Gündem

Ege Mahallesi'nin her taşında emeği olan Ankara'nın 25 yıllık muhtarı: Ali Kahraman

Ali DEMİRASLAN - Sonsöz Haber Merkezi

Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Ali Kahraman kimdir? Kaç yılından bu yana Ankara’dasınız? Muhtarlık yaptığınız süre içerisinde neler yaşadınız? Bugünlere nasıl geldi bu mahalle?

1963 yılında Tunceli'nin Mazgirt ilçesi Yaşaroğlu (Goman) köyünde dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Elazığ Karakoçan’da bitirdim. 1984 yılından bu yana da Ankara’da kalıyorum.

Bu mahalleye geldiğimiz zaman tek tük gecekondular vardı. Buradaki gecekonduları hep el birliğiyle, vatandaşlarımızla yardımlaşarak, yaptık. Yaptıktan sonra, bu sefer de yollar yoktu, yollarımızı açtırdık, elektrik su yoktu, su için o dönem Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden talepte bulunduk.

Biz buraları aldıktan sonra vatandaşlarda kendi çalışmasıyla su boruları çekti. Elektrik hattı yoktu. Direkleri diktik, sonra TEDAŞ geldi elektrik verdi. Burası böylece bir mahalle oldu.

Örgütlenip kendi aramızda parklarımızda ağaçlar diktik. Cebimizden sulama için hortum alıp sulamasını yaptık.

Burası mahalle olduktan sonra 1990’da Murat Karayalçın Bey’in döneminde biz buradaki yatay mimariyi dikeye çevirmek istedik. Dikeye çevirirken o dönem ciddi bir mücadele  verdik. Biz bu mücadeleyi verirken burada Sivaslı bir muhtarımız vardı. Yaptığımız çalışmalara karşı çıkmıştı. Bu muhtarımız, AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in de desteğiyle 611 imza götürmüş ve buradaki imar projesini iptal ettirmişti.

Ben muhtar olduktan sonra bu imarı tekrar yeniden geçirmesiyle ilgili gerek Mamak Belediyesi gerekse de Büyükşehir Belediyesine tekrar bir çalışma yapıp ilk olarak grup başkanlarıyla görüştükten sonra onlar vasıtasıyla kısa bir süreç içerisinde biz bunu gerçekleştirdik.

Buradaki vatandaşlarımızın hiçbir hakkı gasp olmadığı şekilde fazla haklar da aldılar. Çünkü parsellerinin içerisinde yataydan dikeye çevirdiğimizden dolayı ya o parti içerisindeki kalan belediye payları da biz müsaade etmediğimiz için halka kaldı.

Bizler o dönem hem Mamak Belediyesi hem de Büyükşehir’e karşı büyük bir mücadele verdik ve bu şekilde burayı kurtardık. Vatandaşlarımız herkes hakkını aldı. Herkes şu anda oturuyor ve daire sahibi oldular.

Peki gecekondudan dikey yapılaşmaya geçiş sonrası apartmanlarda mahalle ruhu ortadan kalkmadı mı?

Bana sorarsan kalktı. Çünkü gecekondu çok çok daha iyiydi. Oradaki komşuluk ilişkisi oradaki o dostluklar çok çok daha fazlaydı, farklıydı ve şimdi bir tane gecekondu içerisinde 34 daireli apartmanlar yükseldi. Bu evlerde oturanların çoğu da dışarıdan geldi.

Bu vatandaşlar buraları alırken bankadan kredi çekti. Kendisi eşi hepsi çalışıyor bu da onların toplumla iletişimini kesti. Sabah çıkıp, akşam geliyorlar. Evi sadece barınak olarak kullanıyorlar.

Uzun bir süreçten konuşuyoruz ve yeni kurulan bir mahalleydi. Daha sonra mahallede başka hangi sorunlar çıkmaya başladı?

