Işıklarda uyusun, yıldızlar yoldaşı olsun Uğur Mumcu çok büyük bir yazardı, çok önem verdiğim o meşhur sözü sarf etmiş ve “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” demişti.
Ne yazık ki memleketimizde bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan çok insan var. Bu insanlar aslında başkalarının ezberledikleri fikirlerini papağan gibi tekrarlamaktan başka bir iş yapmadıkları halde kanaat önderi olarak geniş kesimlerde kabul bile görüyorlar.
Tuhaf bir şekilde memlekette insanlar okumaktan çok yazmayı, dinlemekten çok konuşmayı, tartışmaktan çok nutuk atmayı seviyor, resmen bir yazar enflasyonu yaşanıyor. Kişi kitap yazdım diye geliyor kaç kitap okudun, kütüphanende kaç kitap var dediğinde susuyor. Şiir yazdım diyor ki şiir yazmak çok zor zanaattır, şiire edebiyata meraklı herkesçe bilinmesi, okunmuş olması gereken meşhur şairlerden bir iki mısra oku diyorsun susup kalıyor. Bu sizce de son derecede tuhaf bir durum değil mi?
Memleket tam da bu noktadayken AKP Genel Başkanı Memur-Sen Büyük Türkiye Buluşması programında, çıktı ekonominin ne kadar iyi yolda olduğunu anlatarak, “Biz ekonominin kitabını yazdık, yazmaya devam ediyoruz.” Dedi.
Hatırlıyorum, AKP Genel Başkanı Erdoğan, gazeteci Cüneyt Özdemir’le yaptığı bir söyleşi sırasında “Kitap okumadığını, kitap özeti okuduğunu” söylemiş ve okuduğu kitap özetleri hakkında ise “Daha çok arkadaşlar tespit ediyor” ifadelerini kullanmıştı. Bir insan kitap okumadan nasıl kitap, hem de bilim kitabı yazabilir gerçekten de çok merak ediyorum.
Ben siyasetçilerin ve karar mekanizmalarında yer almış, enteresan olaylar yaşamış kişilerin yaşadıklarını, duyduklarını, bildiklerini ve düşündüklerini yazmasını, geleceğe yönelik bir belge bırakmasını her zaman önermiş ve desteklemiş biriyim. Ancak bu sayede gelecek nesiller birinci elden dönemde yaşanan olayları öğrenebilirler. Örneğin Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılan Nutuk tam da böyle bir kitaptır. Mustafa Kemal gün be gün ne yaşandığını, ne düşündüğünü, hangi olaya nasıl tepki verdiğini, neden öyle bir karar aldığını son derecede açık bir yüreklilikle anlatmıştır. Sadece yazmakla da kalmamış bunu kürsüden okuyarak tarihin kayıt altına alınmasını da sağlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk, yaşanılan olaylarla ilgili kayıtlı belgeleri de toplamış ve Nutuk’u yazarken bu belgelere dayanarak icraatlarını özetlemiştir.
Fakat bu noktada şunu da biliyoruz Mustafa Kemal Atatürk aynı zamanda çok iyi bir kitap okuyucusuydu. Kütüphanesinde binlerce kitabı vardı ve üç binden fazla kitabı işaretleyerek okuduğu da biliniyor, onun kitap yazması bu yüzden son derecede normal bir olay, şaşıracak bir şey yok.
Üstelik Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığı tek kitap elbette Nutuk değil başka kitapları da var, bunlar:
– Takımın Muharebe Tâlimi, Selanik Asır Matbaası, Selanik, 1908 (Almancadan çeviri).
– Cumalı Ordugâhı – Süvâri: Bölük, Alay, Liva Tâlim ve Manevraları, Selanik, 1909.
– Ta’biye ve Tatbîkat Seyahati, Selanik Askeri Matbaası, 1911.
– Bölüğün Muharebe Tâlimi, 1912 (Almancadan çeviri).
– Ta’biye Mes’elesinin Halli ve Emirlerin Sûret-i Tahrîrine Dâir Nasâyih, Edirne Sanayi Mektebi Matbaası, 1916.
– Ta’lîm ve Terbiye-i Askeriyye Hakkında Nokta-i Nazarlar, Edirne Sanayi Mektebi Matbaası, 1916.
– Zâbit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl, Minber Matbaası, 1918.
– Vatandaş için Medeni Bilgiler, Milliyet Matbaası, İstanbul, 1930.
– Geometri, 1937.
AKP Genel Başkanı’nın yazdığını söylediği ekonomi kitabını henüz raflarda görmedik, içeriğini de bilmiyoruz eğer kastı ülkeyi yönettiği dönemde ekonomide yaşananları kendi bakış açılarından anlattığı, kayıt altına alıp gelecek nesillerin bilgisine sunduğu bir eserse eminim ki çok faydalı olacaktır.
Yok, eğer yazdım dediği ekonomi bilimine dair bir teori, analiz veyahut da çözüm yol ve yöntemleri içeren bir kitap ise icraat ve ekonominin durumu ortada, kitapta doğru çözüm önerileri varsa neden uygulamıyorsun derler adama. Yok, çözüm önerileri, teoriler ve analizler yanlışsa, bunlar uygulandığı için ülkenin ekonomisi bu hale geldiyse o zaman bu kitabın kime ne faydası olur?
Malum Ziya Paşa “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.” Demiş. Kişilerin ne dediği değil ne yaptığı önemlidir, bu gün ülke ben ekonomistim diyen kişinin yönetiminde tarihindeki en büyük ekonomik krize ve en derin bunalıma sürüklenmiş vaziyettedir gerisi lafügüzaftır…