Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Genel Başkanı Kadem Özbay, Millî Eğitim Bakanlığı ile il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinden okullara gönderilen ve son olarak 30 Aralık 2025 tarihli yazıyla gündeme gelen “sosyal etkinlik hassasiyeti” talimatlarını sert sözlerle eleştirdi. Bakanlık yazılarının pedagojik bir kaygı taşımadığını belirten Özbay, çocukların sevinci ve umut dolu paylaşımlarının hedef alındığını ifade ederek, eğitimin çağ dışı bir ideolojik anlayışla yönetilmeye çalışıldığını söyledi.
“BU YAZILAR PEDAGOJİK DEĞİL, İDEOLOJİK”
Bakanlık yazılarının pedagojik bir kaygı taşımadığını vurgulayan Özbay, “Bu yazılar, sosyal etkinliklere dair bir hassasiyet metni değildir. Eğitimin nasıl çağ dışı bir zihniyetin eline teslim edildiğini açıkça göstermektedir” ifadelerini kullandı.
“SORUN YILBAŞI DEĞİL, TAKVİMLE KAVGA EDEN AKILDIR”
Çocukların umutlu paylaşımlarının hedef alındığını söyleyen Özbay, “Çocukların sınıfta birbirlerine yazdıkları birkaç iyi dilekten, basit ama mutlu edici etkinliklerden rahatsız olan bir anlayışla karşı karşıyayız. Sorun yılbaşı değildir. Asıl sorun, takvimle bile barışamayan bir zihniyetin eğitimi yönetiyor olmasıdır” dedi.
“GERÇEK SORUNLAR GÖRÜLMÜYOR, UMUT DENETLENİYOR”
Öğretmenlerin ağır koşullar altında çalıştığını hatırlatan Özbay, Millî Eğitim Bakanlığı’nın önceliklerini şu sözlerle eleştirdi:
“Öğretmenlerin kalabalık sınıflarla, yoksullukla, okul güvenliğiyle ve fiziki yetersizliklerle uğraşması gerekirken; Millî Eğitim enerjisini çocukların sevincini denetlemeye harcamaktadır. Gerçek sorunlar görmezden gelinirken, umut hedef alınmaktadır.”
“NOEL İLE YILBAŞINI KARIŞTIRAN KORKU SİYASETİ”
Noel ve yılbaşı kavramlarının bilinçli biçimde birbirine karıştırıldığını ifade eden Özbay, “Noel ile yılbaşını birbirine karıştırıp takvim yaprağını tehdit ilan eden bu yaklaşım, pedagojik bir hassasiyet değil; aklı değil korkuyu merkeze alan, çağla bağı kopmuş bir ideolojik dünyayı yansıtmaktadır” diye konuştu.
“OKULLAR TARİKAT VE CEMAATLERE AÇILDI”
Eğitim politikalarının uzun süredir kamusal nitelikten uzaklaştığını belirten Özbay, “Aynı zihniyet, yıllar boyunca protokoller aracılığıyla tarikat ve cemaat uzantılarını okullara taşımış; kamusal eğitimi adım adım bu yapılara açmıştır” dedi.
“HUKUK DEVRE DIŞI, TALİMATLAR TELEFONLA”
Gelinen noktada hukukun da devre dışı bırakıldığını savunan Özbay, “Artık protokole, yazıya, izne hatta hukuka dahi ihtiyaç duyulmayan bir aşamaya geçilmiştir. Telefonla verilen talimatlarla okul kapıları açılmakta; eğitim kurumları denetimsiz ve sorumsuz ideolojik faaliyetlerin alanına dönüştürülmektedir” ifadelerini kullandı.
“BU BİR HATA DEĞİL, BİLİNÇLİ BİR DÜZENDİR”
Yaşananların tesadüf olmadığını vurgulayan Özbay, sürecin bilinçli şekilde inşa edildiğini belirterek, “Bu tablo bir idari boşluk ya da uygulama hatası değildir. Bilerek ve isteyerek yaratılmış bir düzendir. Okullar eğitim mekânı olmaktan çıkarılmıştır” dedi.
“ÇOCUKLAR DEĞİL, İDEOLOJİK DAYATMA ÖNCELİK”
Açıklamasının sonunda eğitim anlayışının merkezinden çocukların çıkarıldığını söyleyen Özbay, şu ifadelerle tepki gösterdi: “Bu zihniyetin eğitim anlayışında öncelik çocuklar değil, çağ dışı ideolojik dayatmadır. Çocukların sevincini, paylaşmasını ve umut kurmasını tehdit görenler; eğitimi de okulları da yönetemez. Takvimle kavga eden bir akıl, geleceği değil karanlığı yeniden üretir.”