Tüm insanların herhalde en çok merak ettiği, tarihin en önemlisi sorusu kesinlikle bu soru: Yaşam nasıl başladı? Sorusudur…
On binlerce yılık insanlık tarihinde tüm dinler bu soruya “tanrı” ve “yaratılış” teorileri ile cevap vermeye çalışmış ve lakin tatmin edici bir sonuç alamamıştır.
Bilim çağının başlaması ile beraber biyoloji bilgimiz olağanüstü miktarda artmış ve Charles Darwin 1859 tarihinde Evrim Teorisini ikna edici kanıtlarla birlikte “Türlerin Kökeni” adlı kitabında yayınlamıştır.
İşte bu tarihten itibaren yaşamın oluşumuna dair bilimsel ve kanıtlanabilir veriler ışığında yeni bir bakış açısı da gelmiş oldu. Oldu ama Charles Darwin tarafından gündeme getirilen Evrim Teorisi yaşamın nasıl oluştuğuna dair bir açıklama getirmemektedir, Darwin sadece türlerin nasıl oluştuğunu türleşmenin nasıl gerçekleştiğini açıklamaktadır.
Evrim Teorisi ile birlikte yaşamı anlamaya bir adım daha yaklaşmış olsak da o gün bu gün yaşamın ilk olarak nasıl başladığına dair kanıtlara dayalı net bir bilgi elde edilememişti.
Fakat Türk bir bilim insanı Furkan Öztürk yaşamın nasıl başladığı ile ilgili çok önemli bir keşifte bulundu, onun keşfinin asıl önemli noktası de tam burada bu keşif sayesinde yaşam nasıl başladı sorusuna net ve bilimsel bir yanıt verilebilecek. Çünkü artık yaşamın nasıl başladığı ve kimyasal evrim sonucunda organik moleküllerin nasıl oluştuğuna dair çok sağlam ve kanıta dayalı bilgilerimiz var.
Araştırmalarını Harvard üniversitesinde yapan ve keşfini de burada gerçekleştiren Furkan Öztürk bu çalışmaları sayesinde Harvard Üniversitesi tarafından da çok önemli bir ödüle layık görülmüş bulunmaktadır.
Furkan Öztürk bahse konu keşfini ve aldığı ödülü Evrim Ağacı Youtube kanalında Çağrı Mert Bakırcı’ya anlattı, bu anlatıyı: https://www.youtube.com/watch?v=uqO1uWev1WM
Adresindeki Evrim Ağacı kanalında muhakkak ve muhakkak izleyin derim.
Keşfin konusu en temelde biyolojik moleküllerin inorganik materyallerden ortaya çıkışı yani kimyasal evrimleşme ya da abiyogenez.
Abiyogenez, canlılığın cansız yapılardan meydana geldiğini savunan teoridir. Bu teori çerçevesinde meydana gelen ilk yaşam formlarının çok basit olduğunu ve aşamalı bir süreçle giderek karmaşıklaştığını öne sürmektedir.
Furkan Öztürk’ün keşfi ise bu süreçteki “homokiralite” kavramı ile ilgili ve videoda bu konuyu son derecede detaylı olarak anlatıyor.
Ben bu programda anlatılanları burada tekrar etmeyeceğim, sadece bu keşfin dünyayı nasıl değişeceğini anlatmak isterim.
Bakın bu keşif dünyayı en az Charles Darwin’in keşfi kadar ve hatta belki de ondan daha da fazla değiştirecektir.
Dünyayı değiştiren ve modern dünyayı yaratan iki çok büyük keşif vardır: Bunlardan birincisi dünyanın evrenin merkezi, özel ve ayrıcalıklı bir mekân olmadığının ispatlanmasıdır. Giordano Bruno ve Galileo Galilei gibi büyük bilim insanları bunu açık ve net olarak kanıtlamış ve bu yüzden de kilisenin gazabına uğramışlardır.
İkincisi ise insanın diğer canlı türleri ile aynı kökten geldiği, diğer canlılardan farklı ve özel bir yanı olmadığını ispatlayan Evrim Teorisi ile Charles Darwin’dir.
Fakat yukarıda da bahsettiğim gibi Evrim Teorisi yaşamın başlangıcı ile ilgilenmez bu konuda bir açıklama getirmek gibi bir iddiası da yoktur sadece türleşmeyi izah etmeyi, türlerin kökenini ispatlamayı amaçlar.
Furkan Öztürk’ün gerçekleştirdiği keşif ise yaşamın nasıl ve hangi koşullarda başladığını bilimsel kanıtlara dayalı olarak açıkça ortaya koymaktadır.
Evrim Ağacındaki sohbette daha önce1848’de yani 176 yıl kadar önce Louis Pasteur, ve Pierre Curie’nin de bu konu ile ilgilendiği ama çalışmalarından sonuç alamadıkları da anlatılıyor. Furkan Öztürk işte o bilim devlerini de aşmış onların da dikkatini çeken bir bilimsel hususu kanıtlamayı başarmış bulunmaktadır.
Ödüle de bu yüzden layık görüldü zaten. Harvard Üniversitesi Fizik Bölümünden, Dr. Jacob Barandes Goldhaber Ödülü'nün, Harvard'ın fizik doktora programında yeterlilik sınavlarını geçen ve araştırmada üstün başarı gösteren çok az sayıda öğrenciye verildiğini söylemektedir.
Ödülü kazananların kapsamlı tartışmalar ve müzakerelerin ardından öğretim üyelerinin oylarıyla belirlendiğini aktaran Dr. Barandes, "Gertrude ve Maurice Goldhaber" ödülünü kazanmak son derece özel bir onurdur ve ödül sahipleri ödüllerini her yıl düzenlenen özel bir törenle alırlar" bilgisini de paylaşmış bulunmaktadır.
Fakat ben bu keşfin burada kalmayacağını, muhakkak ve muhakkak Nobel Fizik ödülü ile de taçlandırılacağını düşünüyorum, çünkü bu keşif bu ödülü hak edecek kadar büyük ve önemli bir keşiftir.