İzmir’in Çeşme ilçesinde damla sakızının hasadı başladı. Temmuz ayında ağaçların çizilmesiyle başlayan süreç, sakızların toplanmasıyla devam ediyor. Kadınlar tarafından yaklaşık 10 gün boyunca ağaçların dibinden tek tek toplanan sakızlar, temizlenip yıkanarak tüketilmeye hazır hale getiriliyor.
Sakız ağacı, dünyada sadece Yunanistan'ın Sakız Adası'nda ve Çeşme Yarımadası’nda yetişiyor. İzmir'in Çeşme ilçesinde yaşayan sakız üreticileri Hasan Ege Tütüncüoğlu ve İbrahim Topal, arazilerinde sakız hasadına başladı. Temmuz ayında ağaçların çizilmesiyle başlayan süreç, eylül ayının ilk haftasında sakızların toplanmasıyla devam ediyor. Kadınlar tarafından yaklaşık 10 gün boyunca ağaçların dibinden tek tek toplanan sakızlar, temizlenip yıkanarak tüketilmeye hazır hale getiriliyor. Öte yandan ikili, havai köklendirme metoduyla da sakız ağacı fidanı üreterek Yunanistan'da önemli bir ekonomik değer olan sakız ağacını Türkiye'de de yaygınlaştırmayı hedefliyor.
‘AĞAÇLARIMIZ 150 YAŞINDA’
Çeşmede damla sakızının coğrafi işaretli olduğunu vurgulayan üreticilerden Hasan Ege Tütüncüoğlu (55), "Sakız Yunanistan'ın Sakız Adası ve Çeşme'den başka hiçbir yerde yetişmiyor. Avrupa Birliği sadece Yunanistan'ın Sakız Adası'nda kabul ediyorsa da ağaçlarımız 150 yaşında. Hepsi sakız veriyor. Sakızlarımızı Yunan sakızıyla laboratuvar ortamında test ettirdik, yüzde 99,9 aynı ürün. Bunu ülke ekonomisine kazandırmak için geliştirmemiz lazım" dedi.
'KASIM SONUNDA TÜKETİLMEYE HAZIR HALE GELİR'
Sıcaklar erken başladığı için temmuz ayının ilk haftasında sakız ağaçlarında çizimler yapıldığını vurgulayan Tütüncüoğlu, "Yaklaşık 2 aylık süreç geçti. Normalde eylül ayının ortalarına kadar bekliyoruz ama geçen sene bir yağmur olayı oldu. Bu dönemlerde gelebilecek bir yağmur, ağaçların altındaki damlalara zarar veriyor. Yağmur suyu sakızları süpürüp götürüyor. Son günlerde havalar da serin gidince, damlalar çabuk kurudu. Kuruduğu için ve yağmur riskine karşı hemen bugün hasada başladık. Hasadımız, toplama sürecimiz yaklaşık 1 hafta 10 gün sürecek. Tek tek toplanıyor, toplandıktan sonra temizlenme, yıkanma süreci başlayacak. Kasım sonu gibi de tüketilmeye hazır hale gelir" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE DÜNYA PAZARINDAN PAY ALMAYA BAŞLAR'
Tütüncüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "2022'den beri aynı sakız ağaçlarını hasat edebiliyoruz. Yeni fidanları dikip onların 5 seneyi geçirip sakız verme süreçlerine kadar aynı ağaçlarla aynı miktarda üretmeye mecburuz. Yaklaşık 100 kilogram civarı sakız hasat ediyoruz. Sakızları genelde Ar-Ge çalışmalarımızda kullanıyoruz. Hem farmakoloji hem kozmetik alanında kullanılmasını sağlıyoruz. Üniversitelerimizle iş birliğimiz var. Gastronomi tarafında da kullanılıyor. Hedefimiz Türkiye'nin Yunanistan'dan ithal ettiği 20 ton sakızı kendi memleketimizde yetiştirmek. Bu da yaklaşık 10 yıllık bir sürece tekabül edecektir. Eğer yer tahsisleri yapılırsa, fidan üretiminin önü açık olduğundan üretim artar. Dünyada 200 yüz tonla sınırlı olan sakız üretimi hızlı bir şekilde Türkiye dünya pazarından pay almaya başlar."
'EN BÜYÜK PROBLEM ARAZİ'
Çeşme'de havai köklendirme yöntemiyle diktikleri 20 bin sakız ağacı, 26 bin de dikilmek için arazi bekleyen sakız fidanı olduğunu söyleyen Tütüncüoğlu, "Çeşme'de en büyük problem arazi, çünkü burada arazi çok kıymetli. Sakız ağaçlarının arazilere dikilmesi için devletin bu konuda teşvik ve tahsis vermesi lazım. Fakat turizm bölgesi olduğu için tarım amaçlı tahsisler çok kolay ilerlemiyor. Devletin verdiği arazilerle ancak üretici burada ağaçlarını dikebilir. 2 sene önce üretilmiş olan ve artık dikilmediği için olduğu yere kök salan 26 bin tane sakız fidanımız var. Bunları dikmiş olsaydık 5 sene sonra 2 ton daha sakız alacaktık” diye konuştu.
‘HAVAİ KÖKLENDİRMEYİ DENEDİK BAŞARILI OLDUK’
Üreticilerden İbrahim Topal (66) ise 30 yıldır sakız üretimi yaptığını söyleyerek, "Önce hobi olarak başladı, sonrasında tutku haline dönüştü. Başladığımızda Çeşme'de envantere alınmış 100 adet sakız ağacı vardı. Sakıza çok ilgi vardı ancak atadan kalma yöntemlerle sakızın dibindeki bir dalı kırıp tenekenin içine batırarak üretiliyordu, 2 yılda tutarsa oluyordu. 1995 yılında havai köklendirmeden önce başka bir metot keşfettik. Sakız yaprağının içinde havai kökleri köklendirerek başladık. Yaklaşık 20 yıl önce bir arkadaşımdan havai köklendirmeyi duydum. İlk defa o arkadaşın vasıtasıyla havai köklendirmeyi denedik ve başarılı olduk. 45 günde havai köklendirmeden ürün alabildik. Sonra tekniğimizi kendi içimizde geliştirerek yüzde 20 fireyi yüzde 1'e düşürerek gelişme kaydettik. 2022 yılında seri üretimine başladık. 5 binle başladık. 10 bin, 15 bin, 20 bin derken bugün elimizde araziye dikilmiş 20 bin ağaç ve elimizde 26 bin fidan var" dedi.
'SAKIZIN KATMA DEĞERİNİ YÜKSELTEBİLİRİZ'
Kendi tükettiğimiz sakızı üretmeyi amaçladıklarını belirten Topal, "Amacımız kendi tükettiğimiz sakızı üretmek. Her yıl değişmekle beraber yaklaşık 20 ton sakızı, sakız adasından ithal ediyoruz. Türkiye'de arazimiz olsa 20 ton sakızı 1 yılda elde edebiliriz. Bunun için bir yıl yetmez. 200 bin ağaç dikmek lazım ki 5-10 yıl içerisinde kendi tükettiğimiz sakızı üretebilelim. Ülkemizin tükettiği sakızı, var olan potansiyeli değerlendirmemiz lazım yılda 1 milyar lira parayı sakıza ödüyoruz. Bunu sakızdan elde edilecek diğer ürünlerle, ilaç sanayiyle, kozmetikle daha fazla geliştirebilir, sakızın katma değerini yükseltebiliriz" diye konuştu