Ekonomi

Teknoloji Tufanına Karşı “NUH’UN GEMİSİ”

TÜSİAV Yönetim Kurulu Başkanı Veli Başkan’ın bu haftaki misafiri; Çankaya Üniversitesi’nin eski rektörü ve fizik profesörü, aynı zamanda Uluslararası İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkan Vekili Ziya Burhanettin Güvenç oldu.

M. UMUT KARAKÜLAH

Ülkemizdeki sivil toplum kuruluşlarının kutup yıldızı haline gelen Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı’nın (TÜSİAV) Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak, her hafta önemli konu ve konukları ile bizlerle olmaya devam ediyor.

Veli Başkan’ın bu haftaki misafiri; Çankaya Üniversitesi’nin eski rektörü ve fizik profesörü, aynı zamanda Uluslararası İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkan Vekili Ziya Burhanettin Güvenç oldu.

Güvenç hoca ile fizikteki son gelişmeleri ve Nuh’un Gemisi adını verdiği kümelenmeyi konuştuk.

- Veli Sarıtoprak: Sizi tanıyabilir miyiz?

- Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç: Ankara’da 1959 yılında doğdum. İlk, orta ve liseyi Ankara’da tamamladıktan sonra, Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünden 1981 de lisans derecemi aldım.  Fizik bölümünde 1984 de yüksek lisans yaparken Devletimizin yurt dışında doktora yapmak için verdiği bursu 1984 yılında kazanarak, Yüksek Lisansımı tamamladıktan sonra doktora yapmak üzere Amerika’ya gittim. Kaliforniya Üniversitesi (UCR) Kampüsünde fizik bölümünden 1989 yılında doktora derecemi aldıktan sonra 1989 – 1993 yılları arasında Amerika’nın Argonne Milli Laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olarak çalıştım. Daha sonraki yıllarda Kalifornia Üniversitesinde (UCR) fizik ve çevre bilimleri bölümlerinde çalıştıktan sonra Ankara’da 1997 yılında kurulan Çankaya üniversitesinde doçent olarak çalışmaya başladım.  Aynı üniversitede 2001 yılında profesör oldum.  Amerika ve Almanya’ya çok kez ziyaretçi bilim insanı olarak gidip kısa süreler çalıştım.  Fizik alanında uluslararası hakemli dergilerde 70 ve ulusal hakemli dergilerde 30 kadar bilimsel yayınım bulunmaktadır.  Bilimsel çalışmalarım bugüne kadar 2100 den fazla atıf almıştır. SektörelKümelenme, Bölgesel kalkınma ve Küme Yönetimi ve Nano-teknoloji konularında gazete ve iş dünyasının dergilerinde 30 dan fazla makale yazdım. Ayrıca Nano-teknoloji ve Sektörel Kümelenme konularını çok sayıda farklı televizyon programlarında anlattım.

Çankaya üniversitesinde toplam 18 yıl öğretim üyesi olarak çalıştığım süre içerisinde 4 yıl kurucu Bölüm Başkanlığı, 2 yıl Dekanlık ve 8 yıl 2006-2014 yılları arasında Rektörlük yaptım.  Bu süre içerisinde Çankaya Üniversitesinin yeni kampüsünü 2011 yılında tamamlayarak üniversiteyi yeni yere taşıdım. Ankara’nın batı çıkışında sağ tarafta yol kenarında yeni kampüsümüz görülmektedir. Rektörlük görevim tamamlandıktan sonra, Ankara’da sanayi bölgesinde üniversite kurmam için bana teklifte bulundular.  Bu sebepten dolayı Çankaya Üniversitesinden erken emekli olup ayrıldım. 2015-2016 yılları arasında sanayi içerisinde Ostim Teknik Üniversitesinin kurulum dosyasını hazırladım ve YÖK’e sundum.  Hedefim “Duvarsız Üniversite” kurmaktı. YÖK böyle bir kavramı ilk defa duyduğundan, konuyu anlamak ve emin olmak için başvuru dosyasının dışında, dört bölümün detaylı 8 dönemlik eğitim programlarını hazırlamamı istediler.  Onları da hazırlayıp YÖK’e teslim ettim…

Üniversite-Sanayi işbirliği ve Bölgesel Kalkınma konularında çok sayıda projeler yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.  Ankara ve Türkiye genelinde Sektörel Kümelerin kurulmasına yardımcı oldum, önayak oldum.  Farklı sektörlerde kurduğumuz ve kurulmasına yardım ettiğim kümelere (İŞİM, ARUS, Kauçuk Teknolojileri v.d.) uzun yıllar kurucu başkanlık ve başkanlık yaptım.

