Genel

“Atatürk’ün tarım üssü göz göre göre eridi”

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, kuruluşunun 100. yılı dolayısıyla Atatürk Orman Çiftliği’nin yalnızca bir tarım alanı değil, Cumhuriyet’in bilimsel tarım, eğitim, planlı kentleşme ve kalkınma vizyonunun simgesi olduğunu vurguladı. “Atatürk Orman Çiftliğini korumak, Cumhuriyet’i korumaktır” dedi.

GONCAGÜL KONAŞ

Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) kuruluşunun 100. yılı dolayısıyla açıklama yapan TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, çiftliğin yalnızca bir tarım mirası değil, aynı zamanda Cumhuriyet’in modernleşme ve kalkınma ideallerinin somut bir ürünü olduğunu belirtti. Suiçmez, “Atatürk Orman Çiftliği’ni korumak; Atatürk ilke ve devrimlerini, hukuk devletini ve Cumhuriyet’i korumaktır.” dedi. AOÇ’nin zamanla büyük ölçüde küçüldüğünü, tarımsal, eğitsel ve kamusal işlevlerinin zedelendiğini belirten Suiçmez, çiftliğin yeniden tarım üssü olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

“ATATÜRK, ÇİFTLİĞİ KENDİ BİRİKİMİYLE SATIN ALDI”

Suiçmez, çiftliğin kuruluş tarihine dikkat çekerek, “5 Mayıs 2025 tarihi Atatürk Orman Çiftliği'nin kuruluşunun yüzüncü yıl dönüm tarihi. 5 Mayıs 1925 tarihinde ulusal önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendi birikimleriyle satın alınan ve üzerinde çiftlik kurulan araziler, Atatürk’ün vasiyeti sonucu 11 Haziran 1937 yılında hazineye bağışlandı.” dedi.

“CUMHURİYET, TARIMI BİLİMLE BULUŞTURDU”

Cumhuriyet’in tarıma ve kalkınmaya yaklaşımını anlatan Suiçmez, “Osmanlı’dan ilkel bir tarımsal yapı devralan Türkiye Cumhuriyeti, bir yandan ekonomide kendi kendine yeterli olmayı, diğer yandan da Türk tarımını modernleştirmeyi ve tarıma dayalı sanayiyi geliştirmeyi hedefledi. Bu hedef doğrultusunda çağdaş kentleşmeyi sağlamak için bir dizi politika yaşama geçirildi. Bu kapsamda Atatürk Orman Çiftliği, Cumhuriyet’in tarıma, eğitime ve kentleşmeye yönelik planlama bakış açısının somut bir örneğidir.” ifadelerini kullandı.

AOÇ’nin kuruluş amaçlarına da değinen Suiçmez, “Tarımı bilimle buluşturmak, Ankaralı’yı güzel bir mekâna kavuşturmak temel amaçlardan biriydi.” diye konuştu.

“AOÇ ARAZİLERİNİN YÜZDE 70’İ KAYBEDİLDİ”

Atatürk’ün vasiyetinde yer alan Ankara dışındaki arazilerle birlikte AOÇ'nin toplam büyüklüğünün 154 bin 729 dekar olduğuna dikkat çeken Suiçmez, bu alanın büyük ölçüde daraldığını söyledi: “AOÇ arazisinin 102 bin dekar olduğu kayıtlarda var. Ancak gerek kamu kuruluşlarının, gerekse özel sektörün müdahaleleriyle ve özellikle 1950’li yıllardaki gecekondulaşma, traktörleşme ve göç süreçleriyle çiftliğin arazisi küçüldü. Gazi Mahallesi’nden Türk Traktör ve Şeker Fabrikası’na kadar birçok kamu ve özel yapı kuruldu. Devlet Denetleme Kurulu’nun 1989 raporuna göre AOÇ arazisi 33 bin dekar civarına geriledi. 2000’li yıllarda ise bu rakam daha da düştü. Bugün Atatürk Orman Çiftliği’nin yaklaşık yüzde 70’ini maalesef kaybettik.”

“ZİRAAT EĞİTİMİNİN TEMEL TAŞIYDI”

AOÇ’nin yalnızca bir tarım alanı değil, aynı zamanda eğitim merkezi olduğunu vurgulayan Suiçmez, “Atatürk Orman Çiftliği, o dönemde ziraat eğitimini yeniden yapılandıran Yüksek Ziraat Enstitüsü’nün uygulama alanıydı. Öğrenciler burada staj yapıyor, ardından fakülte eğitimini tamamlıyordu. Bu enstitü daha sonra ülkemizin kurucu fakültelerinden biri olan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne dönüştü.” dedi.

