Çok değil bundan birkaç hafta evvel, konkordatolar, iflaslar ile açılan ve kapanan şirketlerle ilgili bir yazı yazmış, “bunun sorunun domino etkisiyle çok daha büyük felaketlere yol açacağına” dikkat çekmiştik. Nitekim o günden bu yana, bu minvalde yayınlanan haber ve köşe yazılarına daha sık rastlar olduk.
Geçtiğimiz günlerde hazır giyim ve tekstil sektörünün çatı kuruluşu olan Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Toygar Narbay’ın sektörüne ilişkin açıklamalarına şahit olduk. Narbay yaptığı açıklamada bu yılın ilk yarısında 3 bin 23 hazır giyim ve tekstil şirketinin kapandığını ve 55 bin 840 işçinin işlerini kaybettiğini açıkladı. Oysa tekstil ve hazır giyim, Türkiye’nin ihracatında önemli rol oynayan iki sektör olarak biliniyor.
2022 yılında 21 milyar dolar, 2023’te 19 milyar, 2024’te 18 milyar ve içinde bulunduğumuz yılın ilk yarısında 8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren tekstil ve hazır giyim sektörlerinin dünya pazarlarındaki payı 2022’de yüzde 3.67 iken bu oran içinde bulunduğumuz yılın ilk yarısında yüzde 2.96’lara kadar gerilemiş vaziyette.
Elbette ki, sıkıntı ihracatımızdaki gerileme ile sınırlı değil. Bir de işlerini kaybeden 55 bin 840 işçiden de bahsetmek gerekiyor. Bu sayı aileleriyle birlikte 200 binin üzerindeki nüfusun evine aş girmemesi demek. Yani işin ekonomik boyutu kadar sosyal boyutu da önemli.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) temmuz ayı itibariyle yayınladığı son istatistiklerde kurulan ve kapanan şirket istatistiklerini yayımladı. Buna göre, kapanan şirket sayısı yüzde 13,1, kooperatif sayısı yüzde 37,4, gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 11,7 oranında artmış. Temmuzda geçen yılın aynı ayına göre kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 29,9, şirket sayısı yüzde 0,8 artarken, kooperatif sayısı yüzde 40,8 azalmış.
Temmuzda kapanan şirket ve kooperatiflerin 1100’ünün toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 355’ inin imalat ve 239’ unun mesleki bilimsel ve teknik faaliyetler sektöründe olduğu kayıtlara geçmiş.
Kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinden 572’ sinin toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 219’ unun inşaat, 137’sinin ise imalat sektöründe faaliyet gösterdiği belirlenmiş.
Temmuz ayında 675 yabancı ortak sermayeli şirketi kurulmuş. İşbaşı yapan yabancı ortak sermayeli şirketlerin 91’ i anonim, 584’ü ise limited şirket statüsünde faaliyetlerini sürdürüyor.
Bu yılın ilk yarısına bakıldığında, yine TOBB verilerine göre, kurulan şirket sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre binde 6 azalışla 62 bin 14’e gerilerken, aynı dönemde kapanan şirket sayısı ise yüzde 11,8 artışla 16 bin 582’ ye yükselmiş.
Gelelim konkordato taleplerine. 2025’in sadece sekiz ayında mahkemeler tarafından verilen konkordato geçici mühlet kararı sayısı yüzde 87 oranında artarak bin 833’e ulaşarak, 2024’ün toplamı olan bin 723’ü aşmış durumda.
Sadece tekstil sektöründe yılın sekiz ayında 133 adet dosya için geçici mühlet kararı verilmiş. Buna giyim, ayakkabı, halı, çanta, iplik imalatı ve deri işleme de eklendiğinde tekstil ve hazır giyimde toplam konkordato sayısı 176’ya ulaşıyor.
Tekstilden sonra en fazla konkordato kararı verilen sektör 81 dosya ile inşaat olurken bunları, sırasıyla metal ürün imalatı, mobilya, alüminyum işleme ve plastik sektörleri izliyor.
Yaşanan iflaslarda yine sektörlerdeki yıkımı gösteriyor. Yılın sekiz ayında mahkemelerce verilen iflas kararları da geçtiğimiz yılın tamamında verilen iflas sayısını aşmış. Ocak-ağustos döneminde verilen iflas kararı sayısı, yüzde 143 artarak 141’e ulaşmış. Bu yılın sekiz aylık döneminde, 132 iflas kararının verildiği 2024’ün tamamı da aşılmış. Yılın sekiz ayında tasdik kararı verilen dosya sayısı ise 61 olmuş.
Özetle;
Ekonomide; uçuyoruz, zıplıyoruz, tutabilenen aşk olsundan geldiğimiz nokta işte böyle. Binlerce işletme, firma kapısına kilit vuruyor. Bu rakamlara, esnaflarımız arasında yaşanan kepenk indirme sayıları dahil değil. Esnaflarımız arasında da yoğun sıkıntı yaşanıyor. Dükkanını siftahsız kapatan, günü ancak kurtaran esnaf sayımız hiçte az değil. Yukarıda verdiğimiz rakamları tamamı resmi kaynaklardan derlenen verileri kapsıyor. Bu gidişe, dur demek için kaybedecek tek bir dakikamız kalmamışken, halen pembe tablo çizenlere ithaf olunur.