Bizim eski çöp depolama alanında 320 tane evimiz vardı. Bu 320 tane evle ilgili o dönemde Melih Gökçek bunların evlerin yıkılması için çok uğraştı. Bizler karşı çıktığımızda da “revize alanı yaratıyoruz” dendi.
Sonrasında buraya bir an önce boşaltın diye baskılar yapılmaya başlandı sonrasında öğrendik ki o bölge Amerikan ITTC firmasına vermişler. Ben o bilgilerin hepsini aldım, kalktım bununla ilgili itirazda bulundum. “Biz belediyede karar almayız, meclis kararı alırız” dediler ve itirazımızı kabul etmediler. Meclis kararı da buranın yıkılması yönündeydi.

Biz o dönem meseleyi Ankara Valisi’ne taşıdık. Ankara Valisi Sayın Yahya Gül’dü.
Sayın vali o dönem “burayı yıktıracağız” dedi. Bizde yıkamazsınız, böyle bir şey olmayacak. Çünkü buradaki insanların hakları var dedik!

Aynı tarihlerde adı geçen firma Bulgaristan'da da eski çöpteki o alan içerisinde 1.000 tane evi yıkılmıştı. Bulgaristan'da ki o vatandaşlar meseleyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürmüşlerdi. Mahkeme bölge halkının lehine karar vererek 1.000 tane vatandaşın haklarını vermişti. Ben de bu davayı örnek göstermiştim.

Sonra ne oldu?

Bunlar yıkıma gelirken bir tarafta halk diğer tarafta bütün emniyet teşkilatı, burası her an için patlamaya hazır bir bomba gibi. Halk ve emniyet karşı karşıya gelmiş durumdaydı. İçişleri bakanı o zaman Sadettin Tantan. Ben Sadettin tantan ile o dönemde 3 dakikalık bir telefon görüşmesi yapmıştım Kanal D de çıkmıştım. Daha sonra 2 bin 850 imzayı o dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e göndermiştim. Ahmet Necdet Sezer sağ olsun devreye girdi. Ankara valisine oraya hemen durdurur ve bir an önce bana da sonuç ile ilgili bilgi verin demişti.

Yahya Bey beni yanına çağırdı tekrar. Yahya Bey'in yanına hem de gazeteciler ile birlikte gittim ve arkadaşların karşısında konudan bahsetmiştim.

Dedim ki "Sayın valim biz dün yanıza geldiğim zaman siz kükremiştiniz ama Melih Gökçek size size yanlış bilgi verdi. Siz de o yanlışa direk ortak oldunuz. Buradaki bu enkazın altında birileri kalacak artık siz mi kalacaksınız, Melih Gökçek mi bilmiyorum? Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkililerini, getirin çağırın huzurunuza. Biz de bu konularla ilgili elimizdeki bilgi ve belgeleri dökelim. Onlar da konuşsun, ben de konuşurum."

O da Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin İmar Daire Başkanı ve Daire Başkanlığı birim müdürlerini çağırdı. Biz 4 buçuk saat Yahya Bey'in odasında bu konularla ilgili görüşme sağladık. Görüşmeyle ilgili bu gerekçelerin hepsini sunduk.

O toplantı sonucunda kusur işlediklerinin farkında olduklarından ötürü "Efendim, bizim elimizden bir şey gelmiyor. Belediye başkanımızın emri!" diyerek sıyrılmaya çalıştılar. Ben de belediye başkanının yasanın üstünde değildir demiştim. O şekilde 329 tane vatandaşımız da bütün haklarını aldıktan sonra biz o evleri yıktırıp şu anda da millet bahçesi adı altında vatandaşlarımız huzur içerisinde orada geziyorlar. O vatandaşlarımız da haklarını almış oldu. Onlara başka yerde yine ev verdiler.

Gördüğüm kadarıyla mahallede tüm sorunların çözümü için çok fazla emek vermişsiniz. Bir dönem de ulaşım sorunu vardı. Bu sorun çözüldü mü?

Yani bu süreçte Melih Bey ile uğraşmak çok zordu. Melih Bey bizi çok yormuştu. Bizim burada Ege Mahallesi'nin otobüslerini Kızılay otobüslerini kalktı iptal ettirdi.

