DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını değerlendirdi. Komisyonun son 50 yılda yaşanan süreçten etkilenen birçok kesimle görüştüğünü ifade eden Bakırhan, “Ama komisyonun son bir dinleme daha yapması gerekiyor, Öcalan’ı da dinlemesi gerekiyor. Öcalan konuştukça çözümün zemini güçleniyor” dedi.
Bakırhan, komisyonun çalışmalarında farklı çevrelerden önemli mesajlar geldiğini vurgulayarak, “Dinlediğimiz tüm davetliler farklı perspektiflerden de olsa ortak bir vurgu yaptı; çözüm olmalı, ölümler sona ermeli. Eski Meclis başkanları umut hakkı ve eşit yurttaşlığın önemini vurguladı, akademisyenler meselenin kök nedenlerine inilmesi gerektiğini söyledi. Aileler ise ‘Artık yeter, barış gelsin’ diyerek en net çağrıyı yaptı. İnsanlar barış istiyor, anneler evlatlarına kavuşmak istiyor. ‘Savaş’ demek veda, ‘barış’ demek kavuşma demektir” ifadelerini kullandı.
Bakırhan, çözüm sürecinde cesaretli olunması gerektiğini belirterek, “100 yıllık bir meselenin çözümünü konuşurken ürkek olunmaz. Ön yargılarımızı bir kenara bırakmalıyız. Komisyonun Öcalan ile görüşmesini bir tabuya çevirmemeliyiz. Demokrasiler tabularla değil, müzakerelerle gelişir” dedi.
“TBMM bu yılı çözüm yılı yapmalı”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, TBMM’nin yeni yasama yılını ‘çözüm yılı’ haline getirmesi gerektiğini söyledi. “Bize hep ‘DEM Parti ne istiyor?’ diye soruyorlar. Bizim taleplerimiz çok açık” diyen Bakırhan, şu ifadeleri kullandı:
“DEM Parti’nin sözü sadece bir bölgeye değil, tüm Türkiye’ye hitap ediyor. Bu ülkede adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin temellerini güçlendirmek istiyoruz. Herkesi kapsayan anayasal bir yurttaşlık, hukuk devletinin tesisi, kayyum yerine halk iradesinin esas alınması, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, anadilde eğitim hakkı ve yerel demokrasinin güçlendirilmesini talep ediyoruz.”
Bakırhan ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve infaz yasasında acil düzenlemeler yapılması gerektiğini belirtti. “Hasta ve siyasi tutsakların serbest bırakılmasını, cezaevlerinin rahatlatılmasını ve sürgündeki siyasetçilerin ülkeye dönmesini istiyoruz” diyen Bakırhan, taleplerinin hiçbirinin “maksimalist” olmadığını savundu.
“Saydığım taleplerin çoğu, asgari demokrasilerin olduğu ülkelerde zaten sorun değil. Biz bu düzenlemeleri 86 milyon yurttaş için istiyoruz. Diyarbakır’da anadil özgürlüğü neyse, İstanbul’da adil yargı güvencesi de odur.”
Bakırhan, partisinin “iktidarın gölgesinde siyaset yapmadığını” ve “hiçbir partinin yedeği olmadığını” vurgulayarak sözlerini tamamladı.