Ekonomi

EYT düzenlemesi sonrası kamuoyunda ‘adalet tartışması’

Emeklilik sistemiyle ilgili tartışmalar, özellikle 8 Eylül 1999 sonrası sigortalı olan vatandaşları kapsayan EYT düzenlemesinin ardından yeniden gündeme geldi.

SEVGİ GÜLDOĞAN

SONAR Araştırması'ndan çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. 8 Eylül 1999 sonrası sigortalı olanlar için emeklilik sisteminde adalet arayışı sürüyor.

Türkiye'de emeklilik sistemine yönelik tartışmalar, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesi sonrası hız kesmeden devam ediyor. 2023 yılında yürürlüğe giren yasa ile milyonlarca vatandaş emekli olurken, benzer yaş ve koşullarda olan ancak EYT kapsamına giremeyen kesimlerde yeni bir mağduriyet duygusu oluştu. Bu durum, kamuoyunda “ikinci EYT mağduriyeti” olarak adlandırılıyor.

Türkiye’de emeklilik sistemi, özellikle 8 Eylül 1999 sonrası sigortalı olan bireyler açısından uzun süredir tartışma konusu.

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesiyle bir kısım vatandaş emekliliğe kavuşurken, aynı yaşta olan ancak birkaç gün veya ay sonra sigortalı olmuş milyonlarca kişi kapsam dışında kaldı. Bu durum, kamuoyunda “EYT’de ikinci mağduriyet dalgası” olarak yorumlanıyor.

Bu mağduriyet algısını ölçmek amacıyla SONAR Araştırma Şirketi tarafından yapılan kapsamlı bir kamuoyu anketi, toplumun bu konuya yaklaşımını net bir şekilde ortaya koydu.

HER 10 KİŞİDEN 8’İ "ADİL DEĞİL" DEDİ

Araştırma, 18-70 yaş aralığındaki vatandaşlara yöneltilen "EYT düzenlemesi sonrası aynı yaşta olan vatandaşlar arasında oluşan 17-20 yıllık emeklilik farkı sizce adil mi?" sorusuyla gerçekleştirildi. Ankete katılanların yüzde 78,5’i “Adil değil” yanıtını verdi. Bu sonuç, yalnızca doğrudan etkilenen bireylerin değil, toplumun genelinin de durumu sorguladığını gösterdi.

ETT-DER: “BU SADECE VERİ DEĞİL, VİCDANIN SESİ”

Söz konusu araştırma, Emeklilikte Tarihe Takılanlar Derneği (ETT-DER) öncülüğünde gündeme getirildi. Dernek, emeklilik sistemindeki bu farkın sadece teknik bir detay değil, toplumsal bir adalet meselesi olduğuna dikkat çekiyor. ETT-DER’in hazırladığı rapor, araştırma sonuçlarıyla birlikte devletin tüm ilgili kurumlarına da resmi olarak sunuldu.

ETT-DER Teşkilat Başkanı Bülent Yayla, Sonsöz Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, anket sonuçlarının toplumun genel vicdanını yansıttığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Bu sadece bir istatistik değil; bu toplumun vicdanıdır. Aynı yıl, hatta aynı ay doğmuş iki bireyin biri emekli olmuşken diğeri 17-20 yıl daha çalışmak zorunda kalıyor. Bu fark doğum yılına değil, işe giriş tarihine dayandırılıyor. Oysa biz doğum yılı esaslı, kademeli bir sosyal güvenlik reformunun adalet açısından daha uygun olacağına inanıyoruz.”

Türkiye’de emeklilik sistemine yönelik tartışmalar, 2023 yılında çıkarılan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin ardından yeni bir boyut kazandı. Düzenleme ile milyonlarca kişi emeklilik hakkına kavuşurken, aynı yaşta olmalarına rağmen işe giriş tarihleri nedeniyle kapsam dışında kalan vatandaşlar için “ikinci EYT mağduriyeti” gündeme geldi.

Kamuoyu araştırma şirketi SONAR, bu konuda yaptığı saha çalışmasıyla toplumun konuya bakışını ölçtü. Anketten çıkan sonuçlar, dikkat çekici.

HER 10 KİŞİDEN 8’İ “ADİL DEĞİL” DEDİ

SONAR tarafından Türkiye genelinde gerçekleştirilen ankette, 18-70 yaş arasındaki vatandaşlara şu soru yöneltildi:

“EYT düzenlemesi sonrası aynı yaşta olan vatandaşlar arasında oluşan 17-20 yıllık emeklilik farkı sizce adil mi?” Yanıtlayanların %78,5’i “Adil değil” cevabını verdi. Farklı yaş ve gelir gruplarından binlerce katılımcının görüşüne dayanan sonuçlar, bu konunun sadece doğrudan etkilenenlerin değil, toplumun genelinin dikkatini çektiğini ortaya koydu.

EYT NEDİR?

Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT), 8 Eylül 1999’da yürürlüğe giren 4447 sayılı kanunla birlikte ortaya çıkan bir mağduriyet grubunu tanımlar. Bu yasa ile birlikte emeklilik için sadece prim gününü doldurmak yetmez hale geldi; emekli olmak için yaş şartı da getirildi. Bu durum, yıllarca prim ödeyen ancak yaşını doldurmadığı için emekli olamayan milyonlarca kişiyi etkiledi.
2023’te yürürlüğe giren EYT düzenlemesi, bu bekleyişi kısmen sona erdirdi. Ancak düzenlemenin sadece 8 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanları kapsaması, aynı yaşta ya da benzer şartlardaki pek çok kişiyi dışında bıraktı.

DERNEKTEN ÇAĞRI: “DOĞUM YILI ESAS ALINMALI”

Araştırma sonuçları, Emeklilikte Tarihe Takılanlar Derneği (ETT-DER) tarafından da dikkatle incelendi. Dernek yetkilileri, bu durumun yalnızca teknik bir eksiklik değil, aynı zamanda sosyal adalet açısından önemli bir sorun olduğunu belirtiyor.

ETT-DER Teşkilat Başkanı Bülent Yayla, Sonsöz Gazetesi’ne yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Aynı yaşta, aynı şartlarda çalışan iki kişiden biri emekli olabiliyor, diğeri 17-20 yıl daha çalışmak zorunda kalıyor. Bu fark, toplumsal vicdanda karşılık bulmuyor. SONAR anketi, bunun bir göstergesidir. Biz, doğum yılı esas alınarak oluşturulacak kademeli bir emeklilik sisteminin daha adil olacağına inanıyoruz.”

ADALET TALEBİ SİYASETİN DE GÜNDEMİNDE: YENİ BİR REFORMUN KAPISI ARALANIYOR MU?

EYT düzenlemesinin ardından kapsam dışında kalan milyonlarca vatandaş için adalet arayışı sürerken, çözüm önerileri arasında öne çıkan başlıklardan biri de kademeli emeklilik modeli oldu.

Kademeli emeklilik, emeklilik yaşının sabit bir yaş sınırıyla değil; bireylerin doğum yılı, sigorta başlangıç tarihi ve prim gün sayısı gibi kriterlere göre belirlenmesini öngören bir sistem olarak tanımlanıyor. Bu modelde emeklilik koşulları kişiye göre kademe kademe belirleniyor.

Sistem, ani geçişler nedeniyle oluşan mağduriyetleri önlemeyi hedefliyor. Aynı yaşta olup sadece birkaç ay ya da yıl farkla emeklilik hakkı kazanamayan bireyler arasındaki farkın azaltılması amaçlanıyor.