YERYÜZÜ ŞANSI

Şair Ferda Balkaya Çetin’in, YERYÜZÜ ŞANSI kitabını okurken, hep derin bakan, adeta insanın ruhunu okumak, onun için neler yapabilirim sorusu soran gözleri geldi aklıma. Bu aynı zamanda yakından tanıdığım şair dostlarımın bakışlarıyla şiirlerindeki benzerlikleri de sorgulattı ve çok değerli hocam, Ahmet Özer’in Kadir İncesu ile yaptığı bir söyleşide kurduğu cümle geldi aklıma.  “Her şairin şiiri, kendi parmak izini taşır. Kimi izler soluktur, okumakta zorluk çekeriz. Kimileri hiç okunmaz. Kimileri çok saydam, pırıl pırıl durur karşımızda,” diyordu. 

Bazı şairin bakışlarında da şiirleriyle kulaklarımıza fısıldadığı, dizelerine döküğü duygusal derinliğini yakalayabiliyoruz sanırım.

 Şair Çetin’in şiirlerinin her biri bir roman olacak nitelikte dolu, dolu.

YERYÜZÜ ŞANSI kitabındaki, kadınların yaşamına dokunan şiirler, o derin bakışların klavyeye yansıyan izdüşümleri.

“eksik ağustos” şiirinde

“içimden dışıma insanlar taşıyor transfobik halleriyle

yüzüme bulaşan renk alaca mor söz hükmünü yitirdi bir kez daha

bir kimliğin vardı senin ama yoktu bir dünya adın vardı

yaşın yoktu yazılmamıştı yaşamamıştın zaten

bakışların vardı gözlerime o çok susan çok haykıran bakışların

bir akşamüzeri dağılıp ebru oldu denize derinliğine derinliğince

içimde korkunç bir karanlık korkunç bir öfke

korkunç bir sevgisizlik ve işlenmemiş cinayetler”

kitaba adını da veren “Yeryüzü Şansı” şiirinde

“ve hep yeniden birbirine değen çağrışımlar

ve içsel konuşmalar

zihnimi daraltan dipsiz kuyu

onca söz varken dilimde

söylediğim her şeydeki eksiklik

soluğumdaki titreşim

yalnızlık eğilimim

içimdeki havasızlıktan

kötülüklerden incelen bedenim

üzerindeki pas ile bin zerre tozu saklıyor

ömrünü kısaltan çeyizini toplayıp gidemeyen

bir ömür betimleyen yüzüm

nereye kadar gidebiliriz ki zaman ve mekan kuru

en çok kendime yakınlaşmak iyi geliyor”

Ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde kadınlar, çocuklar ve hayvanlar kaba gücün ve cehaletin kurbanı oluyorlar. Azgın kapitalizm karşısında insanlar ezilirken, sömürülürken kadınlar, çocuklar ve hayvanlar iki kez sömürülüyor ve acı çekiyor. Bunlara doğayı da katmazsak haksızlık ederiz.

Çetin’in şiirlerinde çoğunlukla acıları derin imgelerle su yüzüne çıkarma çabası var, bunu hakkıyla da yapıyor. Ama umut etmeyi de asla bırakmıyor, şiirlerinin yakasını umutsuzluğa kaptırmıyor.

“suyun çizdikleriyle zaman” şiirinde:

“şimdi

her şeyin bütün güzel başlangıçlarını fısılda suya fısılda ve öp”

Çetin, “Unutulan” şiirinde, umuda dair:

“hani ağrıydık hani keder

şiir topluyor kuşlar kalbimizden

unutulur acının kesiği”

Şair, öğretmen, Ferda Balkaya Çetin, şiirlerinde bir taraftan acılara karşı durmanın, direnmenin gerekliliğinin altını çiziyor diğer taraftan da umudu besleyen, yaşamı betimleyen şiirler yazmaktan geri durmuyor. Yazarken bazen kuşların dilinden doğanın yeşilinden, bazen suyun şırıltısından, toprağın kıpırtısından ve rüzgârın uğultusundan ilham alıyor.

“Sınırsız Gülmek” şiirinde;

“şimdi toprağı eşeleyen serçeler

ikindide üşüşüp bir ağacın etrafında

evin duvarına sinmiş gölgelerle şen şakrak

şimdi su kenarında serinleyen güneş

belki bir çocuğun gülümsemesine bakarken

en uzun rüyası olur yeryüzünün birdenbire”

Yine harika bir şiir kitabı YERYÜZÜ ŞANSI ile okurlarıyla buluştu Şair, Öğretmen, Ferda Balkaya Çetin. Bizlere de alıp okumak, yanında olmak düşüyor…