Ankara

"Türk devletini Kandil'le, İmralı'yla muhatap etmektedirler"

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi'nde '3 Mayıs Türkçülük Günü' programına katıllarak şu sözleri söyledi: Yüzleri bile kızarmadan Türk devletini Kandil'le, İmralı'yla muhatap etmektedirler. Devletin aklını tasfiye edip gücünü de teröristle müzakereye oturtacak kadar şuursuzlaşmış, hükümlü bir terörist eskisinden, barış güvercini yaratmaya cüret edecek kadar da delirmişlerdir." dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi'nde '3 Mayıs Türkçülük Günü' programına katılarak şu ifadeleri kullandı: "Size söylemiştim; 'Sıkıntılarımız var, aşacağız' demiştim. 'Yaralarımız var, saracağız' demiştim. Bütün bunları sabırla gerçekleştireceğimizi ifade etmiştim. 1 yıl önce biraz moralsizlik içerisinde ve siyaseten, 'Acaba Türkiye'de neler olacak' kaygısını yaşadığımız günler geçiriyorduk. Böyle bir süreçte partimizin siyasi ömrüne vade biçmek isteyenler vardı. İşte gelsinler ve görsünler İYİ Parti neymiş; Ankara'da, burada tespit etsinler. Yaralar sarıldı, sıkıntılar ve tuzaklar bozuldu. Artık herkes görüyor ve dünya şahit oluyor ki Türkiye'yi bu karanlık günlerden kurtarıp aydınlık ufuklarla buluşturacak bir siyasi kadro var. Türkiye'nin karanlık günlerine güneş gibi doğacağımız günler yakındır. 1 yıldır vermiş olduğumuz mücadeleye destek vermek suretiyle, zor günlerin kolaylıkla aşılmasına vesile oldunuz. Şimdi dertlerle uğraşacak zamanda değiliz. İYİ Parti'nin derdi ve sıkıntısı artık kalmamıştır. Dağ gibi bir kadrosu vardır ve artık milletin sıkıntılarını çözmek yolunda çaba sarf edecektir. Size ve bu büyük millete söz veriyorum; ben de sizlerin başını asla ve kata yere eğdirmeyeceğim. Pazarlıkçı pazarlıklardan taraf olmayacağım, onlardan yana olmayacağım. Türk milletinin geleceğinin ve beklentilerinin hilafına ters düşen hiçbir karara imza atmayacağım" diye konuştu.

İYİ Parti'li Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Geçtiğimiz ekim ayından beri yaşananlar ise açıkça göstermektedir ki Cumhuriyeti her yönden boğmaya kararlı iç ve dış ajandalar artık açıkça üniter yapımızı hedefliyor, milli kimliğimize kastediyorlar. Görülüyor ki bunun için daha da acele ediyorlar. O halde bizler için de aynı şey söz konusu olmalıdır. Kaybedecek bir saniyemiz, kaybedecek bir insanımız dahi yoktur. Bizim böyle bir lüksümüz de yoktur. 7 yıllık tek adam rejiminin, nam-ı diğer saray istibdadının, yarattığı hasarın tespitini yapmak zor değildir. Ama hasarın büyüklüğünden ve vahametinden kaçmak da mümkün değildir; çünkü milletimizin ruhundaki yara, bir izzet-i nefis yarasıdır. Ocağındaki tahribat, korunması gereken bütün kutsal değerlere dayanmıştır. Hukuk sadece yerle bir edilmemiş, adalet fikri de yok edilmiştir. Toplumda güven, yerini endişeye bırakmıştır. Vatandaşın yarısı diğer yarısıyla, vatandaşların tamamı da devletle davalıktır. Kısaca toplumsal akdimiz paramparçadır, dahası devlette ve kurumlarında yaşanan çürüme, saygı duyduğumuz ve tedrisatından geçtiğimiz o bildiğimiz ve güvendiğimiz devlet aklını felç etmiştir."