YILDIZLARIN ENERJİSİ DÜNYAYI DEĞİŞTİRECEK

Büyük şairimiz Nazım Hikmet dizelerinde Akın vargüneşe akın!Güneşi zapt edeceğizgüneşin zaptı yakın! Demiş… Biz bebek gelinler...

Büyük şairimiz Nazım Hikmet dizelerinde

Akın vargüneşe akın!Güneşi zapt edeceğizgüneşin zaptı yakın!

Demiş…

Biz bebek gelinler sorunu ile uğraşa duralım elin oğlu resmen Güneşi zapt ediyor…

ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm, Kaliforniya merkezli Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’ndan (LLNL) bilim insanlarıyla birlikte Washington’da yaptığı açıklamada ABD’li bilim insanlarının, ilk kez bir nükleer füzyonda reaksiyonu ateşlemek için kullanılan enerjiden daha fazla enerji ürettiklerini açıkladı. “Net enerji kazancı” olarak nitelenen gelişmenin son yılların en büyük bir bilimsel atılımlarından biri olduğu belirtildi.

Nükleer füzyon, diğer mevcut nükleer kaynaklara göre çok daha yüksek enerji açığa çıkardığı ve radyasyon üretmediği için sonsuz temiz enerji kaynağı olarak görülüyor. Fosil yakıtlara olan ihtiyacın sonlanması anlamına gelen buluşla, enerji üretiminden kaynaklanan çevre sorunlarının da çok büyük bir ölçüde azalması bekleniyor.

Aslında FÜZYON reaksiyonu çok önceden beri biliniyor ve kullanılıyor. Nükleer füzyon, nükleer kaynaşma ya da kısaca füzyon; iki hafif elementin nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır bir element oluşturmasıdır. Çekirdek tepkimesi olarak da bilinen bu tepkimenin sonucunda çok büyük miktarda enerji açığa çıkar.

Nükleer füzyonun bu devasa enerji potansiyelinden ilk olarak, II. Dünya Savaşı’nı takip eden yıllarda, hidrojen bombası olarak da bilinen termonükleer silahların üretiminde yararlanılmıştır.

Füzyon tepkimeleri aslında her an gözümüzün önünde gerçekleşiyor, bu tepkimeler dünyamızın yaşam ve enerji kaynağı olan Güneş’te doğal olarak gerçekleşmektedir. Güneş’ten gelen enerji, hidrojen çekirdeklerinin birleşerek helyuma dönüşmesi ve bu dönüşüm sırasında kütle kaybı karşılığı enerjinin ortaya çıkması sayesinde meydana gelmektedir.

İşin teknik yanına girmeyeceğim, benim değinmek istediğim daha ziyade bu keşfin yaratacağı ekonomik ve siyasal gelişmeler.

Emin olun bu gelişme buhar makinasının keşfi kadar önemlidir, malum buhar makinası sayesinde insanlar istedikleri yerde, diledikleri zaman, çok büyük miktarda enerji elde etmeyi ve iş görebilmeyi başarmışlardı. Bu sayede sanayi devrimi gerçekleşti, daha önce kısıtlı enerji kaynakları yüzünden üretimi mümkün olmayan birçok şey bu sayede büyük miktarlarda üretildi ve geniş kitlelerin tüketimine sunulabildi. Bu icat yüzünden dünya değişti ve dönüştü sonuçta gezegenimiz küçücük bir köy haline geldi.

Şimdi olan ise yıldızların enerjisini kontrol altına alıp insanlığın hizmetine sunabilmek ve üstelik de bunu yaparken insanların yaşadığı çevreye ve doğaya zarar vermeyecek bir yöntem kullanmak.

Üstelik bu sefer enerjinin kaynağı neredeyse sonsuz öyle kömür gibi, petrol gibi, doğal gaz gibi kısıtlı miktarda değil ve dahası coğrafi dağılım gibi bir sorun da yok her yerde, her zaman ulaşılabilir sonsuz bir enerji kaynağı.

Bu kaynağı kullanmayı becerebilen toplumların üretim güçlerini muazzam miktarda arttıracağı ve kendi insanlarının taleplerini çok büyük bir başarı ile karşılayacağı kesindir.

Enerji sorununu çözen bir toplumun önünde hiç kimse duramayacaktır, bu gelişmeye ayak uyduramayan toplumların ise varlıklarını sürdürebilmesi, en azından egemen ve bağımsız olarak varlıklarını devam ettirebilmesi mümkün olmayacaktır.

Sanayi devriminden bu yana dünya siyaseti ve ekonomisini derinden etkileyen kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara ulaşma ya da sahip olma stratejisi artık geçerli olmayacaktır.

Rusya, İran ve Arap ülkelerinde görülen fosil yakıt sahipliği ve gelirleri ile hüküm süren otokrat rejimlerin de artık sonu gelecektir.

Sonsuz enerji sayesinde artacak insanlığın üretim kapasitesi, muazzam boyutlara ulaşacak ve bu yeni devrim ile beraber yokluk ve yoksulluk da küresel ölçek de epeyce azalacaktır.