Ankara

Orman yangınlarına 'pembe küre' projesi

Orta Doğu Teknik Üniversiteli (ODTÜ) Ezgi Semerci ve Hacettepe Üniversiteli Bahadır Özten, orman yangınlarına karşı 'Pembe Küre' projesi geliştirdi. Hava araçlarıyla yanan alana bırakılan ve patlayarak köpüğe dönüşüp, yangının etrafında bariyer oluşturan pembe küreler, 'Dubai Future Foundation' (Dubai Gelecek Fonu) tarafından düzenlenen yarışmada ilk 20'de yer aldı.

ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden bu yıl mezun olan Ezgi Semerci ve Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü öğrencisi Bahadır Özten'in geliştirdiği pembe küreler, yanan alana hava araçlarıyla bırakılıyor. Pembe küreler patlayarak içindeki maddeler ile köpüğe dönüşüp, yangının etrafında bariyer oluşturuyor ve alevlerin ilerlemesini engelliyor. Yangını boğup, ilerlemesini durdurarak söndürmeyi hedefleyen proje, Dubai Future Foundation tarafından düzenlenen yarışmada ilk 20'ye girdi.

'KÖPÜK, YANGIN İLERLEMESİN DİYE BARİYER GÖREVİ GÖRÜYOR'

Ezgi Semerci, projenin çıkış noktasının son yıllarda artan orman yangınları karşısında yaşanan toplumsal çaresizlik olduğunu söyledi. Semerci, 1,5 yıllık çalışmayla sistemi geliştirdiklerini anlatarak "Biz aslında kalkan sistemi geliştirmiş olduk. Yangına karşı direkt müdahale etmiyoruz. Yangının ilerleyeceği noktalara bariyer görevi olarak koyuyoruz küreleri. Bizim yapmamız gereken şey yangının ilerleyeceği noktalara bariyer görevi görecek sistem geliştirmekti. O yüzden de bariyer olarak 'Shield' ismini seçtik. Doğa bize mühendislik anlamında ilham kaynağı oldu. Yeni bir şey geliştirmek yerine aslında olan, var olan teknolojileri kendi projemize adapte etmeye çalıştık. Mesela akçaağaç tohumundan ilham aldık ve bu tohum aslında bizim küremizin uçaktan atıldıktan sonra hem dönerek yavaşça bir yol izlemesine hem de aynı zamanda aslında tam olarak isabet edilen noktaya düşmesini sağlamış oluyor. Kozalaktan örnek aldık; kozalak nem ve sıcaklık etkisiyle kanatlarını açıyor. Biz bunu da kendi mekanizmamıza entegre ettik ve bu şekilde aslında insan müdahalesi olmadan projenin kendini aktive edebilmesini sağladık" ifadelerini kullandı.

'YANGINI BOĞARAK BARİYER OLUŞTURUYOR'

Semerci, köpüğün renginin pembe olmasıyla ilgili "Ormanın yeşiliyle pembe çok daha görünür hale geliyor. Pilotların ve itfaiye ekiplerinin ve etraftaki insanların aslında burada gerçekten bir bariyer olduğunu fark etmesi, görmesi ve operasyonun kolaylaştırılması için bu rengi tercih ettik. Bu sistemle, sorunu çözmeye çalışırken ekstra yeni bir çevre sorunu yaratmamalıyız. Bu yüzden aslında yangınlara ve alevlere karşı olabilecek bir GPS kullanmaya karar verdik. Bu şekilde de aslında sonrasında küre patladıktan sonra bunlar toplatılarak tekrardan geri dönüştürülerek, aynı şekilde kullanılabiliyor alüminyum sayesinde. Su yüzde 90 oranında buharlaşıyor yangına müdahale ederken. Suyun bir kısmı da aslında ağaçların üzerinde takılı kaldığı için, hiçbir şekilde yangına ulaşabilen bir su kalmıyor ortada. Bu nedenle geliştirdik sistemi. Yangına direkt müdahale olarak değil, yangını boğarak yani etrafında bir bariyer oluşturarak çözmeyi hedefliyoruz bu sorunu" diye konuştu.

'EN BÜYÜK AVANTAJ HIZ'

Bahadır Özten ise sistemin ormanlar için tasarlanan akıllı bir hava yastığı gibi düşünebileceğini belirterek, "Her bir kapsül havadan bırakıldığı an statik adı verilen basit ve güvenilir bir sistemle otomatik olarak aktif oluyor. Bu aktivasyonda kapsül içindeki sızdırmaz bir toz haznesinde açılarak özel formülün suyla karışmasını tetikliyor. Saniyeler içinde başlayan kimyasal reaksiyon içeride devasa bir köpük hacmi oluşturuyor. Bu hacmin yarattığı basınç, kabuğu kontrollü bir şekilde yırtıyor ve yangın geciktirici köpüğün tam olması gereken yerde ağaçların üzerinde konumlanmasını sağlıyor. Dış kabuğu tıpkı tıpta kullanılan dikişler gibi diyebiliriz. Doğada tamamen çözülebilen bir biyoplastikten üretiliyor. İçindeki köpüğü oluşturan formül ise 3 ana işlevi olan tamamen çevre dostu bileşenlerden oluşuyor. Birincisi gübre bazlı bir yangın geciktirici. Bu ana madde alevleri engellerken aynı zamanda yangın sonrası toprağın kendini yenilemesine yardımcı oluyor. İkincisi bitkisel bazlı bir köpük oluşturucunuz var. Köpüğün stabil ve yoğun yapısını sağlıyor. Ve son olarak ise köpüğün ağaçlara bir krem gibi yapışmasını ve rüzgarda dağılmamasını sağlayan doğal bir kıvam arttırıcımız var. Lojistik olarak en büyük avantajımız hız ve bağımsızlık" dedi.

'SİSTEMİMİZ YERLİ VE MİLLİ'

Karbon ayak izinin yanan ormanı etkilediğini söyleyen Özten, "Tek bir mega yangın bir ormanın 10 yıllardır biriktirdiği milyonlarca ton karbonu atmosfere salıyor. Yangınları küçükken kontrol altına alarak bu devasa karbon salınımlarını hiç yaşanmamasını sağlamaya da çalışıyoruz. Dubai Future Foundation gibi prestijli bir platformda tanınmak bizim için büyük bir onurdu. Yarışmaya başvurduğumuzda ama proje henüz ilk geliştirme fazındaydı. Buna rağmen jürinin projenin özündeki yenilikçi stratejiyi fark ettiğine inanıyoruz. Sistemimiz yerli ve milli. Dünyada eşi ve benzeri yok. Böyle bir yöntem henüz daha keşfedilmemiş, üniversitelerimizden çok güzel destekler aldık. O yüzden tüm mentorlarımıza ve akademisyen hocalarımıza da ayrıca teşekkür ediyoruz. Türkiye'de aslında böyle projelerin geliştirilebileceğini gösterdiler çünkü" ifadelerini kullandı.