Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube kanalında yaptığı bir yorum gerekçe gösterilerek “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Bu gelişme, Türkiye’de ifade özgürlüğü, bağımsız yargı ve gazetecilik mesleği açısından ciddi bir tartışma yarattı.
Gazeteciler Cemiyeti, yaptığı açıklamada, Altaylı’nın sözlerinin açık biçimde eleştiri ve yorum hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Açıklamada, şiddet ya da tehdit içermeyen ifadelerin suç olarak görülmesinin hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu vurgulandı.
Olayın çıkış noktası ise, söz konusu videonun bir kısmının kasıtlı olarak kesilerek Cumhurbaşkanı danışmanı tarafından sosyal medyada “tehdit” olarak lanse edilmesi. Bu paylaşımın ardından Altaylı’nın gözaltına alınması ve tutuklanması, sosyal medya baskısının yargıyı yönlendirdiği eleştirilerini de beraberinde getirdi.
Basın meslek örgütlerinin ortak açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"Bir gazetecinin düşünce beyanı nedeniyle tutuklanması, yargının tarafsızlığına gölge düşürmektedir. Gazetecilik suç değildir. Eleştiri demokrasinin temelidir, bastırılması ise otoriterliğin göstergesidir."
Son dönemde birçok gazetecinin organize sosyal medya linç kampanyaları sonrası yargı baskısıyla karşı karşıya kalması, medya üzerinde giderek artan bir gözdağı politikasına işaret ediyor.
Gazeteciler Cemiyeti, Altaylı’nın derhal serbest bırakılmasını ve gazetecilik mesleğine yönelik baskı politikalarının sona erdirilmesini talep etti.