YEMİN VE DUA

Siyasette işler iyice sarpa sardı. Cumhur İttifakı’nın belediye başkan adayları seçime girmeyecekler de RTE ve Bahçeli girecekmişçesine sağa-sola terör suçlamasıyla saldırıyorlar. Oy için işin içinde yemin ve dua da var. Seçim ortamı ısındıkça kimi seçmenin saflık yasını oya tahvil etmek istiyorlar. Seçim ortamı ısındıkça “yemin ile duaya inanır oy verirsin açılımı” yaşıyoruz. Belediye başkan adaylarını yanına alan RTE; “Gerçek Belediyecilik Yeminini” TV ekranından canlı okutuyor. 
Şu yemine bir bak!

“Namusum. Şerefim ve Kutsal Kitabımızın üzerine” yemin ederim. Cumhurbaşkanı, partisinden adayına “duasını ve yeminini” ezberinden söylettikten sonra da muhalefet partisi CHP’yi adres gösteriyor. Meydan okuyor!  Sonra başlıyorlar saymaya…
Çalışan annelerin bebeklerine kreşler açtık. Öğrencilere yurt açtık. Asfalt döktük. Bulvar açtık. Kent yoksulluğu şehrimizi derinden vurmaya başlamıştı, kent yoksulluğunu hafifletmek için yardım kolisi dağıttık. Sınırları aştık. Hizmet için geldik. Kentimizi depreme dirençli kılmak için projeler başlattık. Şehrimizin üniversiteleri ile kent yaşamını buluşturup, kucaklaştırdık. 

Arıtma tesisleri diktik; insanı, hayvanı, doğayı, çevreyi zehirlemekten kurtardık. Çöp dönüştürme tesisleri kurduk. Sağlıklı su getirdik. Kansere sebep olan asbest boru sistemini yeniledik. Yağmur suyu ishale hatları döşeyerek şehrimizi selden, su baskınından koruduk. Şehrimizin zenginlik ve varlık yaratan kaynakları ile halkı buluşturduk; kent zenginliğinin bir avuç rantçı, rüşvetçi, partili, soyguncu, mafyalaşmış azınlığının elinde toplanmasını önledik. Kent gelirini ve zenginliğini kent insanına yaydık. Böylece hem kent işsizliğini düşürmeye çalıştık hem kadın emeğini kentin zenginleşmesine katarak aile gelirini yükseltemeye uğraştık. Yeni iş merkezleri açtık. Kentimizdeki zengin yoksul uçurumunu kapatmak için şereflice çalıştık. 

Geçen seçimde şehir halkı bizi tercih edip seçince; belediye gelirleri ile belediye harcamaları arasında büyük açık vardı. Açığı kapattık. Biz asfaltın tonunu bizden önceki belediyeden ya da sınır komşumuz yerel yönetiminden çok daha ucuza mal ettik. 
Aşevlerini, kütüphaneleri, öğrenci yurtlarını, otogarı, yeraltı treni hattını, raylı sistemin kilometresini, özlemli tramvayı, otobüs alımını, barajları, yağmur suyu ishale hatlarını, asbestli boruların değişimini üçte bir fiyata, bazılarını yarı fiyata mal ettik.
Böylesine somut “hizmet ve iş yapma becerisi kıyaslamalı mal ediş tablosu” görmeliydik, duymalıydık.  İktidar partisi AKP adayları ile muhalefet adaylarını böylesine somut başarı üzerinden kıyaslayabilmek gerekiyordu. “Bizden daha iyisini yapacak varsa...” diyen kabarmaların yanında; namus, şeref, dürüstlük, samimiyet, beceri, başarının somut örneklerini görmeliydik. İktidar yani Cumhurbaşkanı Erdoğan dua ile ve yemin ile kara şantajı bulamaç etti seçmene sunuyordu. CHP’li belediye başkanları niçin meydanlarda kent halkına; “Metro hattını beşe mal ediyorlardı biz üçe indirdik... Bulvarı yediye mal etmişler... Biz dörde çektik... Su hattının döşenmesini biz yarıya düşürdük... 

Biz çalmadık, çırpmadık. Çaldırmadık...  Biz şerefli ve dürüst çalıştık... İşte belgeler” diye halkı aydınlatıyorlardı. Ama “yemin ve dua siyasetine” karşın halen birçok konuda AKP iktidarının9 verilen sözlerin tutulmamasını, Türk siyasetinin bir geleneği haline getirdi...
Siyasete “yemin ve duanın” yerleşmesiyle İktidarın sözlerini tutmamasına halk alıştırıldı. Bile bile alkışlıyorlar. Bu propaganda sizce daha ne kadar sürer? Boşa harcanan paraların hesabını kim soracak?