Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Tuzla'da gerçekleşen Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitinginde gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Özel, “Buradan Erdoğan’a sesleniyorum. ‘İnsan içine çıkamayacaksın 30 gün sonra’ dedin, 140 gün sonra ben Tuzla’dayım, Yozgat’tayım, Konya’dayım, Van’dayım, Mersin’deyim, bütün Türkiye’deyim. Sen neredesin Erdoğan? Sokağa çıkabilir mi? Aranıza gelebilir mi? Pazar gezebilir mi? Esnafın hatırını sorabilir mi? İşte bu yüzden artık o, salon adamı Erdoğan. Kendi atadıklarına kendini alkışlattıran, serin salonlarda oturan ama artık sokağa çıkamayan Erdoğan. Çık karşımıza, cesaretin varsa 2 Kasım’da sandığı getir. Sandıkta millet versin kararı. Diplomaya geleceğiz, hep beraber söyleyeceğiz. Ama önce şunu söyleyeyim. Sadece Genel Başkan çarşambaları İstanbul’da mitingde, cumartesileri - pazarları Anadolu’da mitingde, eylemde değil. Bakın bugün Cumhuriyet Halk Partisi, tüm milletvekilleriyle tam tamına 22 ilde, dört gün üst üste Anadolu’dayız. Bayburt’tayız, Gümüşhane’deyiz, Kilis’teyiz. Iğdır’dayız. Erzincan’da, Osmaniye’deyiz. Van’da, Tunceli’de, Sakarya’dayız. Edirne’de, Çorum’da, Bursa’dayız. Bolu’da, Bilecik’te, Ardahan’dayız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak hem Ağrı’dayız, hem Aksaray’da; hem Ankara’dayız, hem Adana’da, hem Adıyaman’da" dedi.
"Kadın cinayetleri politiktir"
Gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Özgür Özel, “Maalesef bu ülkede kimse, bir ayrıcalıklı zümre dışında kimse güvende değil. Tersanedeki işçi, madendeki işçi, tezgahın başındaki işçi güvende değil. Maalesef pazaryerinde katledilen çocuklar, para için ölüme terk eden, çocukları öldüren Yenidoğan çetesi, metan gazından ya da güneşin altında Mehmetçiği öldüren, Mehmetçiğin ölümüne sebebiyet veren tedbirsizlikler, iş bilmezlikler ve ormanda yanan ağaçlar, ormanda yanan canlar, ‘Ormanı kurtarayım’ derken hayatını kaybeden canlar var bu ülkede. Maalesef ormana, işçiye, çocuğa iyi gelmeyen bu kara düzen, bu kötü rejim şimdi de yine durduramadığı, her yaptığı uygulamayla daha da artmasına sebebiyet verdiği kadın cinayetlerinden birini daha bugün yaşadık. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bizim de grubumuza hizmet eden bir emekçi kardeşim, Saliha Akkaş katledildi. Buradan ailesine, tüm Türkiye’ye başsağlığı dilerken şunu ifade etmek istiyorum ki kadın cinayetleri politiktir. Kadın cinayetleri tercihlerin sonucudur. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlar, kadına karşı şiddetin mücadelesinin önünde set kuranlar, nafaka hakkına bile göz dikenler, kadının Cumhuriyet’le kazandığı tüm haklarına göz dikenler, kadın cinayetlerinden birinci derecede sorumludur" ifadelerini kullandı.
"Filistin’e selam olsun"
Filistin hakkında konuşan Özel, "Buradan Beşiktaş stadında TÜGVA’lı gençlere pankart açtırıp Mescid-i Aksa’ya saldırı olunca ağzını açamayanlara söylüyorum. Biz durduğumuz yerdeyiz. 1970’lerde Karaoğlan Ecevit nasıl Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yanındaysa, nasıl Yaser Arafat’ın yanındaysa, Filistin’in yanındayız. Nasıl Deniz Gezmiş ve arkadaşları Filistin davasındaysa, oradayız. Ömrü bu Filistin davasında geçmiş insanlar şimdi hayretle, dehşetle Erdoğan’ın Amerika hayranlığına, Netanyahu ile kayıkçı kavgasına, Filistin’de açlıktan ölen çocukları izlemesine yanıyorlar. Açıkça söyleyelim. Bütün maskeler düşmüştür. Biz Erdoğan’ın geçmişte Filistin’e sahip çıkan partisinin, Necmettin Erbakan’ın oğlu ile de birlikte Filistin mitingi yaptık, Saadet Partisi ile de yaptık. Bütün muhalefet partilerinin samimiyetine inanıyorum, Erdoğan’ın samimiyetsizliğini bu millete şikayet ediyorum. O Milli Görüş gömleğini çıkardı, attı. Giyenlerle derdim yok. Onlara selam olsun, Filistin’e selam olsun" dedi.
"HSK'ya yarın tarih, gün, saat, dekont vereceğiz"
İBB soruşturması hakkında konuşan Özgür Özel, “Şu anda buradan mesleklerini kötü yapan, kötüye kullanan bazı savcılarla onların elçisi, aracısı bazı avukatların gidip kişilerle görüşüp, ‘Beni savcı bey yolladı, avukatlığını yapacağım. Şu ifadeyi vereceksin, şunları söyleyeceksin, şu kadar da para vereceksin’ diyerek bir çetenin, ‘İBB, İstanbul Büyükşehir Belediyesi davası borsası’ oluşturduğunun, bununla ilgili duyumlar değil, kanıtların elimizde olduğunu Türkiye’ye ilan ediyorum. Mehmet Yıldırım. Bir avukatın şirketleri gezip, ‘Sana da şu gelebilir, bu gelebilir. Şöyle yaparsan seni kurtarırım’ dediğini, bazı tutukluların aileleriyle temas kurduklarını, hatta bugün içeride olan bir tutuklunun geçmişte bunlarla görüştüğünü, bu avukatın dediği parayı bankadan çektiğini, dekont elde. Bu avukatın yolladığı kişilere banka şubesinde teslim ettiğini, tarih belli, saat belli, dekont belli. Kamera kayıtları orada. Ve bu kişilerin bu parayı alıp avukata götürdüklerinin, avukatın bir savcının ismini açıkça söyleyerek, ‘Bu ifadeleri şu gün bu kişi gelip şu ifadeyi verecek’ dediğini, bu dediğinin gerçekten de o dediği gün olduğunu, bu ispatla diğerlerine bir şeyler yaptırdığını… Yetmez, bu kişileri telefonda kısa da olsa savcıyla görüştürdüğünü bilmiyorum. Elimde kanıtı var. Bunu yarın Hakimler, Savcılar Kurulu’na veriyorum. Milyonlarca dolar… Hani 1 lira rüşveti, ‘560 milyar dolar rüşvet var’ dediler de Ekrem Başkana ama bir kör kuruşu ispat edemediler ya milyonlarca dolarlık bir borsayı deşifre etmek hepimizin elinde. Samimi çağrımdır. HSK'ya yarın tarih, gün, saat, dekont vereceğiz. HSK‘ya avukatın 40 dakikalık telefon, WhatsApp görüşmesinin ses kaydının dökümünü vereceğim. HSK, dökümünü vereceğim. O döküme göre işlem başlatır ve kanıta ulaşmak isterse ses kaydı, HSK murakıplarının elindedir, emrindedir.” şeklinde konuştu