’nin orta gelir tuzağından çıkma şansını kaybettiğini dile getiren Tüzen, enflasyonun da toplumun büyük kesimini ezdiğini ifade ederek, “Özellikle asgari ücrette reel anlamda yaşanan erime, enflasyonla birleşince gelir dağılımını iyice bozdu. Enflasyon üretimden kaynaklanıyormuş gibi gösterilip üretici zamlarıyla körükleniyor. Bu da zengini daha zengin yaparken, geniş toplum kesimlerini yoksullaştırıyor.” dedi.
“YATIRIM GÜVEN İSTER”
Yatırım ortamındaki istikrarsızlığa da dikkat çeken Tüzen, “Para, yatırım güven ister. Eğer siz bir ülkede çok sık değişen yasalarla, çok sık değişen ihale mevzuatlarıyla kaygı oluşturursanız hem yerli hem de yabancı yatırımcıyı kaçırırsınız. Bugün artık dış borç alma, iç borç alma, para basma, KİT’leri satma gibi yöntemlerin sonuna gelindi.” değerlendirmesini yaptı.
“ÇEYREK ALTIN ASGARİ ÜCRETLİYE HAYAL OLDU”
Altın fiyatlarındaki yükselişi de değerlendiren Tüzen, artışın yalnızca talep odaklı olmadığını belirtti, “Altının yükselişi sadece bugüne dair bir talep meselesi değil. Dünyada savaşlar, göçler ve yatırıma olan güvensizlik altını daha cazip hale getiriyor. Geçmişte herkesin elinde çeyrek altın olurdu. Bugün ise asgari ücretli çeyrek altını rüyasında görebilecek hale geldi.” şeklinde konuştu.