GONCAGÜL KONAŞ
Karagül, dünyada "14. Louis" olarak bilinen ve Latince ismi Rosa odorata Louis XIV olan bir gül türüdür. Prof. Dr. Turhan BAYTOP'un araştırmaları neticesinde, Halfeti gülünün 1859 yılında Fransız gül yetiştiricisi Guillot tarafından üretilen bu tür olduğu ortaya konmuştur. Karagül, özellikle Güneydoğu Anadolu ve Mezopotamya uygarlığının etkili olduğu coğrafyalardan geldiği düşünülmektedir.
KARAGÜL BİTKİSİ VE HALFETİ’DEKİ ÖNEMİ
"Karagül'ün ekolojik faktörler nedeniyle bazı yerlerde siyah, bazı yerlerde koyu pembe veya kırmızı renkte açabildiği gözlemlenmiştir," diyen HATİPOĞLU, "Bu güllerin rengi Fırat nehri çevresinde koyulaşmakta ve siyaha dönüşmektedir," diye ekledi. Ayrıca, Karagül'ün Halfeti ve çevresinde en koyu rengini koruyabildiğini belirtti. Halfeti Belediyesi'nin kırsal/ekolojik turizme katkı sağlamak amacıyla başlattığı girişim sayesinde, Halfeti Karagül'ü 2021 yılında coğrafi işaret tescil belgesi almıştır.
Dr. HATİPOĞLU'na göre, Karagül'ün kültürel, tıbbi aromatik ve kozmetik sektörde ülkemize katkı sağlayacak bir bitki olduğunu ve peyzaj çalışmalarında da önemli bir rol oynayabileceğini belirtti. "Kara Gül yetiştiriciliği serada veya açık alanda yapılabilmektedir. Güllerin en çok tercih edilen çoğaltma yöntemi çelikle çoğaltmadır," diyen HATİPOĞLU, Karagül'ün toprak ve iklim koşullarına oldukça duyarlı olduğunu vurguladı.
YEŞİLGÜL: ŞANLIURFA’NIN YENİ GÖZDESİ
Dr. HATİPOĞLU, aynı zamanda Yeşilgül hakkında da bilgi verdi. Yeşilgül, Rosa chinensis alt türlerinden olup, son dönemde Şanlıurfa'da yaygın olarak yetiştirilen bir kültür türüdür. Phyllody adı verilen çiçek anomalisi nedeniyle bu bitki, normalde taç yaprak oluşturmayarak büyüyen çanak yaprakları ile yeşil bir gül görünümü sergiler.
"Yeşilgülün morfolojik, fizyolojik ve kimyasal özelliklerini belirlemek üzerine yaptığımız çalışmada, yaprakların stoma morfolojisi parametrelerinde ortalama değerler aldığını tespit ettik," diyen HATİPOĞLU, "Bu bitkinin kesme çiçekçilikte aranjmanlar için veya güçlü çalı formuyla peyzaj çalışmalarında da değerli bir bitkisel materyal olarak kullanılabileceğini düşünüyorum," şeklinde açıklamalarda bulundu.
“YEŞİLGÜL SON DÖNEMDE YAYGIN OLARAK YETİŞTİRİLEN KÜTÜR TÜRÜDÜR”
"Yeşilgül, son dönemde aynı bölgede yaygın olarak yetiştirilen bir kültür türüdür. Phyllody (phlooidi) adı verilen çiçek anomalisi nedeniyle bu takson, normalde taç yaprak oluşturmayarak büyüyen çanak yaprakları ile yeşil bir gül görünümü sergiler," diyen HATİPOĞLU, bu bitkinin morfolojik, fizyolojik ve kimyasal özelliklerinin belirlenmesi üzerine yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi:
"Yeşilgülün morfolojik, fizyolojik ve kimyasal özelliklerini belirlemek üzerine yaptığımız çalışmadaki analizler sonucunda yaprakların stoma morfolojisi parametrelerinde ortalama değerler aldığı sonucuna ulaşılmıştır. Özellikle kireç oranı yüksek topraklarda; bitkinin yapraklarının potasyum, magnezyum, bakır ve demir içeriklerinin referans aralıklarında olduğu belirlenmiştir. Özellikle demir noksanlığının yaygın görüldüğü bu tip topraklarda bitkinin bu değerleri alması önemli bir sonuç olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmadan elde ettiğimiz veriler bilimsel araştırma makalesi olarak uluslararası indekslerde taranan bir dergide yayınlanmıştır."
GELECEĞE YÖNELİK ARAŞTIRMALAR VE HEDEFLER
Dr. HATİPOĞLU, hem Halfeti Karagülü hem de Yeşilgül konusunda gerçekleştirmek istedikleri yeni araştırmalar ve projeler hakkında da bilgi verdi."Halfeti'nin siyah ve yeşil güllerinin büyüsünü daha fazla araştırma ile ortaya çıkarmak ve bu değerli bitkilerin ülkemize katkılarını artırmak amacıyla yeni projeler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz," diyen HATİPOĞLU, bu güllerin kesme çiçekçilikte, peyzaj çalışmalarında ve farklı kullanım alanlarında değerlendirilebileceğini belirtti.