Genel

Çatalhöyük'e gömülen Güllü Ayşa'nın öyküsü

Konya'da 9 bin yıllık Çatalhöyük'ün şu an doğu yakası bölümünde yer alan ve o dönemlerde tepelik boş arazi olduğu için burada toprağa verilen, 1933 yılında ölen Güllü Ayşa’nın öyküsünü; Danimarkalı biyoarkeolog Doç. Dr. Scott Donald Haddow, hazırladığı makaleyle ortaya çıkardı.

KONYA'da 9 bin yıllık Çatalhöyük'ün şu an doğu yakası bölümünde yer alan ve o dönemlerde tepelik boş arazi olduğu için burada toprağa verilen, 1933 yılında ölen Güllü Ayşa’nın öyküsünü; Danimarkalı biyoarkeolog Doç. Dr. Scott Donald Haddow, hazırladığı makaleyle ortaya çıkardı. Haddow makalesinde, “Güllü Ayşa, zina ile suçlandığı ve halk arasında ‘kötü yola düşmüş kadın’ olarak anıldığı için, öldüğünde köy mezarlığına kabul edilmez. Ailesi, onu, Çatalhöyük’ün doğu höyüğünün güneydoğu yamacına gömer. Bu, höyükte bilinen 9 bin 500 yıllık defin tarihinin son örneği olarak kaydedilir” ifadeleriyle yer verdi.

Konya Ovası’nda, insanlığın şehir hayatına geçerek tarım yaptığı 9 bin yıllık Çatalhöyük’te şimdiye kadar birçok medeniyetin mezarı bulundu. Çatalhöyük’teki doğu höyük kısmına defnedilerek mezar taşı dikilen Güllü Ayşa’nın hikayesini, Çatalhöyük’te önceki yıllarda çalışan Danimarkalı biyoarkeolog Doç. Dr. Scott Donald Haddow, araştırmaları sonucunda yazdığı 'Çatalhöyük'te Neolitik Çağ'dan Yirminci Yüzyılın Başlarına Kadar Normatif Olmayan Cenaze Uygulamaları başlıklı makalesinde ‘The Lonely Grave of Güllü Ayşa’ (Güllü Ayşa’nın Yalnız Mezarı) adıyla ortaya çıkardı.

‘GÜLLÜ AYŞA, KADİM İNSANLARIN MEZARLARI ARASINDA HUZUR İÇİNDE YATIYOR’

Yerel kaynakların iddialarına göre Kurtuluş Savaşı’nda eşi Mehmet’in şehit olmasının ardından dul kalan Güllü Ayşa'nın zina dedikodularıyla suçlandığının anlatıldığı makalede, Doç. Dr. Scott Donald Haddow, şu görüşlere yer verdi:

"Yerel halk, Çatalhöyük'teki höyüğü bir defin yeri olarak kullanmayı bıraktı. Belki de Müslümanların kadim kafir mezarları arasına gömülmesi artık uygun görülmüyordu. Küçükköy köyündeki duvarlı bir mezarlık, artık kasaba halkı için son dinlenme yeri olarak hizmet veriyor, Güllü Ayşa hariç. Bölgede çalışan yerel personel tarafından anlatılan hikayesi üzücü. Zina ile suçlanan Ayşa, köylüler arasında ‘kötü yola düşmüş kadın-düşmüş kadın' olarak ün salmıştı. Hayatının geri kalanında dışlanmış biri olarak kabul edildi. Öldüğünde kasaba halkı, köy mezarlığına uygun bir şekilde gömülmesine izin vermedi. Bunun yerine ailesi onu köyün üzerinde yükselen yüksek höyüğe gömdü. Bir zamanlar orada yapılan definlerin uzun tarihini, belli belirsiz de olsa, hatırlamış olmalılar. Ailesiyle birlikte kasabaya gömülemese bile, en azından Çatalhöyük'teki çok daha eski ölüler topluluğuna katılacaktı. Bugün, kadim insanların mezarları arasında huzur içinde yatıyor. Mezar taşındaki yazıda şöyle yazıyor; ‘Hu, merhume Hüseyin kızı Güllü Ayşa ruhuna Fatiha 22/2/1933" (DHA)