Üniversitelere, İş dünyamıza, iş adamları derneklerine, üretici birliklerine, Sanayi ve Ticaret odalarına, STK’lara ve OSB’lere sektörel kümelenme konusunda 100 den fazla seminer verdim. Ankara’da Multi-Consulting A.Ş. çok boyutlu “iş dünyası hastanesi” olarak isimlendirdiğim danışmanlık şirketini 2017 yılında kurduk.  Üç aydır Uluslararası İşveren Sendikaları Konfederasyonunun Genel Başkan Vekilliği görevini yürütmekteyim.  Konfederasyonumuzun bugün farklı sektörlerde 10 binlerce işveren üyesi bulunmaktadır.  Konfederasyon olarak hedefimiz ülkemizin cari açığını kapatmaktır.

- Veli Sarıtoprak: Fizik bilimi yanı sıra, uzun yıllardır Sektörel Kümelenmeyi Ülkemize öğretmeye uğraşıyorsunuz. Bu Kümelenme modeli nedir?

- Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç: Sektörel kümeler; sosyal sermayesi, kendi dinamizmi ile bizlere ait tasarımları üretmek için en uygun zemini oluşturur. Güçlü sektörel kümeler yerel kalkınmanın lokomotifidir, itici gücüdür. Bir bölgenin veya ülkenin kalkınması ancak güçlü kümeler ile mümkün olur. Bu modele sadece fakir ve gelişmekte olan ülkeler değil, gelişmiş ülkeler de çok ihtiyaç duymaktadır. Bu günün gelişmiş ülkeleri de dünya pazarlarındaki paylarını koruyabilmek için kurdukları sağlıklı kümeleri daha da geliştirmek zorundadır.  Çünkü gelişmiş ülkeler de birbirleri ile kıyasıya teknoloji yarışı içerisindedir. Dünyamızda güçlü ülkelerde değişik sektörlerde kurulmuş 20.000 den fazla sağlıklı, aktif ve başarılı olan kümelerin yapılarını incelediğimizde, aşağıdaki şekilde gösterilen ana aktörlerin varlığı hemen dikkatimizi çekmektedir. Bu yapıya üçlü sarmal adı da verilmektedir.

Yukarıdaki şekilde gördüğümüz ana aktörlerin yanı sıra, kümelerin oluşmaya başladığı bölgelerde faaliyet gösteren diğer önemli aktörleri de listeye eklediğimizde, kümeyi meydana getiren genişletilmiş aktörlerin listesi şu şekildedir:

1- Şirketler (ilgili sektör)

- Tedarikçiler, Parça imalatçıları, Mühendislik şirketleri, Yarı mamul ürün üretenler, Son ürünü üretenler, İhracat yapanlar

2- Eğitim kurumları

- Üniversiteler, Araştırma merkezleri, Mesleki eğitim veren kurumlar

3- Finans sağlayıcı kurumlar

- Kalkınma Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Projeleri destekleyen kurumlar, Yatırım Bankaları

