Yazar ve psikolojik danışman Zeynep Merdan, teşhirciliğin ve çıplaklığın "özgürlük" kavramı üzerinden normalleştirilmesinin kadın bedeninin metalaştırılmasını hızlandırdığına ve genç kuşaklar arasında kolay yoldan para kazanma fikrinin yaygınlaşmasına zemin hazırladığına dikkat çekti.
“Kendilik Cesareti” ve “İçine Açan İnsan” kitaplarının yazarı Merdan, özgürlük söyleminin sınır tanımayan bir forma evrilmesinin toplumsal dengeleri zedelediğini belirterek, bu tür yaklaşımların artık suistimal edildiğini vurguladı.
“Özgürlük suistimal ediliyor, sınırı olmalı”
Merdan, “İstediğimi giyerim, kimse karışamaz” anlayışının artık sınırsız bir özgürlük anlayışına dönüştüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu anlayış suistimal edilmeye başladı. Eğer biri çıkıp ‘Ben çıplak gezmek istiyorum’ derse, aynı özgürlük adına buna da onay mı vermeliyiz? İşin ucu buraya gidiyor.”
“Toplum içinde yaşamak başkalarını rahatsız etmemeyi de gerektirir”
Bazı mekânların kendine özgü kıyafet kuralları olduğunu ve birlikte yaşamanın başkalarını rahatsız etmeme zarafetini gerektirdiğini ifade eden Merdan, “Cenazeye dekolteyle gidemezsiniz. Bu ve benzeri durumlar insanları rahatsız edebilir. Özgürlüğün dengeli ve makul olması gerekir,” dedi.
“Teşhircilik dijital platformlarda hem normalleşiyor hem ticarileşiyor”
Teşhirciliğin günlük yaşamda giderek daha fazla normalleştiğini belirten Merdan, bu sürecin gençler arasında çalışmadan para kazanma fikrini beslediğini vurguladı:
“Birçok genç şöyle düşünüyor: ‘Yıllarca okuyacağıma, çalışacağıma bir hesap açar yoluma bakarım.’ Bu, ciddi sosyokültürel sonuçlar doğurabilecek bir zihinsel dönüşüm.”
Ayrıca dijital platformlarda kadın bedeninin yalnızca normalleştirilmediğini, aynı zamanda ticarileştirildiğini belirtti. “Beden teşhiri üzerinden para kazanmak artık meydan okumaymış gibi sunuluyor. Bu, kadın bedeninin ticari nesneye dönüştüğü bir düzleme evriliyor,” dedi.
“Çıplaklığı savunmak özgürlük, eleştirmek ise linç nedeni”
Merdan, çıplaklık ve teşhirciliği eleştirenlerin sosyal medyada hakaret ve linç kültürüyle karşılaştığını, bu durumun yalnızca muhafazakârları değil, seküler kesimleri de rahatsız ettiğini belirtti. ABD’deki benzer örneklerden söz eden Merdan, bu tartışmaların evrensel olduğunu, ancak Türkiye’de farklı fikirlerin kaba ifadelerle bastırıldığını söyledi.
“Yumuşak bir dille yapılan eleştiriler bile ‘Yallah Arabistan’a’ gibi tepkilerle karşılanıyor. Bu artık fikir tartışması değil, doğrudan saldırganlık,” dedi.
“Feminist kuramcılar da bedenin nesneleşmesine karşı çıkıyor”
Merdan, çıplaklıkla ilgili eleştirilerin “yobazlık” veya “yaşlılık” gibi etiketlerle bastırılmaya çalışıldığını, ancak birçok feminist kuramcının da bu sürece karşı durduğunu vurguladı. Amerikalı teorisyen Laura Mulvey’in “erkek bakışı” (male gaze) kuramı üzerinden medyada kadın bedeninin nesneleştiğini anlattı.
Ayrıca feminist yazar Catharine Mackinnon’un, teşhirci ve pornografik uygulamaların kadınların sistematik olarak aşağılanmasına hizmet ettiğini düşündüğünü belirtti. “Bunu kendi isteğiyle yapan kadınlar olsa bile, bu durum ‘öz sömürü’ olarak tanımlanabilir,” dedi.
“Sosyal medya örneklerinden yola çıkmalı ama onlara takılmamalıyız”
Zeynep Merdan, konunun sosyal medyada tartışıldığı örnekler üzerinden değerlendirilmesinin önemli olduğunu, ancak tekil vakalara takılmadan meseleyi geniş ve sağduyulu bir şekilde tartışmanın toplumsal gelişim açısından önemli olduğunu ifade etti.