Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından Tüm Üniversitelere gönderilen Prof. Dr. H. Haldun GÖKTAŞ Başkan Vekili” imzalı bir yazıda:
“Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığının Yetkilendirilmeyen Kişi, Kurum veya
Kuruluşlar Tarafından Verilen Sertifikalı Eğitimler konulu ilgi yazının bir örneği yazımız ekinde
gönderilmektedir.
Konu hakkında gerekli tedbirlerin alınması hususunda gereğini rica ederim” denilmektedir.
Dijital Dönüşüm Ofisi yazısında da kısaca:
“10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin “Dijital Dönüşüm Ofisinin görevleri” kenar başlıklı 527 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca: “Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen amaç, politika ve stratejilere uygun olarak kamunun dijital dönüşümüne öncülük etmek, Dijital Türkiye (e-Devlet) hizmetlerinin sunumuna aracılık etmek, kurumlar arası işbirliğini artırmak ve bu alanlarda koordinasyonu sağlamak” görevi Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığına tevdi edilmiştir.
Başkanlıkça çeşitli sosyal medya platformları, çeşitli internet siteleri ve diğer iletişim araçları aracılığıyla; çeşitli alan ve adlar altında verilen eğitimlere ilişkin ilan, reklam ve duyuruların yayımlandığı tespit edilmiştir. Tespite konu ilan, reklam ve duyuruların birçoğunda “e-Devlet Onaylı”, “e-Devlet’te görüntülenebilir resmî sertifika” ve benzeri ifadeler ile e-Devlet logosunun Başkanlığın izni ve bilgisi dışında kullanıldığı, kimi ilanlarda ise “diploma değerinde” veya “lisans” şeklindeki ifadelerle vatandaşlarımızın yanıltılmasına neden olabilecek kullanımlara yer verildiği görülmüştür.
Yetkisiz kişi veya kurum/kuruluşlarca verilen eğitimlere ilişkin sertifikaların, üniversiteler tarafından onaylanması veya e-Devlet Kapısı üzerinden görüntülenebilmesi, söz konusu sertifikaların ilgili olduğu/olabileceği kamu kurum veya kuruluşlarınca tanınması veya tanınacağı anlamına gelmemektedir. Diğer yandan, vatandaşlarımızın, kurum veya kuruluşlar nezdinde geçerliliği olmayan bu sertifikaları edinmek için çeşitli kişi ve kurumlara ücret ödediği de göz önüne alındığında hukuka aykırı durumlar oluşmaktadır.
İlaveten mezkûr durumun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Nitelikli dolandırıcılık” kenar başlıklı 158’inci maddesinin (d) bendinde yer alan “kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi” tipik fiiline vücut verebileceği izahtan vareste olup vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin engellenmesi ve Başkanlığımız izni dışında kullanılan “e-Devlet Onaylı”, “e-Devlet’te görüntülenebilir resmî sertifika” ve benzeri yanıltıcı ifadelerin kullanımına son verilmesi için, inceleme ve denetimler gerçekleştirilerek gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerekmektedir. Sözü edilen tedbirlerin alınmaması durumunda üniversiteler bakımından da hukuki sorumluluğun doğabileceği değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda bahse konu eğitim sertifikalarının, üniversitelere tanınan “Sertifika Sorgulama/Sertifika Doğrulama” hizmetleri kapsamında sorgulanmaması, doğrulanmaması veya görüntülenmemesi için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması hususunda bilgilerini ve gereğini arz/rica ederim” uyarıları dikkat çekmektedir.
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün “Sürekli Eğitim Merkezlerinin İzinsiz Eğitim Faaliyetleri” hakkındaki yazısı bardağı taşıran son damla olmuştur.
Konu ile ilgili yazı giden kuruluşlarda hummalı bir çalışma başladığı ve yürütüldüğü ve hukuki işlemlerin başlamasının an meselesi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu sertifikaları verenlerin yanında alanların da nerede kullandığı araştırılmalıdır. Halk Eğitim Merkezlerinde kullanılmış mıdır? Belediyelerin çeşitli birimlerinde kullanılmış mıdır? Çeşitli kurumlarda kullanılmış mıdır? Acilen derinlemesine bir araştırma yapılmalı, geçersiz sertifikalar ortaya çıkarılarak bu sertifikaları alanlar, verenler ve kendisine akademi süsü vererek aracılık edenler hakkında yasal işlemler başlatılmalıdır.