4- İşletmelere servis sağlayıcılar, Alt yapı hizmeti verenler

5- Odalar, Birlikler, ilgili sivil toplum ve meslek örgütleri, Yerel yönetimler

6- Sektörle ilgili kamu kurumları

Bu listedeki aktörler, sektörlerin ihtiyaçlarına göre detaylarda biraz farklılık gösterebilir. Özet olarak; ilgili sektörün ve dolayısıyla bölgenin kalkınmasına katkı yapabilecek her kurum/tüzel kişilik bu listede yer almalıdır.  Bahsettiğimiz kümeyi bu aktörler meydana getirmektedir. Bu aktörler büyük bir senfoni orkestrası edasıyla, birbirlerine güvenerek uyum içerisinde çalışmaya başladığı zaman sektörel küme oluşmaya başlar ve bu büyük orkestradan “çok güzel müzik” (Dünya Markaları) çıkabilir.  Uyumlu ve verimli çalışan bu yapılar Dünya Markaları ile pazarlarda kalıcı olarak yer alırlar.  Bu aktörlerin arasında uyum, güven ve işbirliği kültürü bulunmaz ise, bölgeler bu yapıların yığınları haline gelir. Yığınlar, katma değeri yüksek ürün üretemezler, bir dünya markası çıkaramazlar ve bölgelerini, ülkelerini kalkındıramazlar.  Ülke Dış Ticaret açığı verir, ülkenin kişi başı geliri gelişmiş ülkelerin çok altında kalır.

- Veli Sarıtoprak: Kümelenmeye Nuh’un Gemisi ismini taktınız. Büyük tufan mı geliyor? Tufana karşı iş dünyasını mı koruyacak? Neden bu kadar önemlidir?

- Prof. Dr. Ziya Burhanettin Güvenç: Bir bölgenin kalkınması için pek çok proje yapabilirsiniz.  Örneğin; bölgenin altyapısını iyileştirmek ve geliştirmek, iletişim ağları, hastaneler, üniversiteler kurmak, sanayi bölgeleri, okullar, kreşler, araştırma merkezleri açmak ve diğer pek çok faydalı projeler yapılabilir. Evet, bu işler faydalıdır, ancak bir bölgenin kalkınması, ülkenin kalkınması bunların ötesinde bir şeydir.  Bir ülke için en önemli işlerin başında genç nesillerin ve girişimcilerin, yaratıcı gençlerin yeşerebileceği sağlıklı eko-sistemin kurulması gelir.  Bu eko-sistem kurulamaz ise başarılı gençler aradıklarını bulabilecekleri, yeşerebilecekleri verimli “topraklara” eko sistemlerin olduğu ülkelere gideceklerdir. Bu beyin göçü ile ülkemiz geleceğini kaybeder.

Sağlıklı Eko-Sistemin kurulabilmesi için yapılacak işlerin başında Bölgesel Sektörel Kümelerin kurulması ve desteklenmesi gelmelidir.  Ülke Kalkınma planlarında Sektörel Kümelerin Desteklenmesi Birinci Öncelikliolmalıdır.

Zengin ve güçlü ekonomiye sahip olmak, katma değeri yüksek, bilgi yoğun ve yenilikçi ürünler üretmek her ülkenin öncelikli ekonomik hedefidir.  Bu hedefe ulaşabilmek, kişi başı milli geliri yükseltmek, dış ticaret fazlası vermek,  yüksek teknoloji ürünlerin ihracattaki payını artırmak, işsizliği azaltmak, eğitim kalitesini yükseltmek, bilimsel çalışmaların sayısını artırmak, patent ve faydalı modellerin sayısını artırma hedeflerine nasıl ulaşacağız?  Bu hedeflere bizi NUH’UN GEMİSİ olarak adlandırdığım Sektörel Kümelenme modeli götürecektir.  Bu model aynı zamanda Matematiksel Düşünme Yöntemidir, Sistem Mühendisliğidir.

