Uzun süre iktidarda olmanın getirdiği “hubris sendromu” (tıbbi bir hastalık olarak tanımlanırken abartılı gurur ve başkalarını küçümseme duygusu olarak ifade edilmektedir. Özellikle yöneticilerde ve liderlerde yaygın görülen bu sendrom, gücün belirli bir oranı aşması ve aşırı kibirle yoğrulması sonucu görülen tıbbi bir hastalık olarak tanımlanmaktadır.) Köklü geleneklere veya mevcut düzene sıkı sıkıya bağlı kalıp, yenilikçi fikirlere ve genç neslin enerjisine kapalı olarak değişime direnç gösterme durumu, siyasi sistemler için ciddi bir sorundur. Genç ve dinamik kadroların önünü kesmek, değişime ayak uyduramamak verimsizlik nedenidir. “zamanında çekilmeyi bilmek,” bir erdemdir.
Kişiler yaşlandığında ilgi ve onaylanmanın azalması ile konuşmaya meyledebilirler. Demansın erken evrelerinde, kişilerin anlattığı hikâyelerde veya verdiği bilgilerde tutarsızlık olabilir. Daha önce ne dediğini unutabilir. Bazı durumlarda, otoritesini veya ilgi odağı olmayı sağlamak ve bulunduğu konumunu sürdürebilmek amacıyla, kişileri birbirine düşüren veya kontrolü elinde tutmaya çalışan manipülatif davranışlarda bulunabilirler. İleri yaşta başlayan davranışsal değişiklikler Demansın getirdiği tutarsızlıklar söz konusu olabilir.
Bu gibi kişiler bilinçli veya bilinçsiz davranışları, tutumları ve sözleriyle çevresindeki insanlar tarafından dışlanır ve sevilmezler.
Bu kişilerin ardındaki yaygın davranış ve kişilik özellikleri sürekli eleştiri ve kusur bulma, başkalarının sürekli eksiklerini, hatalarını ve kusurlarını dile getirme, kimseyi takdir etmeme ve olumsuz eleştirilerde bulunma, yalnızca kendi çıkarlarını ve rahatını düşünme, başkalarının ihtiyaçlarını, duygularını ve sınırlarını hiçe sayma, aşırı kuralcı, inatçı ve esnek olmayan bir tutum sergileme, farklı görüşlere tahammül edememe, sosyal normlara uymayan, kaba, saygısız konuşmalar veya davranışlar sergileme, başkalarını küçük düşürme veya rezil etmedir.
Çevresindeki kişilerin başarılarını kıskanma ve onlara karşı sürekli şüpheci ve güvensiz bir tavır içinde olma durumu ilişkileri yorar.
Bu kişilerde, söz verip tutmamak, sürekli yalan söylemek veya farklı insanlara farklı şeyler anlatarak güvenilirliğini kaybetmek kendini aşırı önemli, özel ve herkesten üstün görme, empati kuramama ve başkalarını kendine hizmet etmekle yükümlü görme, yüksek ego ve kibir maskesinin altında yatan derin bir değersizlik ve sevilmeme korkusu, yeterli ilgi görmediğini düşündüğü için, olumsuz davranışlarla dahi olsa dikkat çekme davranışları olabilir.
Özetle, bir kişi çevresindeki insanların duygusal ve sosyal ihtiyaçlarına karşı duyarsız ve bencil davrandığında, zamanla kendini çevresinden uzaklaştırır ve “istenmeyen adam” haline gelir.
Yaşlı bireylerin bazıları unutkanlık, davranış değişiklikleri veya zihinsel sağlık sorunları (Demans/Alzheimer gibi) çeşitli nedenlerle çevrelerine hiç beklemedikleri çıkışlar yapabilir veya günlük yaşamda sorunlara yol açabilirler. Unutkanlık yaşayanlar yeni bilgileri akıllarında tutamazlar yakın geçmişi hatırlamazlar, soruları çocuk gibi tekrar tekrar sorarlar. Aşırı sinirlidirler, amaçsız gezinirler, hastalıkları ilerledikçe, uygunsuz sosyal davranışlar sergilerler. İçlerine kapanırlar, isteksizlik, amaçsız yaşama, hobilerden ve faaliyetlerden uzaklaşma görülür. Mevsimleri, günleri karıştırırlar bildikleri yerlerde bile kaybolurlar. Arkadaşlarını karıştırır ailelerini bile tanıyamazlar.
Bu tür durumlarda, yaşlı birey ve yakınları için zor bir dönem başlar. Gecikmeden bir nöroloji veya psikiyatri uzmanına danışmak en doğru hareket olacaktır. Erken teşhis ve tedavi yöntemleriyle bu durumların etkileri hafifletilebilir.