Yanlış infaz, masum bir kişinin idam cezası ile öldürülmesi durumunda ortaya çıkan bir adalet hatasıdır. Yanlış infaz vakaları ölüm cezasına karşı çıkanlar tarafından bir argüman olarak gösterilirken, savunucular masumiyet argümanının bir bütün olarak adalet sisteminin güvenilirliğini ilgilendirdiğini ve yalnızca ölüm cezasının kullanılmasını baltalamadığını söylüyor.Dünyada birçok yanlış infaz olayı yaşanmıştır. İşte bunlardan bazıları:
1- Tim Cole
Timothy Brian Cole (1 Temmuz 1960 – 2 Aralık 1999) bir Amerikan askeri gazisi ve 1985’te bir öğrenci arkadaşına tecavüz etmekten haksız yere mahkum edilmiş bir Texas Tech Üniversitesi öğrencisiydi.
Cole, iki yıl üniversiteye gitti ve ardından ABD Ordusunda iki yıl hizmet verdi. Ordu hizmetinden sonra, Lubbock’taki Texas Tech’teki üniversiteye geri döndü. Cole, 14 yıl hapis yattıktan sonra öldü, ancak ölümünden sonra affedildi.
1985 yılında Amerika’nın Teksas eyaletinde, Michele isimli 25 yaşındaki teknik öğrencisi tecavüze uğradı. Tecavüz zanlısı olarak gözaltına alınan Timothy Cole’un ise hiçbir şeyden haberi yoktu. Tecavüz kurbanı Michele, polislere verdiği ifade de Cole’a benzeyen birini tarif etti ve daha sonra gözaltına alınan Cole’u tecavüzcüsü olarak teşhis etti. Fakat Michele’in verdiği ifadede Cole kendisine tecavüz etmeden önce ve sonra marijuana tükettiğini dile getirmişti. Ortada büyük bir yanlış vardı, çünkü Cole ağır astım hastası olarak sigara dumanına bile yaklaşamıyordu. Yapılan tüm itirazlara rağmen Cole, ırkçılığın da etkisiyle hiçbir temyiz davasını kazanamadı, 1999 yılında hapishanede geçirdiği astım krizi sonucu hayatına veda eden Cole’un suçsuzluğu 2009 yılında anlaşıldı. (oneido)
2. Troy Davis
Troy Anthony Davis (9 Ekim 1968 – 21 Eylül 2011), 19 Ağustos 1989’da Georgia, Savannah’da polis memuru Mark MacPhail’i öldürmekten hüküm giyen ve idam edilen bir adamdı. MacPhail, bir Burger King restoranında güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu ve öldürüldüğünde yakındaki bir otoparkta saldırıya uğrayan bir adamı savunmak için müdahale ediyordu. Davis’in 1991’deki duruşması sırasında, yedi tanık Davis’in MacPhail’i vurduğunu gördüklerini ifade etti ve diğer ikisi Davis’in cinayeti kendilerine itiraf ettiğini ifade etti. Savcılık adına ifade veren 34 tanık ve Davis de dahil olmak üzere savunma için altı kişi daha vardı.
Cinayet silahı bulunmamasına rağmen, duruşmada sunulan balistik kanıtlar, olay yerinde veya yakınında bulunan mermilerle Davis’in de suçlandığı başka bir atışta bulunan mermilerle bağlantılı. Cinayetten ve önceki silahlı saldırı da dahil olmak üzere çeşitli daha hafif suçlamalardan hüküm giydi ve Ağustos 1991’de ölüm cezasına çarptırıldı.
Davis masumiyetini ölümüne kadar sürdürdü. Mahkumiyeti ile infazı arasındaki yirmi yılda Davis ve savunucuları halktan, ünlülerden ve insan hakları gruplarından destek aldı. Uluslararası Af Örgütü ve Ulusal Renkli İnsanların İlerlemesi Derneği (NAACP) gibi diğer gruplar Davis’in davasını üstlendi.