Sadece Avrupa birliği ülkelerinde (çoğunlukla Almanya, Fransa ve İtalya’da) farklı sektörlerde kurulmuş ve istatistiksel verileri açısından dikkate değer büyüklüğe ulaşmış, 4000 den fazla güçlü küme bulunmaktadır.  Bu kümelerin sayıları, ekonomisi güçlü ülkelerde gün geçtikçe daha da artmaktadır. Ekonomik büyüklük açısından dünyada ilk 16 ülke içerisinde olan diğer ülkelerde de çok benzer yapıları görmek mümkündür. Dünya genelinde de toplam 20.000 den fazla güçlü kümeler bulunmaktadır; Amerika Birleşik Devletlerinde 4500 güçlü bölgesel ve ülke çapında sektörel kümeler bulunmaktadır. Dünyada başarılı kümeler kuran diğer ülkeler: Çin, Japonya, Kanada, Tayvan, Güney Kore, İngiltere, Avusturalya ve diğer güçlü ülkeler...  Bu ülkelerde de toplam 8000 den fazla güçlü sektörel kümeler bulunmaktadır.  Hindistan’ da sektörel kümelerin kurulumuna çok büyük önem vermektedir.  Bu ülkelere dikkat edersek, hepsi dış ticaret fazlası vermektedir, katma değeri yüksek ürünler üretiyorlar ve dünya markaları bu ülkelerden çıkmaktadır.  Zenginleşen bu ülkelerde kişi başı gelir 40.000$ - 65.000$ arasında bulunmaktadır. Aşırı nüfusları nedeniyle Çin ve Hindistan’da kişi başı gelirler ortalama değerler alındığından düşüktür.

İşletmelerimizin bulundukları bilgi düzeyinden yüksek teknolojiye, mikro teknolojiye, nano-teknolojiye geçebilmeleri hayati öneme sahiptir. Gelişmiş ülkeler; ürettiği üstün teknolojilerin istediği kadarını diğer ülkelere satması veya paylaşması, gelişmekte olan ülkeleri zor durumuna düşürmekte, bu durum gelişmekte olan ülkelerin güvenliğini tehdit etmekte ve gelecekte var olabilmemizi riske sokmaktadır.  KOBİ ve büyük firmalarımızın tek başlarına yüksek teknoloji seviyelerine ulaşabilmeleri çok zor görünüyor. Bu soruna çözüm aramak ve “mevcut düşük ve orta seviye teknoloji düzeyinden,  yüksek ve nano-teknolojiye nasıl gideceğiz?” sorusunun cevabını bulmak gerekiyor. Bizlere bu teknoloji yolculuğunu yaptırabilecek olan en akılcı model, 21. yüzyılın “Nuh’un gemisi” diye adlandırdığım “kümelenme modelidir”.  Bu model sorunun çözümüdür.

Bu kalkınma modelini “Teknoloji Tufanına Karşı Nuh’un Gemisi: Kümelenme” başlıklı kitabımda ayrıntılı bir şekilde anlattım. Bu kitapta, bir ülkenin zenginleşebilmesi için önemli olan bir kalkınma modelinin, sistem mühendisliğinin kurgusu bulunmaktadır.  Bu modeli başarılı şekilde uygulayan ülkeler, günümüzün tasarım ve üretimde en güçlü olan ülkeleridir.  Güçlü ülkeler kurdukları küme modelleri ile bizlerden çok daha hızlı bilgi üretmekte ve dolayısıyla daha hızlı gelişmekteler.  Bundan dolayı aramızdaki teknoloji farkı (Yapay Zeka, Robotik Sistemler, Quantum Bilgisayarı, Nano-Teknoloji v.d), teknoloji üretiminde farklı hızlara sahip olduğumuzdan her geçen gün artıyor. Bu durum, büyük bir teknoloji tufanının oluşmaya başladığını ve tufanın giderek güç kazandığını açıkça gösteriyor. Bizi büyük teknoloji tufanına karşı koruyabilecek tek model olan “kümelenme modeline”, bu nedenle “Nuh’un Gemisi” ismini verdim çünkü günümüzde teknoloji baş döndürücü hızla gelişmektedir. Bu değişime ayak uyduramayan işletmeler zor duruma düşecek, yabancılar tarafından satın alınacak veya kapanacaklar. Bu büyük tehdide karşı durabilmek ve riskleri azaltabilmek için akılcı bir kalkınma modelini, sistemini kurmalıyız.  İşte bu model Kümelenme Modelidir, Nuh’un Gemisidir ve yıkıcı teknoloji tufanına karşı bizleri koruyacak olan bir Sağlıklı Eko Sistemdir.  Bizler vakit geçirmeden Nuh’un Gemilerini her sektör için inşa etmeliyiz.