İstanbul’un güzel mimari eserlerinden biridir Beyazıt Kulesi. Devirler, padişahlar, isyanlar ve devrimler görmüştür yüce yapı.1749’da yapılan yapı yangınları gözetlemek için kullanılmıştır.
Osmanlı döneminde bir çok yangın yaşanmış ve bazıları o kadar büyük yangınlar ki bugün dahi konuşulmaya devam ediyor. O dönemlerde Tulumbacı Ocağı kurulmuştur. Yani günümüz itfaiyesinin atası desek yanlış olmaz.
Konumuz tarih mi peki; tabii ki değil… Yüzyıllar öncesinden beri doğal afetlerin ortasında kalan biz insanlık her zaman bir çaresini bulmaya çalıştık. Gerek yönetim, gerekse o bölgede yaşayan insanlar olarak afetlere bir çözüm bulmaya gayret ettik.
Yüzyıllar geçti ve anladık ki bize bir gözetleme kulesi gerek. Tabii bir derken her ormanlık alanımıza bir tane!
Neden gözetleme kulesine ihtiyacımız var derseniz eğer: Çünkü bizim ormanlarımızla ilgilenen bir birimimiz, o ormanların içinde asayişi sağlayacak ekiplerimiz, asayişte bir sıkıntı olacaksa önceden öğrenebilecek kabiliyetimiz, enformasyonu elde ettikten sonra teyakkuza geçebilecek teknolojimiz, zarar verenleri yakalayabilecek enerjimiz, yakaladıklarımız cezalandıracak vicdanımız, o bölgeleri tekrar yeşillendirecek merhametimiz, ormanların ne denli önemli olduğunu bilecek bilgi ve birikimimiz yok. İşte o yüzden; bize bir gözetleme kulesi lazım.
Hoşçakalın.