Siyasette, bir yumuşamadır, efendime söyleyeyim normalleşmedir falan gırla gidiyor gitmesine de, halk bir türlü yumuşamıyor.
Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor, bir türlü anlamıyorum.
Kurban bayramı gelirken, en cılız kurbanlık bile 15.000 lira, emekli maaşı 10.000 lira mı acaba diye düşünüyorum ama söz konusu bile değil.
Resmi enflasyon %75, gayri resmisi %125, hissedilen %200 mü? Yooo.
Mazotun 50 liraya dayanmasından kaynaklı değildir ona eminim çünkü malum biz hep o kadarlık alıyoruz.
İşsizlik zaten yok, herkes mesleğini icra edebiliyor, atanamayan öğretmen, sağlık personeli filan desen o da yok.
Dert üstü murat üstü bir toplumda, herkes istediği zaman, istediği şekilde tedavi olabiliyor, üstüne üstlük, muayenesinden ilacına, ilacından tetkiklerine kadar her şey bedava.
Sağlık sistemi bu haldeyken eğitim durur mu hiç? O da bedava. Müfredat desen, dünyanın en tepesinde. Fazla değil, 10 seneye, astronot, kuantum fizikçisi, genetik mühendisinden geçilemeyecek.
Asgari ücret desen almış başını gitmiş, verimli kullanan en az yarısını tasarruf edebilir durumda.
Tüm dünyaya sadece tarım ürünü ve hayvan değil, ciddi ciddi teknoloji satıyoruz, ülkemizdeki teknoloji firmalarının sadece binalarını üst üste koysan Jüpiter’e dört şeritli yol yaparız.
Kadınların ve çocukların sokaklarında kendini en rahat hissettiği ülke olmanın yanında, son zamanlarda, dünyadaki en huzurlu sokak hayvanlarının da ülkemizde olduğu ortaya çıktı.
Bakın Avrupa ülkelerine, hepsi; yok efendim mülteciydi, sığınmacıydı falan uğraşırken, bizim ülkemize bırakın sığınmacı akınını, ülkeyi turistik gezi için bile terk etmek istemeyenler olduğu için, ülke resmen şişti.
Uzatmak mümkün de, siz söyleyin bu saydıklarım varken biz neden bir türlü yumuşayamıyoruz? Benim aklıma tek şey geliyor, namkör milletiz anacım namkör. Haydi, kalın sağlıcakla.