Yönetmenlik gereğince on yaş üstü otobüsleri trafiğe çıkartmaması gerekirken bize daha düşük model otobüsleri çıkarttı. O otobüsler yolda bozuluyordu. Vatandaşlarımız ikinci, üçüncü bir arabaya binmek zorunda kalıyordu. Onunla ilgili Kızılay'da eylemlerimizi gerçekleştirdik.

Ben hem İçişleri Bakanlığına hem de Ankara Valiliğine bunların hepsini sunmuştum. İki ay sonra o sorunu da çözüme kavuşturduk. Ben o zaman Ankara Büyükşehir Belediye personeliydim kalktılar benim de iş akdimi feshettiler. İş akdimin fesih gerekçesi çok komik bir şey: "Belediye karşısında halkı kışkırtmak için çeşitli gazetelerde beyanda bulunmak!". Gerekçe buydu. Ben de mahkemede söylemiştim yani ben bir yanda belediye personeliyim ama diğer taraftan da bir mahalle muhtarıyım.
İki görev birden yapılabiliyor mu?

Tabii tabii ben işçi sınıfında olduğumdan yapabiliyordum. Memur olsa yapamıyorsun. Ben savunmamda "mahalle halkıyla belediye arasında köprü oluşturmak da bizlere düşmüştür" dememe rağmenhakim aleyhimize karar verdi. Bizim de yapacak bir şeyimiz kalmadı tabi.

Daha sonra NATO Yolu Caddesinin üst geçitle ilgili bir sorunu vardı, her an için ya bir çocuk ölüyor ya yaşlımız ölüyordu.

Trafik kuralları yok, bir şey yok. Arabalar gelip gidiyor. Işıklar dahi yoktu. Yaya geçidini geçelim yani. Biz onun mücadelesini bir yıl boyunca verdik. Gerek ışık olsun, gerek yaya geçitleriyle ilgili olsun o sorunları da çözdük.

Benim mesleğe ilk başladığım dönemdi, ilk haberim de "Muhalif mahalleye otobüs yok" olmuştu. O zaman şunu söyleyebilir miyiz? "Muhtar hazır bir mahalleye gelmemiş, bir mahalleyi yeniden kurmuş"

Evet, o dönem sizler de mahallelimizin sesi olmuştunuz. Mahalle kendini var etmiş. Zaten sıkıntı bu hazır bir mahalle olmuş olsaydı biz o kadar şeyi yapmazdık. Diyorum ya biz bu mahallede çobanlık yapıyoruz. Biz mahallede muhtarlığı yapmadık. Gece gündüz bu mahallede böyle hep gözlemlerimizle acaba belediye burayı mı sattı? Acaba belediye şurayı mı sattı? Hep meclis kararlarını takip etmek zorunda kalıyoruz.

Yasal olarak yeşil alanın olduğu bir yerde baz istasyonu kurma hakkına sahip değiller. Vatandaşın yerini kiraya verip de belediyeye rant sağlayamaz. O dönemde belediye elli iki parkı üç buçuk trilyon karşılığında kiraya verdi. O davayı kazandım. Belediyenin o üç buçuk trilyonuna el koydurtmuştum. Yani böyle mücadele sonucunda buraya kadar geldik.

Melih Gökçek'le aynı seçimde birlikte geldiniz. Şimdi Melih Gökçek'i gönderdiniz. Melik Bey gittikten sonra yeni belediyeyle ilişkileriniz nasıl? Sorunlar şimdi daha kolay çözülüyor mu?

"Yok" desem yalan söylemiş olurum. Vatandaş rahat mı rahat? Biz rahat mıyız? Rahatız. Nefes almışız
Bizim park alanımız otuz dönüm üzerinde, dolayısıyla park alanı Ankara Büyükşehir Belediyesine aittir. Otuz dönüm üzerinde parkı olan ilçe belediyeleri olmaz. burası ile ilgili sorunlar var onların çözülmesini istiyoruz şimdilik.

Sağ olsun sayın Adnan Demirci mahallenin ilaçlanması konusunda elinden geleni yapıyor. Ona da mahallelimiz adına teşekkür ederim.

