Yardıma muhtaç kişi sayısı artıyor

Yoksulluk ve işsizlik her geçen gün artmaya devam ederken ülkemiz tarihimizin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyor. Ekonomik kriz ve  covid19 salgını ile birlikte daha da artan işsizlik nedeniyle ülke genelinde işsiz sayısı 10 milyona dayanırken genç işsizlerin sayısı da giderek artıyor Türkiye, OECD ülkeleri içinde ne eğitimde ne de istihdamda olan genç nüfus oranına sahip en yüksek ülke konumunda.

Gençlerde işsizlik oranı OECD ülkelerinde ortalama yüzde 13,3, AB ülkelerinde ise yüzde 17,1 seviyesinde. Ülkede alarm veren 15-24 yaş arası genç işsizliği yüzde 25,3 seviyesinde. Genç kadın işsizliği de yüzde 31,7. DİSK-AR “İşsizlik ve istihdamın görünümü” raporunu açıkladı. Rapora göre işsizlik salgının ilk aylarından daha kötü. Çalışma çağındaki 63,5 milyon kişinin sadece 18,8 milyonu kayıtlı çalışıyor. Kadınlarda geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 34 oldu. Her 100 kadından sadece 16’sı kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda. Resmi istihdam oranı yüzde 43,3 iken kayıtlı ve tam zamanlı istihdam oranı yüzde 29,7 oldu.

DİSK-AR’ın raporuna göre cinsiyete göre işsizlik oranlarına bakıldığında kadın işsizliğinin tüm işsizlik türlerinde erkeklerden yüksek olduğunun görüldüğü belirtildi.

Buna göre;

Mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsizlik oranı erkeklerde yüzde 12,9 iken kadınlarda yüzde 15,9.

Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 19,2 iken kadınlarda yüzde 21,6.

İşsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı erkeklerde yüzde 18,6 iken kadınlarda yüzde 28,5 seviyesinde

Geniş tanımlı işsizlik; atıl işgücü ise erkeklerde yüzde 24,4 ve kadınlarda yüzde 33,3 düzeyinde.

Dar tanımlı işsizlik kadınlarda erkeklerden 3 puan yüksek iken, geniş tanımlı işsizlik kadınlarda erkeklerden 8,9 puan daha yüksek. Kadınlarda mevsim etkisinden arındırılmış dar tanımlı işsiz sayısı 1 milyon 661 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı 4 milyon 101 bin. Erkeklerde ise dar tanımlı işsiz sayısı 2 milyon 850 bin ve geniş tanımlı işsiz sayısı ise 5 milyon 798 bin.

Halkın alım gücü her geçen gün azalmaya devam ediyor. Genç nüfusta işsizlik almış başını gidiyor. Açlık sınırı asgari ücretle yarışıyor. Gıda fiyatlarındaki yüksek artış nedeniyle halkın büyük bir bölümü tüketim alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kalıyor.

DİSK-AR verilerine göre, 3,3 milyon işçi, asgari ücretin altında bir ücretle çalışıyor. Asgari ücretin yarısından daha az ücretle çalışan işçi sayısı ise 1 milyona yakın.. Ancak asgari ücret hızla eriyor. Hızla eriyen asgari ücret de yoksulluğu biraz daha artırıyor.

Salgınla birlikte işsiz ve gelirsiz kalan insanlar çareyi bankalardan kredi çekerek borçlanmakta buluyor. Bu insanların bankalara olan tüketici kredisi borçları 872 milyar liraya ulaşmış durumda Bankalar Birliği’nin Mart ayı raporuna göre bireysel kredi kullanan 34.5 milyon kişinin bankalara borcu bulunuyor Son verilere göre 16.8 milyonu aşkın kişi sosyal yardımlarla yaşamını sürdürüyor.

Evet ülke olarak ekonomik anlamda çok zor günler geçiriyoruz. Salgın hepimizin çalışma ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştirdi. Eşitsizlikler artarken yoksulluk büyük boyutlara ulaştı. İktidar yetkilileri sosyal devletin bir gereği olarak vatandaşın borçlandırılmasını teşvik eden politikalar yerine onlara gerçek anlamda destek sağlayacak, refah düzeylerini yükseltecek tedbirleri almak ve biran önce uygulamaya koymak zorunda.