Ankara'da gırtlak kanserine yakalanınca çok sevdiği yağlı boya resmi bırakmak zorunda kalan emekli matematik öğretmeni Gülümser Yurt (70), tedavi sürecinde bilgisayar üzerinde resim yapmaya devam etti. Yurt, 8 ay süren kemoterapi ve ışın tedavisiyle hastalığı yendi.
Emekli matematik öğretmeni 2 çocuk annesi Gülümser Yurt, eşinin vefatından sonra sık sık ses kısıklığı yaşadı. Öğretmen olduğu için bu durumu normal karşılayan Yurt, kızlarının ısrarı üzerine 1,5 yıl önce hastaneye başvurdu. Yapılan tetkiklerde gırtlak kanseri teşhisi konuldu. Hastanede tedaviye alınan Yurt, hastalığı olumsuz etkilemesi nedeniyle doktorlarının talebiyle tutkusu olan yağlı boya resim yapmayı bırakmak zorunda kaldı. Ancak Yurt, hastane odasında bilgisayarında resim yapmaya devam etti. Yurt, kemoterapi ve ışın tedavisi sürecinde bir taraftan resim yaparken, tedavi aralarında şehir gezilerine de gitti. Yaşama sevincini kaybetmeyen Yurt, 8 ay süren tedaviden sonra hastalığı atlatmayı başardı.
'BEN SENİ YENECEĞİM DEDİM'
Yurt, ilk teşhis konulduğunda ne yapacağını şaşırdığını anlatarak, "Kızlarımla hastaneden çıkarken ‘Sen görürsün kanser, ben seni yeneceğim’ dedim ve gerçekten yenmeye o gün karar verdim. Yıllarca ders anlattım. Sesimle para kazandım, hayatımı kazandım. Kabul etmedim. Kemoterapi tedavisi olmaya karar verdik. Çok sarstı tabii ki. Ama çok şükür iyi geçti. Bu tedaviler sırasında benim küçük bir bilgisayarım vardı. Onunla resim yapmaya başladım. Aklıma gelen her resmi çizdim. Bunlar 38-40 tane falan oldu. En son hastane çıkışında küçük kızım bunlara bir öykü yazdı ve o birbirinden bağımsız resimleri bir kitapçık biçiminde derledi" dedi.
'RESİM TUTKUMU BİLGİSAYARDA GİDERDİM'
Kemoterapi aldığı günlerde müzik açıp dans ettiğini ve ses kısıklığı geçtikçe bağıra bağıra şarkı söylediğini söyleyen Yurt, "Resim yapmak da bana çok iyi geldi. Çünkü yağlı boyaya doktorum izin vermedi. Gırtlak olduğu için direkt kokudan uzak durmam gerektiğini söyledi. Onun için bu resim tutkumu bilgisayarla gidermiş oldum. Şimdi bile canım sıkılınca oturup bilgisayarda resim yapıyorum. Tabii yağlı boyadan vazgeçmiyorum ama bilgisayarda da çok eğlenceli oluyor. Kemoterapiler arasında geziye gidiyordum. Hatta geziye giderken saçlarım böyle minik minik çıkmaya başlamıştı. Antakya'yı gördüm. O sırada Göbeklitepe'yi gördüm. Kapadokya'ya gittik. Çok güzel gezdik o dönemde. Erken tanı hayat kurtarır ve ümitsizliğe kapılmadan mücadeleye devam edeceksiniz. Hayat yaşamaya değer" diye konuştu.
Gülümser Yurt’un kızı mimar Pelin Yurt Üçer de (52) hastalık sürecinde annesinin içinden savaşçı çıktığını, iyileşince başka insanlara yardım etmek için sosyal etkinliklere katılmaya başladığını söyledi.