“SANAYİLEŞMEYE VE KOOPERATİFÇİLİĞE ÖNCÜLÜK ETTİ”

AOÇ’nin çevre ilçelerdeki çiftçiler için bir kooperatifçilik modeli sunduğunu da ifade eden Suiçmez, “Kooperatif ürünlerini AOÇ üzerinden değerlendirme anlamında önemli bir modeldi. Ayrıca süt, meyve suyu ve şarap fabrikalarıyla tarıma dayalı sanayileşmeye öncülük etti. Ancak 2000’li yıllardan sonra ideolojik yaklaşımlar nedeniyle şarap fabrikası kapatıldı, süt fabrikasının durumu ise belirsiz. Elimizde kala kala maalesef sadece AOÇ dondurması kaldı” diye konuştu.

“ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ, KENTSEL TARIMIN ÖNCÜSÜDÜR”

Pandemi, savaş ve deprem gibi krizlerin tedarik zincirlerini kırdığı bir dönemde kentsel tarımın önem kazandığını belirten Suiçmez, “Eğer dünya ve Türkiye bugün kentsel tarımı konuşuyorsa, yüz yıl öncesinden en iyi örneklerden biri Atatürk Orman Çiftliği’dir. Ankara’nın en çukur yerinde kentsel tarım alanı kadar, kentsel nefes alınabilecek çok geniş bir yeşil alan bırakılması, nasıl bir öngörü olduğunun göstergesidir. Ama biz Atatürk’ün bu mirasını koruyamadık.” dedi.

“ANKAPARK, AOÇ’NİN BAĞRINA SAPLANAN HANÇERDİR”

AOÇ arazilerinin zamanla parçalanarak yok edildiğini belirten Suiçmez, “Atatürk Orman Çiftliği’ni hayvanat bahçesiyle hatırlardık. Hayvanat bahçesi yok artık. Yerine milyarlarca liranın gömüldüğü Ankapark kuruldu. Ankapark, Atatürk Orman Çiftliği’nin içinde bir hançerdir. Ankapark’ı kuranların mutlaka yargılanması gerekir.” ifadelerini kullandı.

“SARAY, VASİYETE AYKIRIDIR”

Atatürk Orman Çiftliği’nin aynı zamanda bir yönetim modeli olduğunu dile getiren Suiçmez, “Cumhurbaşkanlarının Çankaya Köşkü’nde ülkeyi yönettiği ortamda bugün AOÇ arazisi üzerine inşa edilmiş bir saray yerleşkesi bulunuyor. Mekanı TMMOB’a bağlı odalar olarak defalarca yargıya taşıdık. Mimarlar, şehir plancıları, çevre mühendisleri, harita ve kadastro mühendisleriyle birlikte hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz.” dedi.

“AOÇ’Yİ TARIM ÜSSÜNE DÖNÜŞTÜRMELİYİZ”

Suiçmez, mevcut Atatürk Orman Çiftliği arazilerinin tarım üssü olarak yeniden planlanabileceğini belirterek, “Tarım yapılabilir mi? Evet. Ülkeyi yönetenlerin bakış açısı değişirse, mevcut araziler çağdaş tarıma yönelik projelerle değerlendirilebilir. Çevredeki ovalar ve ilçelerdeki çiftçilerle modern tarım uygulamaları geliştirilebilir. AOÇ’yi korumak bize göre Cumhuriyet’i korumaktır.” diye konuştu.

“BEŞTEPE MİLLET BAHÇESİ ADI, MİRASI SİLME GİRİŞİMİDİR”

“Adı üstünde Atatürk Orman Çiftliği’nin, bugün Beştepe Millet Bahçesi gibi isimlerle silinmeye çalışıldığı bir ortamdayız” diyen Suiçmez, çiftliğin vasiyetine uygun planlanmasının bir zorunluluk olduğunu belirtti: “AOÇ mutlaka korunmalı, geliştirilmelidir. Bu, Atatürk ilke ve devrimlerini yaşama geçirmek açısından da büyük önem taşır.”

“İLKELERİNİ NASIL KORUYACAĞIZ?”

Sözlerini Uğur Mumcu’nun bir sözüyle tamamlayan Suiçmez, “İlkelerine kadar inmeye ne gerek var? Daha bizler Atatürk’ün çiftliğini bile koruyamamışız. İlkelerini nasıl koruyacağız?” dedi.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası olarak çiftliğin korunması mücadelesine devam edeceklerini belirten Suiçmez, “Odamız 70. yılını kutlarken, Atatürk Orman Çiftliği’nin 100. yılında ve sonrasında korunması, geliştirilmesi mücadelesinde hukuksal, toplumsal ve siyasal her türlü katkıyı vererek bu önemli mirasın gelecek kuşaklara ulaştırılmasını sağlayacağız. AOÇ’yi hep birlikte korumak hepimizin görevidir.” dedi.