Eski Başkan Jimmy Carter, Rev. Al Sharpton, Papa Benedict XVI, Başpiskopos Desmond Tutu, Gürcistan’dan eski ABD Kongre Üyesi ve başkan adayı Bob Barr ve eski FBI Direktörü ve yargıç William S. Sessions dahil olmak üzere önde gelen politikacılar ve liderler mahkemelere çağrıda bulundu: Davis’e yeni bir duruşma veya delil niteliğinde bir duruşma verin. Temmuz 2007, Eylül 2008 ve Ekim 2008’de infaz tarihleri planlandı, ancak her infaz, gerçekleşmesinden kısa bir süre önce ertelendi.
3. Teng Xingshan
1989 yılında Çin’de gerçekleşen olayda Teng Xingshan isimli adam cinayet, tecavüz ve soygun suçlamalarıyla tutuklandı. Fakat ortada ceset yoktu. Köylülerden biri tanınmayacak durumda bir kadın cesedi buldu ve polis, cesedin Shi Xiaorong, yani Teng’in öldürmekle suçlandığı kadın olduğunu açıkladı. 28 Ocak 1989’da idam edilen Teng’in suçsuzluğu 1993 yılında köyünden kaçan Shi Xiaorong’un köyüne geri dönmesiyle anlaşıldı. (ONEDİO)
4. Mahmood Hussein Mattan
Mahmood Hussein Mattan (1923 – 3 Eylül 1952), 6 Mart 1952’de Lily Volpert’i öldürmekten haksız yere mahkum edilen Somalili eski bir denizciydi. Tek bir kovuşturma tanığının kanıtı ile Mattan 1952’de idam edildi. 46 yıl sonra suçsuzluğu kanıtlanan Mattan’ın ailesi ve çocukları 750.000 Pound tazminat aldı ve Mattan’ın suçu öldükten yarım asır sonra düşürüldü. Fakat olay İngiltere’nin hukuk tarihine utanç verici bir olay olarak kazındı.
5. Johnny Frank Garrett
Fotoğraf: News Channel 10
Garrett, 31 Ekim 1981’de 17 yaşındayken Katolik bir rahibeyi öldürmekle suçlandı. İddia makamına göre, o sabah Garrett, St. Francis Manastırı’nda 76 yaşındaki Rahibe Tadea Benz’e tecavüz etti, boğdu ve öldürdü. 9 Kasım 1981’de manastırın karşısında oturan Garrett tutuklandı. 1992 yılının Şubat ayında idam edildi. İdam edilmesinden 12 yıl sonra Mart 2004’de DNA testleri sonucunda suçlunun aslında Leoncio Rueda isimli biri olduğu anlaşıldı. Polis ve savcılar olayın Leoncio Rueda tarafından gerçekleştirildiğini kesin olarak dile getirdikten sonra 2008 yılında yapılan bir belgeselin ana konusu olan dava, Amerika’da idamın kaldırılmasını da gündeme getirmişti.
İdam cezası nedir?
Ölüm cezası, bir devletin bir suçun karşılığı olarak bir mahkûmunhayatına son vermesidir. Ölümcezasına çarptırılan kişinin cezasının infaz edilmesine idam denir.
Ölüm cezası suçu cezalandırmak ve siyasi ve dinî ihtilafları bastırmak amacıyla geçmişte çoğu toplum tarafından kullanılmıştır. Tarihsel olarak, ölüm cezaları sıklıkla işkence eşliğinde infaz edilmiş ve halka açık olarak yapılmıştır.
İdam cezası Türkiye’de ne zaman kaldırıldı?
Türkiye Cumhuriyeti’nde ölüm cezası, 1984’ten bu yana uygulanmamaktadır ve 2004’te kaldırılmıştır. Ölüm cezası önce 2001’de savaş tehdidi ve terör suçları hâlleri dışındaki suçlar için kaldırılmış, 3 Ağustos 2002’de “savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç” şartı ile kaldırılmıştır. 7 Mayıs 2004 tarihli 5170 sayılı Kanun ile Anayasa‘dan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, 14 Temmuz 2004 tarihli 5218 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu‘ndan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, böylece ölüm cezası Türk Hukuku’ndan tamamen kaldırılmıştır.