Sümer TAŞKIRAN
ATO Congresium’da gerçekleşen ARTNOUVA Sanat Fuarı, birbirinden değerli sanatçıları ve eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. Bu yıl fuarda dikkat çeken isimlerden biri de, resim ve heykel çalışmalarıyla tanınan Cevriye Özgezer oldu. Sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Özgezer, Sonsöz Gazetesi’ne verdiği özel röportajda hem sanata olan tutkusunu hem de eserlerinin ardındaki duygusal dünyayı anlattı.
ANKARA BENİM İLHAM KAYNAĞIM"
1980 yılında Hatay’ın Dörtyol ilçesinde doğan Cevriye Özgezer, Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü mezunu. Uzun yıllardır Ankara’da yaşayan sanatçı, özellikle başkentin kent dokusunu ve sokaklarını tuvallerine taşımayı sevdiğini söyleyerek, “Ankara resimleri benim için birer belge niteliğinde. Kent peyzajı çalışmalarımda çoğunlukla yağlı boya ve spatula tekniği kullanıyorum. Son dönemlerde Ankara dışına da taşmaya başladım. İstanbul, İzmir gibi şehirlerde gezdiğim yerleri fotoğraflayıp daha sonra resme dönüştürüyorum" ifadelerini kullandı.
"GECEKONDULAR ARTIK YOK OLUYOR, BEN ONLARI RESMEDİYORUM"
Sanatçının son dönemdeki temaları arasında gecekondu yaşamı, komşuluk ilişkileri ve nostaljik kent görüntüleri öne çıkıyor.
Özgezer, bu çalışmalarının yalnızca birer resim değil, aynı zamanda toplumsal bir bellek kaydı olduğunu söyleyerek, “Gecekondular, yavaş yavaş yok olan bir kültür. Ben o yerlerde büyüdüm. İnsanların birbirine daha yakın olduğu, samimiyetin ve dayanışmanın hâkim olduğu günleri yaşatmak istiyorum. O yüzden o mahalleleri, insan ilişkilerini, eski komşulukları tuvale taşıyorum" şeklinde konuştu.
"ALTINCI KİŞİSEL SERGİMİ AÇMAYA HAZIRLANIYORUM"
Sanat kariyerinde birçok kişisel ve karma sergiye imza atan Özgezer, Ankara ve İstanbul’daki fuarların yanı sıra uluslararası sanat platformlarında da yer alıyor.
Özgezer çalışmalarını şu sözlerle anlatıyor:
“Bu zamana kadar birçok sergide bulundum. Artcontact ve IAAF gibi büyük fuarlarda eserlerim sergilendi. Yakında altıncı kişisel sergimi açacağım. Kasım ayında Ankara’da, ardından İstanbul Bebek’teki GaleriCam’da kişisel sergim olacak."
Yurt dışından da yoğun ilgi gördüğünü belirten sanatçı, özellikle ‘gecekondu temalı’ eserlerinin yabancı koleksiyonerlerin dikkatini çektiğini ifade ederek, “Yurt dışından da satışlarım oluyor. Gecekondu konulu tablolarım çok merak ediliyor çünkü orada böyle bir yaşam biçimi yok. Bizim kültürümüzü, kentleşme sürecimizi sanatsal bir dille anlatıyorum" dedi.
SANAT ÖĞRETMEK DE EN AZ ÜRETMEK KADAR DEĞERLİ
Sanatla iç içe geçen yaşamında Özgezer, aynı zamanda resim ve heykel eğitimi de veriyor. Özgezer, “Uzun yıllar Halk Eğitim Merkezi’nde yetişkinlere ders verdim. Şimdi kendi atölyem olan Melekçe Art Atölye’de derslerime devam ediyorum. Ayrıca Kuran Kültür ve Sanat Merkezi’nde de özel dersler veriyorum. Eğitimcilik beni çok besliyor; insanlarla iletişim kurmak, onlara bir şey öğretmek büyük mutluluk" şeklinde konuştu.
Sanatı bir tür rehabilitasyon olarak gördüğünü de vurgulayan Özgezer, bu duyguyu şöyle anlattı:
“Resim yapmaya başladığımda dünyadan kopuyorum. Tüm stres, sıkıntı, üzüntü kayboluyor. Sanat insanı iyileştiriyor. Bu yüzden herkesi sanata yönlendirmek istiyorum. Hobi olarak bile olsa denesinler, çünkü bir süre sonra bırakamıyor insan.”
"ATÖLYEMİZİN KAPISI HERKESE AÇIK"
Sanatseverleri, sadece sanatla değil, sohbet ve dostlukla da buluşmaya davet eden Özgezer, sıcak bir çağrıda bulunmayı da ihmal etmedi.
“Derslerimize gelemeseler bile buyursunlar, bir çayımızı, kahvemizi içsinler. Tanışalım, fikir alışverişinde bulunalım. Ben onlardan bir şeyler öğrenirim, onlar da benden.”
"SANAT, İNSANI İNSANA YAKLAŞTIRIR"
Röportajın sonunda Özgezer, sanata ilgi duyan herkese şu mesajı verdi:
“Sanatı sevin. Yeteneğinizin farkına varın. Gençler de, emekliler de gelsin; bu ortamlarda bulunmak bile ruhu besliyor. Fuarlar, sergiler, atölyeler insanı hayata bağlıyor. Unutmayın, sanat sadece estetik değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir.”
Cevriye Özgezer’in eserleri, ARTNOUVA Sanat Fuarı boyunca ATO Congresium’da sanatseverlerin beğenisine sunuldu.