Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden (ÇOMÜ) Dr. İsmail Sabah ve ekibi, bu tarihi taşları tek tek fotoğraflayarak, üzerindeki metinleri günümüz Türkçesine çevirerek kayda aldılar. Proje, bölgedeki Osmanlı Dönemi'ne ait önemli insan hikayelerinin gün yüzüne çıkmasına da vesile oldu.
Geçmişin Kaybolan Parçaları Günümüze Aktarıldı
Dr. İsmail Sabah, mezar taşlarının sadece ölen kişinin adı, soyadı ve ölüm tarihi değil, aynı zamanda dönemin sosyoekonomik yapısı, hastalıklar ve mesleklerle ilgili de değerli bilgiler içerdiğini belirtti. "Bu mezar taşları ve kitabeler, sadece tarihçiler için değil, farklı bilim dallarında çalışan araştırmacılar için de önemli bir kaynak oluşturuyor" diyen Dr. Sabah, projenin hem tarihsel bir kayıp yaşanmasını engellediğini hem de hukuki bir dayanak oluşturduğunu söyledi.
Yeni Keşifler ve İnsan Hikayeleri Ortaya Çıktı
Proje sürecinde bazı ilginç keşifler de yapıldı. Örneğin, Havuzlar'daki çeşme kitabesi okunduğunda, çeşmenin yerleşim yerinin dışında, Osmanlı Donanması'nın su temini için yapıldığını öğrendiler. Ayrıca, Necip Paşa gibi Çanakkale kent tarihi için önemli kişilerin mezarları ve yaşam hikayeleri de gün yüzüne çıktı. Dr. Sabah, Necip Paşa'nın hastalığı nedeniyle vapurda yolculuk ederken vefat ettiğini öğrendiklerini ve bu bilginin tarihi açıdan oldukça kıymetli olduğunu söyledi.
1901 Yılında Yapılan Çeşme Keşfi
Yapılan çalışmalarda Kilitbahir köyü meydanındaki tarihi çeşme de dikkat çekti. Çeşmenin 1901 yılında II. Abdülhamit döneminde inşa edildiği, Osmanlı Arşivi'ndeki belgelerle doğrulandı. Bu keşif, hem dönemin tarihine ışık tutarken hem de geleneksel su temin sistemlerine dair yeni bilgiler sundu.
Geçmişin Geleceğe Taşınması: Hukuki ve Kültürel Bir Adım
Dr. Sabah, projeyle sadece geçmişin izlerini bugüne taşımadıklarını, aynı zamanda bu mezar taşlarının kaybolması veya çalınması durumunda, Gelibolu Yarımadası'na ait olduklarını ispatlayacak hukuki bir dayanak da oluşturduklarını ifade etti. Fotoğraflanıp kayıt altına alınan mezar taşları ve kitabeler, tarih boyunca kaybolan bu kültürel mirasın geleceğe aktarılmasına olanak sağlıyor.
Çanakkale Şehitlerinin Ebedi Hatıraları: Safranbolu Mehmet Çavuş'un Mesajı
Proje kapsamında, Çanakkale şehidi Safranbolu Mehmet Çavuş'un mezar taşında yer alan anlamlı bir yazı da dikkat çekti. Mehmet Çavuş’un mezar taşında, "Bakıp sanmayın ki ben öldüm. Değil ancak askerin son rütbesini buldum. Din ve vatanımız yaşaması için Türk'ün, bilin ki kardeşler, en şereflidir bu ölüm" ifadeleri yer alıyor. Bu tür metinler, şehitlerin bıraktığı derin izleri ve tarihe duyduğu bağlılığı gözler önüne seriyor.
Çanakkale’nin Tarihi Yüzü Yeniden Gün Yüzüne Çıktı
Çanakkale Savaşları'nın ardından, bu topraklarda yaşamış olanların mezar taşlarında ve kitabelerinde saklı olan insan hikayeleri, tarihsel bir bağlamda yeniden gün yüzüne çıktı. Dr. İsmail Sabah, "Bu çalışmayla geçmişi sadece bugüne değil, geleceğe de aktarmış olduk" diyerek projenin önemini vurguladı.
Osmanlı Dönemi'ne Ait Mezar Taşları ve Kitabeler: Tarihi Mirasımızı Korumak
Bu proje, yalnızca tarihsel değer taşımakla kalmıyor, aynı zamanda Osmanlı Dönemi'nin kültürel mirasını, toplumun geçmişini ve bağlılık duygusunu da ortaya koyuyor. Gelibolu Yarımadası'ndaki bu mezar taşları ve kitabeler, hem tarihçiler hem de kültür araştırmacıları için bir kaynak teşkil etmeye devam edecek.