Bilim & Teknoloji

Siber Güvenlikte Yeni Dönem: Dijital Egemenlik ve Yerli Teknoloji

Türkiye Bilişim Derneği’nin düzenlediği 8. Siber Güvenlik Zirvesi'nde, yapay zekâ tehditlerinden dijital egemenliğe uzanan kritik başlıklar ele alındı. Siber Güvenlik Başkanlığı ve yürürlüğe giren yasa, sektörde dönüm noktası olarak değerlendirildi.

EBRU APALAK

Türkiye Bilişim Derneği (TBD), toplumun tüm katmanlarında “siber güvenlik farkındalığı” oluşturmak için "Geleceğin Siber Ekosistemi: Güven, Direnç ve İnovasyon” temasıyla 8’inci Siber Güvenlik Ekosisteminin Geliştirilmesi Zirvesi’ni 12 Haziran 2025 Perşembe günü Ankara’da düzenledi.

Zirveye Sağlık Bakanlığı Tehdit İstihbaratı ve Siber Olaylar Birim Yöneticisi Seydi Hıtay, Savunma Sanayii Başkanlığı Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Genel Koordinatörü Alpaslan Kesici, TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi Siber Güvenlik Enstitüsü Müdürü İsmail Güneş, Sakarya Üniversitesi Kritik Altyapılar Ulusal Test Yatağı Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. İbrahim Özçelik, kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.

Zirvede, “Kritik Altyapılarda Sessiz Savaş: Dijital Saldırılar, Fiziksel Etkiler, Yapay Zekânın Getirdiği Tehditler” ve “Siber Savunmada Yerlileşme: Sorunlar ve Fırsatlar Girişimci, Yatırımcı ve Kamu Perspektifiyle Kritik Bir Yolculuk” başlıklı oturumlar düzenlendi. “Büyük Dil Modellerinin İmkân ve Kabiliyetleri ile Getirdiği Riskler” ve “Mahremiyet Koruyucu Tekniklerin Yapay Zekâ Eğitiminde Kullanımı” konulu iki eğitim yapıldı.

“DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE SİBER GÜVENLİK BİRBİRİNİ TAMAMLIYOR”

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Konferans Salonu’nda yapılan zirve, TBD Genel Başkanı Kenan Nurhan Altınsaat’in açılış konuşmasıyla başladı. Altınsaat, Siber Güvenlik Başkanlığı’nın ve Türkiye’deki ilgili yasal düzenlemelerin önemine şöyle dikkat çekti:

“Son 15 yıldır, konu ile ilgili çok sayıda adımlar atıldı. 2025 yılının ilk üç ayı ise ülkemizde bu konunun şu ana kadarki en önemli dönüm noktası oldu. Siber Güvenlik Başkanlığı’nın kurulmuş olması ve Siber Güvenlik Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ülkemiz adına çok önemli gelişmelerdir. Siber Güvenlik Başkanlığı’na ‘Dijital Dönüşüm’ görevinin de verilmiş olmasının çok titizlikle uygulanması, konunun siber güvenlik ekosistemi kadar, dijitalleşme ekosistemini de dikkate alarak ilerlemesi gerekliliği de çok önemlidir. Dijital dönüşüm ve siber güvenlik aynı teknoloji üzerinde birbirini tamamlayan iki konu olarak yaşamalı ve biri, diğerinin alt kümesi gibi değerlendirilmemelidir.”

BİLİŞİM SEKTÖRÜ İÇİN YEŞİL PASAPORT TALEBİ

Yeşil pasaport uygulamasının genişletilmesine yönelik mevzuat çalışmasından söz ederek, “Üretimlerimiz ile yurt dışı pazarlarda kendimize yer ediniyor ve ihracat rakamlarında önemli oranlarda destek sağlıyoruz.” dedi. Bilişim sektörünün yatırımcıları, girişimcileri ve emektarlarının da bu kapsama dahil edilmesini talep etti.

Altınsaat, dijital çağda siber güvenlik, dijital egemenlik ve dayanıklılığın ulusal güvenlik ve kalkınmanın temel unsurları hâline geldiğini vurguladı. Yapay zekâ gibi teknolojilerin artan tehditlerine karşı dijital altyapıların korunması gerektiğini belirtti: “Yapay zekâ başta olmak üzere yenilikçi teknolojiler geliştikçe saldırı vektörleri daha akıllı ve etkili hâle gelmekte. Günümüzde kritik altyapılar, haberleşme sistemleri ve BT ağlarının dijital saldırılara karşı korunması amacıyla devletin siber güvenliğini sağlamalıyız ve dijital egemenliğin zarar görmesini engelleyecek dayanıklılık seviyesine ulaşmalıyız.”

“BU ÇAĞIN NESNESİ DEĞİL ÖZNESİ OLACAĞIZ”

Altınsaat’in ardından BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu konuştu. Karagözoğlu, bireylerin birçok farklı araçtan internete bağladığını, dünya nüfusunun yüzde 70’inin internet kullandığını söyledi. Tehdidin çok karmaşık ve uluslararası nitelikli olduğunu belirterek, “Yerli ve millî teknolojilere yaptığımız yatırımlarla siber güvenliği sadece savunma değil aktif bir caydırıcılık hâline getiriyoruz.” dedi.