Orman bölgemiz var, oranın ranta açılması konusunda çok girişim var. Büyükşehir Belediyesini aşıp Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerinden süreci götürmeye çalışıyorlar
Bizim bu muhtarlığın yeri de Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne aitti. Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne 2023 Ocak ayının 17'sinde Mamak Belediyesi'ne devrediliyor. Sebebi de otuz dönümün altında Büyükşehir'den çıkıyor olması.

Büyükşehir buranın devrini yapıyor ancak şartlı bir devir süreci gelişiyor. Büyükşehir'in şartı "Buranın ranta açılmayacağı!"

Ancak Mamak Belediyesi, devraldığının ertesi günü burayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na devrediyor.
Bakanlık da x müteaahite buranın 8 dönümünü konuta çevirttiriyor.

Hemen engel olduk ama her an için yapılabilir. her an için bunları yapabilirler. Biz sürekli ş göz kulak oluyoruz işin doğrusu.

Son dönemlerde Büyükşehir Belediyelerini kaybettikten sonra biraz müteahhitlerle belediyeler arasındaki rant savaşını artık başka yerlerde bakanlık üzerinden direkt çözdüklerine şahit oluyoruz.
Peki bu mücadeleniz size karşı bir tepki de oluşturmadı mı? Rahatsız ettiğiniz odaklar mutlaka olmuştur sanırım?

Bizim verdiğimiz bu mücadele birilerini çok rahatsız etti. Başta Melih Gökçek ve her dönemin Mamak Belediye Başkanları bize karşı çok çalışmalar yaptılar.

Hatta Alevi olmamdan kaynaklı karşıma çıkardıkları Çorumlu Alevi bir vatandaşımız için camilerden ve derneklerinden destek çağrıları yaptılar. Çünkü niye? O benden kurtulmakla ranta kavuşacağını sanıyor. Önünü açmak için de benden kurtulmak için çeşitli yollar denediler. Bir an önce biz bu muhtarı nasıl yapıp gönderelim diye bir çalışma içerisindeler.

Ben hem Alevi hem de Sunnilerden oy alıyorum

Belediye bana karşı çalışma yürütürken bir şeyi gözden kaçırıyor, onlar sanıyor ki ben sadece Alevi oyları alıyorum Bu böyle değil. Ben Sünni vatandaşımızdan da çok yüksek oy alıyorum. Ben burada vatandaşın hakkını savunurken sadece Alevi ya da sol görüşlü diye ayrım yapmıyorum. Mahalleli de benim bu mahalleye ve halkına ne kadar sevdalı olduğumu biliyor. Vatandaş, "Ben burayı bilmezdim. Ben burada daire aldım önü park diye şimdi de bu parkı kalkıp da satıp benim dairemin değerini kaybettiriyor, benim kapımın önünü kapatıyor!" diyor.

Şu an nüfus ne kadar tam olarak Ege Mahallesi'nde?

Ege Mahallesi'nde bizim on bir bin seçmenimiz var. Nüfus anlamında da üçe vurduğun zaman otuz bine yaklaşıyor.

Gelecek seçimlerde aday olmayı düşünüyor musunuz peki?

Diyorum ya, "gençliğim burada olgunluğum burada yarın da yaşlılığım bu mahallede olacak. Mahallemiz bizim göz bebeğimiz. Sağ olsun mahallelimiz bize bu değeri verdiği süre içerisinde onların teveccühlerine de saygı duyar ve gerekli başvurularımızı yapıp aday oluruz.

Çok güzel çok değerli bir mücadele sürecini bizimle ve okurlarımız ile paylaştınız. Dinlerken cidden çok keyif aldım. Çok teşekkür ediyorum.

Ben teşekkür ederim. Özellikle sizlerin de burada emeğiniz çok. Emeğinize karşı son derece saygı duyuyorum. Yaklaşık 15 yıldan beri hep yanımızda bir nefer olarak vatandaşlarımızın sesi, gözü, kulağı oldunuz.

Özellikle mahallem adına sizlere çok teşekkür ederim.