Sağlık

“Bir Kitap, Bir Hayat: Köşede Kalmasın”

Kanserle mücadelesi sürecinde yazılarının arkadaşları tarafından toparlanmasıyla yazarlığa adım atan yazar Davut Köksoy, “Hastalığım olmasaydı bu kitaplar olmazdı,” dedi. Gerçek yaşam öykülerinden esinlendiği ilk kitabı “Köşede Kalmasın” kısa sürede üç baskı yaptı.

GONCAGÜL KONAŞ

Yaşamın zorlu dönemeçlerinden biri, onun için bir dönüm noktasına dönüştü. Hastalıkla mücadelesi sırasında yazmaya başlayan yazar Davut Köksoy, ilk kitabı “Köşede Kalmasın” ile edebiyat dünyasına adım attı. Kendi yaşamından izler taşıyan öykülerle dolu kitabında hem çocukluk anılarını hem de hayata tutunma hikâyesini anlatan Köksoy, “Eğer hasta olmasaydım bu kitaplar olmayacaktı. Yazmak benim için bir terapiye dönüştü.” dedi. Gerçek hikâyelerden beslenen kitabıyla okurlardan büyük ilgi gören yazar, üçüncü kitabı ve bir şiir kitabı üzerinde çalışıyor.

“KÖŞEDE KALMASIN” GERÇEK YAŞAMLARDAN ESİNLENDİ

Köksoy, kitabındaki öykülerin kendi yaşamından izler taşıdığını belirterek, “İlk kitabımda öyküler var ve kendi yaşantımdan örnekler bulunuyor. Kitap Hırlısı adlı öykü de benim başımdan geçen gerçek bir hikâyedir.” dedi. “Kitap hırsızlığı yapmıyorum.” diyen yazar, gülerek şöyle devam etti: “Okuyup yerine koyuyorum. Okursanız o öyküyü göreceksiniz. Çocukluğumda kitap alacak param yoktu, kitapçılardan kitap ‘ödünç’ alıp okuyup geri götürüyordum.” ifadeleriyle ‘Kitap Hırlısı’ kitabının içeriğine dikkat çekti.

Bu öykü, aynı zamanda Köksoy’un edebiyatla bağının temellerini oluşturmuş. “Kitap okumak için çabalarken tanıştığım insanlar hayatımı değiştirdi,” diyen yazar, bir kitapçıyla yaşadığı anısını paylaşarak, “Bir gün kitap çalarken yakalandım. Kitapçı ‘Sen kitaplarımı çalıyorsun’ dedi. Ben de ‘Okuyup getiriyorum’ dedim. Yanında oturan biri, ‘Bu çocuk kitapları tertemiz okuyor, aldığı hiç açılmamış gibi’ dedi. Kitapçı bana beş kitap hediye etti ve ‘Her okuduğunu gelip bana anlatacaksın’ dedi. O gün bugündür okuyorum.” şeklinde ifade etti.

“BEHZAT ÖĞRETMENİM BENİM İKİNCİ BABAMDI”

Köksoy’un kitabında en çok yankı uyandıran metinlerden biri, ilkokul öğretmeni Behzat Ay’a yazdığı anı yazısı. “Behzat öğretmenim beni hem edebiyata hem hayata hazırladı. On bir yaşındayken yazdığım bir şiiri okulun duvar gazetesine astırmıştı. Daha sonra beni Cumhuriyet Savcısı İsmet Kemal Karadayı ve Hasan Hüseyin Korkmazgil gibi önemli isimlerle tanıştırdı.” diyerek o günleri duygulanarak anlattı. “Behzat öğretmenim bana kendi çocuğu gibi değer verirdi. O yüzden hep ‘ikinci babamdı’ derim. Kitapta o yazı hâlâ en çok etkileyen bölümlerden biridir.” dedi.

“HASTALIĞIM OLMASAYDI BU KİTAPLAR OLMAZDI”

Köksoy, kitabın birçok okur tarafından ilgiyle karşılandığını belirterek, “Bu kitap üniversitelerde, liselerde kaynak kitap olarak önerilebilecek nitelikte. Ama ben ‘ben önermem, okuyanlar önersin’ diyorum.” dedi. Yazarlığın kendisi için bir terapi olduğunu vurgulayan Köksoy, “Eğer hasta olmasaydım, bu kitaplar olmayacaktı. Kansere yakalanınca yazmak zorunda kaldım. ‘Köşede Kalmasın’ adını da bu yüzden verdim.” ifadelerini kullandı.

YENİ KİTAPLAR YOLDA

Yazar, üretmeye ara vermediğini belirterek, “Üçüncü kitabımı hazırlıyorum, ayrıca bir şiir kitabı da düşünüyorum. Elli dört şiirim var. Bunun dışında 843 sayfalık bir romanım var, kendi yaşam öykümü anlatıyorum.” dedi.
Romanının dizi olabileceğini de düşündüğünü söyleyen Köksoy, “Senarist bir arkadaşım ‘bundan üç-dört sezonluk bir dizi çıkar’ dedi. Henüz karar vermedim ama kitap tamamlanınca düşünebilirim.” şeklinde konuştu.

“KİTAP İNSANLIĞIN ÖNÜNÜ AYDINLATIR”

Yıllardır haftalık yazılar yazdığı Sonsöz Gazetesi’ne de değinen Köksoy, “Gazetedeki köşe yazılarımın sonunda hep ‘bol okumalı günler dilerim’ derim. Çünkü kitap insanlığın önünü aydınlatan bir yol gibidir,” diyerek sözlerini şöyle tamamladı: “On yaşından beri kitap okuyorum. Şimdi yılda 150-200 kitap okuyorum. Hayat o kadar güzel ki… Ben yetiştirme yurdunda büyüdüm. Eğer ben bu hale geldiysem, bu okuma sayesinde oldu. Okuyan herkesin hayatı değişir.”