Türkiye’nin ulusal ölçekli siber güvenlik stratejisinin zirvenin temasını oluşturan güven, direnç ve inovasyon ekseninde olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Ulusal ölçekli siber güvenlik stratejimiz üç temel eksende yer alıyor: Güven, direnç ve inovasyon. Güven her şeyin başlangıcıdır. Direnç değişen tehlike ortamına karşı ayakta kalmanın sırrıdır. İnovasyon ise bu üçlünün sürekliliğini sağlar. Bu üç temel sütunu güvenli ve müreffeh bir dijital geleceğin olmazsa olmazı olarak görüyoruz. Ama en önemlisi de unutmamamız gereken şu: tüm bu kavramların merkezinde insan var. O nedenle biz insanı merkezi alan bir anlayışla insan odaklı siber güvenlik yaklaşımını benimsiyoruz.”

Karagözoğlu, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda uyguladıkları 2024-2028 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi’ni şöyle anlattı: “Tüm alanlarda üreten, geliştiren, şekillendiren ve ihraç eden bir ülke olmak hedefiyle çıktığımız bu yolda bu çağın nesnesi değil öznesi olacağız. Bunu bize sağlayacak olan tek şey de Türkiye Yüzyılı vizyonudur. Türkiye Yüzyılı, üretimin, kalkınmanın, dijital dönüşümünün ve bağımsızlığın yüzyılı olacak. Biz buna yürekten inanıyoruz. İşte bu inançla siber gücümüzü arttırmak ve yerli ve millî teknolojilere öncelik vermek gibi hedeflerle şekillenen kapsamlı bir yaklaşım benimsedik. Bu doğrultuda 2024-2028 Ulusal Siber Güvenlik Stratejimizi uygulamaya koyduk. Stratejimizin uygulanmasında bu yıl yürürlüğe giren Siber Güvenlik Kanunumuz da kritik bir eşik oldu. Ayrıca Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda kurulan Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi bugün 262 üyesiyle ülkemizin siber savunma ekosistemini büyütmeye devam ediyor.”

USOM, GÜNDE YAKLAŞIK 11 MİLYON ZARARLI ERİŞİMİ ENGELLİYOR

Son açılış konuşmasını ise Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan yaptı. Sayan, siber risklerin yaygınlaştığı bir ortamda geleceğin olası tehditlerine yönelik önlem aldıklarını söyledi. Siber güvenliğin ekonomik bir rekabet unsuru, toplumsal sorumluluk hâline geldiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) tarafından yaklaşık 37 bin siber saldırı tespit edilmiş durumda. Günde ortalama yaklaşık 11 milyon zararlı erişimi tespit ediyor ve engelliyor. Artık siber güvenlik ulusal güvenliğimizin, ekonomik istikrarımızın ve kamu refahının en temel direklerinden bir tanesidir. Siber tehditlerin bu denli yaygınlaştığı bu ortamda Türkiye olarak sadece bugünün risklerine karşı önlem almakla yetinmiyoruz. Aynı zamanda geleceğin siber güvenliğini şekillendirecek adımları da birlikte atıyoruz.”

Türkiye’nin siber güvenlik sağlayan sistemleri AVCI, AZAD ve KASIRGA’nın etkin olduğunu ifade etti. Siber güvenliğin sadece kurumlar ve devletlerin sorumluluğunda olmadığını vurguladı. Yurttaşların güçlü parolalar kullanmak, iki faktörlü kimlik doğrulamak, yazılımları ve işletim sistemlerini güncellemek ve sosyal medyada kişisel bilgileri paylaşırken dikkatli olmak gibi önlemleri uygulaması gerektiğini kaydetti.

Açılış konuşmalarının ardından Bakan Yardımcısı Sayan ve BTK Başkanı Karagözoğlu, fuayedeki stantları ziyaret etti.

MEB, SİBER GÜVENLİK EKOSİSTEMİNE KATKI VEREN KAMU KURUMU ÖDÜLÜNÜ ALDI

TBD, 2018’den beri siber güvenlik ürünlerinin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve nitelikli insan kaynağına katkı sunan kurum ve bireylere Siber Güvenlik Ekosistemine Katkı Ödülleri’ni veriyor. Zirvede ödül alan kişi ve kurumlar şöyle:

Siber Güvenlik Ekosistemine Katkı Veren Kamu Kurumu: Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)

Siber Güvenlik Ekosistemine Katkı Veren Kamu Görevlisi: Dr. Merve Karataş

Siber Güvenlik Ekosistemine Katkı Veren Akademisyen: Prof. Dr. İbrahim Özçelik

Siber Güvenlik Ekosistemine Katkı Veren Medya: Bilişim Profesyonelleri Haber Sitesi

Yerli ve Millî Teknoloji Geliştirme: ICSFusion

Siber Güvenlik Ürünü İhraç Kategorisi: sayTEC

Zirve, TurkNET, Siber Güvenlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Adil Hafa ve Lokman Hekim Sağlık Grubu Bilgi Teknolojileri Yöneticisi Ahmet Elibol’un TEDx konuşmalarının ardından sona erdi.