Ankara Barosu Başkanı Avukat Mustafa Köroğlu, Ankara Barosu Eğitim Merkezi'nde düzenlenen kahvaltı etkinliğinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Etkinlikte gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Köroğlu, baronun yalnızca avukatların mesleki sorunlarına odaklanan bir kurum olmadığını, aynı zamanda adalet mücadelesi veren bir yapı olduğunu vurguladı.
Köroğlu, açıklamasında baronun 100 yılı aşkın süredir hukukun üstünlüğü ve savunma hakkı için kararlılıkla çalıştığını belirtti. Son dönemde kamuoyuna sunulan bazı kanun tasarılarının avukatlık mesleğinin bağımsızlığına ve savunma hakkına yönelik ciddi tehditler içerdiğini ifade etti. Özellikle 19 Mart 2025’ten itibaren yaşanan gelişmelerin, savunma mesleğini etkisizleştirme niyetinin sistematikleştiğini gösterdiğini söyledi.
Baronun şiddete karşı duruşu, genç avukatların sesi olması, meslek içi eğitim çalışmaları ve toplumla güçlü bağlarıyla bu mücadelenin sadece bir kurum meselesi değil, bir bilinç meselesi olduğunu da sözlerine ekledi.
"Savunma susturulamaz!"
Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, İstanbul’da yaşanan son olaylara ilişkin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Av. Mehmet Pehlivan’ın hukuka aykırı şekilde tutuklanmasının ardından Çağlayan Adliyesi önünden İstanbul Barosu’na yürümek isteyen avukatlara polis müdahalesinin savunma hakkına ve hukuk devletine yönelik ciddi bir tehdit olduğunu vurguladı. Köroğlu, İstanbul için “hukuksuzluğun başkenti” ifadesini kullanırken, “Ankara artık hukukun başkenti oldu. Ancak İstanbul'daki meslektaşlarımız büyük zorluklar yaşıyor” dedi.
“Savunma susturulamaz. Avukatlara yönelen her müdahale, yurttaşın adalet arayışına vurulmuş bir darbedir” sözleriyle hukuksuzluklara alışmayacaklarını ve izin vermeyeceklerini belirtti.
Köroğlu açıklamasında; "Kuruluşunun üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçen Ankara Barosu, sadece bir meslek örgütü değil; bu ülkenin hukuk, demokrasi ve adalet mücadelesinin yaşayan hafızasıdır. Bu tarihi sorumluluğun bilinciyle, her dönemde olduğu gibi bugün de hukukun üstünlüğü ve savunma hakkı için kararlılıkla çalışıyoruz.
Geçtiğimiz aylarda kamuoyuna sunulan bazı kanun tasarıları, avukatlık mesleğinin bağımsızlığını ve savunma hakkını doğrudan tehdit etmektedir. Özellikle 19 Mart 2025 tarihinden itibaren yaşanan gelişmeler, savunma mesleğini etkisizleştirme niyetinin sistematikleştiğini açıkça göstermektedir. Baromuz, hem bu düzenlemelere hem de meslektaşlarımıza yönelen baskılara karşı her alanda mücadele etmeye devam etmektedir. Baromuz; şiddete karşı baroların onurlu duruşu, genç avukatların sesi, meslek içi eğitim çalışmalarımız ve toplumla kurduğumuz güçlü bağ, bu mücadelenin yalnızca bir kurum değil, bir bilinç meselesi olduğunu ortaya koymaktadır." dedi
"Ankara Barosu baskılara boyun eğmeyecek!"
Köroğlu, Ankara Barosu’nun bundan sonra da baskılara boyun eğmeyen, tarafsız ve bağımsız yargıyı savunan, mesleğin onurunu koruyan çizgide yoluna devam edeceğini söyledi. Basın mensuplarına destekleri için teşekkür eden Köroğlu, “Bugün burada bizlerle olarak bu ortak sorumluluğun parçası olduğunuzu gösterdiniz” dedi.
"Fatih Altaylı'nın tutuklanmasında geçerli bir sebep yok!"
Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Avukat Kemal Bininci, gazeteci Fatih Altaylı'nın tutuklanmasının geçerli bir sebebe dayanmadığını belirterek, “Cumhurbaşkanına hakaretten tutuklama olmaz. Tutuklama, cezalandırma, baskı ve tehdit aracı olarak kullanılıyor” dedi. Bininci, bu durumun gazeteciler, siyasetçiler ve son olarak avukatlar tarafından da deneyimlendiğini vurguladı. Ayrıca, kapalı cezaevinde yatarı olmayan ve haksız yere tutuklananların örneklerinden biri olarak Ümit Özdağ’ı gösterdi ve “Ümit hoca iki ay fazladan yattı” ifadelerini kullandı.