Gündem

Barışın Koruyucuları , Savaşın Askerleri: Türk Silahlı Kuvvetleri

Türk Silahlı Kuvvetleri, 3 Mayıs 1920 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Büyük Millet Meclisi önderliğinde kuruldu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), kökleri yüzyıllar öncesine dayanan zengin bir tarihi mirasa sahiptir. Ancak modern anlamda TSK'nın kuruluşu, Kurtuluş Savaşı'nın zorlu koşullarında atılan adımlarla şekillenmiştir.

Kurtuluş Savaşı'nın Zorlu Yılları ve Düzenli Ordunun Temelleri (1920-1922)

I. Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılması ve Anadolu'nun işgali, Türk milletinin varoluş mücadelesini tetiklemiştir. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan Milli Mücadele'de, ilk başlarda çeşitli direniş güçleri ve milis kuvvetleri (Kuvâ-yi Milliye) düşmana karşı mücadele vermiştir. Ancak, düşmanın düzenli ve güçlü ordusuna karşı daha etkin bir mücadele verebilmek için düzenli bir ordunun kurulması zaruri hale gelmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) 23 Nisan 1920'de Ankara'da açılması, düzenli ordunun kuruluşu için hukuki zemini oluşturmuştur. TBMM, 3 Mayıs 1920 tarihinde kabul ettiği ilk yasalarından biriyle "Milli Savunma Bakanlığı"nı (o dönemki adıyla "Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti") kurarak düzenli ordunun teşkilatlanma sürecini başlatmıştır. Bu tarih, modern Türk Ordusu'nun kuruluşunun miladı olarak kabul edilebilir.

Bu dönemde, Kuvâ-yi Milliye'nin gönüllülük esasına dayanması ve disiplin sorunları yaşaması, düzenli ordunun kurulmasının ne kadar kritik olduğunu göstermiştir. Mustafa Kemal Atatürk'ün kararlılığı ve TBMM'nin desteğiyle, çeşitli cephelerdeki dağınık kuvvetler bir araya getirilerek disiplinli ve merkezi komutaya bağlı bir ordu oluşturulmaya başlanmıştır. Bu süreçte, eski Osmanlı ordusundan tecrübeli subaylar ve askerler önemli rol oynamıştır.

Zaferle Taçlanan Kuruluş ve Gelişim Süreci (1922-1949)

Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte, yeni devletin en önemli kurumlarından biri olan ordu da yeniden yapılandırılmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, ordu modernizasyonu ve profesyonelleşmesi için önemli adımlar atılmıştır. Askeri okulların yeniden düzenlenmesi, yeni askeri teçhizatın tedariki ve askeri doktrinlerin güncellenmesi bu dönemin öncelikleri arasında yer almıştır.

II. Dünya Savaşı yıllarında Türkiye, savaşın dışında kalmayı başarmış olsa da, olası bir tehdide karşı ordunun gücünü ve hazırlıklılığını artırmaya yönelik çalışmalar sürdürülmüştür. Bu dönemde, ordunun teknolojik altyapısı güçlendirilmeye çalışılmış ve personel eğitimi önem kazanmıştır.

NATO Üyeliği ve Soğuk Savaş Dönemi (1952-1991)

Türkiye'nin 1952 yılında Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) üye olması, TSK için önemli bir dönüm noktası olmuştur. NATO üyeliği, Türk ordusunun modernizasyonu ve Batı standartlarına uyum sağlaması sürecini hızlandırmıştır. Bu dönemde, ABD ve diğer NATO ülkelerinden sağlanan askeri yardımlar ve ortak tatbikatlar, TSK'nın caydırıcılığını ve etkinliğini artırmıştır.

Soğuk Savaş döneminde Türkiye, NATO'nun güney kanadında stratejik bir konuma sahip olmuş ve TSK, bu coğrafyada önemli bir güvenlik unsuru olarak görev yapmıştır. Kore Savaşı'nda gösterdiği kahramanlıklarla uluslararası alanda takdir toplayan Türk ordusu, NATO bünyesinde çeşitli görevler üstlenmiş ve bölgesel istikrara katkıda bulunmuştur.

Soğuk Savaş Sonrası Dönem ve Yeni Güvenlik Tehditleri (1991-Günümüz)

Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, dünya genelinde güvenlik dengeleri değişmiş ve Türkiye de yeni tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. Terörizm, bölgesel istikrarsızlıklar, sınır güvenliği sorunları ve siber tehditler, TSK'nın öncelikli mücadele alanları haline gelmiştir.

Bu dönemde TSK, teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek modernizasyon çalışmalarına aralıksız devam etmiştir. Yerli savunma sanayinin geliştirilmesi, ordunun kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi ve dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla önemli yatırımlar yapılmıştır.

TSK, sadece Türkiye'nin güvenliğini sağlamakla kalmamış, aynı zamanda uluslararası barışı koruma ve insani yardım görevlerinde de aktif rol oynamıştır. Birleşmiş Milletler (BM) ve NATO bünyesinde çeşitli barışı koruma operasyonlarına katılan Türk askeri, dünyanın farklı coğrafyalarında zorlu görevler üstlenmiştir.

Günümüzde Türk Silahlı Kuvvetleri

Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri, modern teçhizatı, nitelikli personeli ve güçlü caydırıcılığı ile bölgesinde ve dünyada önemli bir güçtür. Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Özel Kuvvetler Komutanlığı olmak üzere dört ana komutanlıktan oluşan TSK, Türkiye'nin egemenlik haklarını ve güvenliğini her koşulda koruma azim ve kararlılığındadır.

TSK, Atatürk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesi doğrultusunda, hem ülkenin güvenliğini sağlamaya hem de bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunmaya devam etmektedir. Geçmişten aldığı güç ve deneyimle, gelecekteki her türlü zorluğun üstesinden gelmeye hazır olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin sarsılmaz teminatı olmaya devam edecektir.