Melisa SAPAZ/ ANKARA
Geçtiğimiz aylarda Ankara’da sokak köpeğinin sabah saatlerinde okula gitmek isteyen bir çocuğa saldırması Türkiye gündemine oturmuştu. Bunun üzerine, Sonsöz Gazetesi'nden Melisa Sapaz, Patili Canları Yaşatma Derneği ( PADER) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Karmış’a ulaşarak, köpek saldırılarının neden kaynaklandığını ve bu konuda neler yapılması gerektiğine dair konular hakkında görüşlerini aldı.
ŞİDDET SONA ERMİYOR!
Hayvanların insan şiddetine maruz kaldığını ve bu yüzden de büyük travmalara neden olduğunu belirten karmış; “İnsanlar tarafından şiddete maruz kalmamış hiçbir köpek insana saldırmaz. Mesela değnek ile yürüyen bir vatandaş bir köpeğe değnek ile saldırırsa o köpek genelde bunu unutmaz ve elinde değnek olan herkesi kendisine vuracakmış gibi düşünür ve doğası gereği harekete geçer. Bazı vatandaşlar ise arabalarını durduk yere hayvanların üzerlerine sürdükleri için de birçok köpek arabalara tepki vermektedir. Bunun tam tersi olarak birçok vatandaş tarafından bakılan hayvanların birçok mahallede karşılıklı huzurla nasıl yaşadıklarına da şahidiz. Tam da bu noktada ''Rehabilitasyon'' kelimesi devriye giriyor. Bu tür travmalara maruz kalmış hayvanlara yönelik rehabilitasyon uygulanmadığı, insanların da şiddeti sona ermediği için sorunlar çözülemiyor." dedi

MURAT KURUM’UN SAHİPLENME ÖNERİSİ TÜRKİYE GERÇEKLERİNİ YANSITMIYOR!
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Belediye Başkan Adayı Murat Kurum bir kıraathanede gençlerle buluştuktan sonra sokak hayvanları hakkında açıklamada bulunarak; "Burada 10 tane gencimiz var. Her birimiz bir sokak hayvanını sahiplense sokakta hayvan kalmaz." dedi
Kurum'un bu sözleri hakkında değerlendirmede bulunan Karmış ise “Sayın Murat Kurum insanları sahiplenmeye teşvik etse de, maalesef Türkiye gerçekleri buna müsaade etmiyor. Cins hayvan üretimi devam ediyor ve insanlar özeniyor. Birçok insan cins hayvan satın almak veya sahiplenmek istiyor. Buna ek olarak Türkiye'nin ekonomik durumu birçok insanın hayvan sahiplenmekten uzak durmasına neden oluyor. Ayrıca apartmanda oturuyorsanız komşularınız sorun çıkarıyor, bahçeli evde otursanız çevredekiler sorun çıkarıyor. Düşünün, kendi evinizde bile rahat verilmiyorken, kirada oturduğunuz bir yerde kaç komşu size rahat verir? Ayrıca; herkes çok net anlamış oldu ki devasa yaşam alanları Türkiye'nin götürebileceği bir sistem değil. Bunun delili de çok net. Her gün en az bir belediye barınağından yayınlanan görüntüler delildir. Himayesindeki 200-300 köpeğe bakamayan belediyelerin yaşam alanları talebinde bulunması gerçeklerle örtüşmemektedir. Eğer bu kadar iyi niyetlilerse neden şimdi kanuna uymuyorlar? Hala yüzlerce belediye kısırlaştırma bile yapmamaktadır. Burada amaç hayvanlardan ebediyen kurtulmaktır. Yapılması gerekenler şunlardır; köyler ve sahipli hayvanlar dahil Türkiye'nin her yerinde kısırlaştırma seferberliği başlatılması ve kısırlaştırmanın zorunlu hale getirilmesi, ve sahipli sahipsiz tüm hayvanların kısırlaştırılması her türlü üretimin kısırlaştırma seferberliği süresi boyunca kesin olarak durdurulması, mümkünse sonsuza kadar sonlandırılması, travmalı ve saldırma eğilimli köpeklerin Sivil Toplum Kuruluşları, Yerel Hayvan Koruma Görevlileri ve Gönüllülerin iş birliği ve kontrolünde doğru şartlarda rehabilite edilmesi gerekmektedir.” dedi
.jpeg)
BARINAKLAR NE KADAR GÜVENLİ!
Öte yandan Karmış hayvanlar için barınakların güvenli olmadığını, bazı barınaklarda çalışan insanların belirli suçlardan ceza yemiş kişiler olduğunu belirtti.
Karmış; “Sosyal medyayı dikkatli takip edenler her gün bir belediye barınağından gelen ve herkesi derinden etkileyen korkunç görüntülere tanıklık ediyor. Üstelik belediyeler de diğer belediyeler de yaşanan olayları bilmesine rağmen ''aman, dikkat edelim de sosyal medyaya düşmeyelim'' bile dememektedir. O kadar rahatlar. O kadar umursamazlar. Bu işi maaş için, yani zorunluluktan yapan insanların hayvanlara faydalı olması mümkün değildir. Üstelik bazı belediye barınakları sürgün yeridir. Cezalandırılmak istenen işçiler belediye barınaklarına gönderilir. Birçok belediye barınağında çeşitli ciddi suçlardan hüküm giymiş insanlar da çalışmaktadır. Bunlardan kaç tanesi hayvanlara iyi bakar? Ortada kanun var, ceza yok, maalesef denetlemeler ya zayıf ya da yok. Hal böyle olunca olaylar sona ermiyor."
İŞBİRLİĞİ YAPILMALI!
PADER Başkanı Alper Karmış son olarak, yaşanan sorunların belediye eli ile çözülmeyeceğini hayvanseverler ile iş birliği yapılması gerektiğini söyleyerek; , “Yaşanan sorunlar sadece belediye eliyle çözülemez. Kısırlaştırma seferberliği başlayacak, sahipli sahipsiz tüm hayvanlar kısırlaştırılacak. Üretim ve satış duracak. Travmalı hayvanlar rehabilitasyona alınacak. Hayvanseverler ile iş birliğine gidilecek ve şeffaflık olacak. Mevcut şartlar düzeltilecek. Kanun uygulanacak, denetimler sertleşecek ve cezalar caydırıcı olacak. Devasa yaşam alanları mevcut sorunları çözmez, yeni sorunları beraberinde getirir. Ben insan seviyorum diyen herkes uzmanlara, sahada hayatını heba edenlere kulak vermelidir.”