YALANLAR, GERÇEKLER…TEŞKİLAT…

“Olayların içinde yaşayan gazetecilerin kitapları her zaman ilginçtir.

İmamoğlu’nun savunmaları ve açıklamaları ile Özgür Özel’in Saraçhane Direniş eylemlerindeki söylemleri var kitapta.

Orhan burada çok iyi bir iş yapmış, yalanları ve gerçekleri birer birer ortaya çıkarmış.

Kitabın üçte ikisinin teması; Yalanlar ve Gerçekler.

Özgür medyada gerçekleri yayınlamak suç.

Yandaş medyada ise yalan dolan, iftira, kirli kumpas kurguları ve her türlü pislik serbest. Biz işte böyle bir Türkiye’de yaşıyoruz.

Orhan 55 yılı aşkın bilgi birikimi ile çok güzel kitaplar yazmak zorundadır. Söz uçar gider, kitap ise raflarda sonsuza dek kalır.”

Bu satırlar, evimiz, yurdumuz bilinci ile yaşadığımız Türkiye’nin yüz akı gazetecilerinden, yazarlarından Emin Çölaşan’a ait. Bu satırları Emin Çölaşan, Türkiye’nin bir başka yüz akı gazetecisi-yazarı Orhan Uğuroğlu’nun “YALANLAR GERÇEKLER Ekrem İmamoğlu” kitabının önsözünde yazıyor.

Üstad Emin Çölaşan’nın ikimizin de içinde yer aldığı medya konusundaki doğru saptaması, Türkiye’nin halkla ilişkiler açısından zayıf ve talihsiz bir yanı. Türkiye basını için yandaş veya karşıt nitelemesinin yapılamayacağı yılların çabuk gelmesini, yalan, iftira, tehdit ve hakaretin yer almadığı gazete, televizyon ve sosyal medya döneminin sonsuza değin sürmesini diliyorum.

Gazeteciliğe 1970 öncesi spor yazarı olarak Ankara’da, Yeni Tanin Gazetesi’nde başladım. O yıllarda Orhan Uğuroğlu’nun babası merhum Faik Uğuroğlu ile de çalışmak olanağı buldum. Yıllar sonra ise oğlu Orhan Uğuroğlu ile basın dünyasında birlikteyim ve onunla dostum. Ne mutlu bana.

Çok kısa süre öncesi sizlerle paylaşmaya çalıştığım yazılarımda, son yıllarda Türkiye’de, siyaset, yargı ve toplumsal alanlarda yaşanan ve gelecek açısından korkutan örneklerin mutlaka yazılması ve gelecek kuşaklara doğru belgeler olarak bırakılması gerektiğine değiniyorum. Sevgili Emin Çölaşan, Orhan Uğuroğlu’na çok güzel kitaplar yazmasını öneriyor. Kanımca bu önerinin, tüm gazetecilere, yazarlara, hukukçulara, bilim insanlarına ve uzman araştırmacılara yönelik olduğuna inanıyorum.

Yine Orhan Uğuroğlu’na ve Türkiye tarihini etkilemesi beklenen PROJE başlıklı ikinci kitabına değinmek istiyorum.

“Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal ve siyasal mirası çok zengin ve güçlüdür. Bu miras yaklaşık 200 yıllık birikimin ürünüdür. Ne var ki bu birikimi tasfiye harekatı, derin toplumsal, iktisadi ve hukuksal bunalımlara neden oldu ve oluyor.

Bunların aşılması, doğru bilgi eşliğinde gerçekçi tanı koymayı ve cesur önerileri gerekli kılmaktadır.

Bu yolda gazeteciler ve hukukçular öncü bir işleve sahiptir. Tek kişinin yasama ve yargıyı yönlendirici uygulaması, Türkiye’yi “demokratik hukuk devleti” niteliğinden uzaklaştırdı.

Gazetecilik mesleğini, değindiğim anayasal ve siyasal bilgiler ışığında harmanlayan ve bu yolda “gazi” olan Sayın Orhan Uğuroğlu’nu “Proje” kitabı için kutluyorum.

Yılların birikiminin ürünü olan bu yapıtın, insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet’e dönüşe katkıda bulunması en içten dileğimdir.”

Bu sözler, Anayasa Hukuku Profesörü, İstanbul Barosu Başkanı, 2018-2023 dönemi İstanbul CHP Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Av. İbrahim Ö. Kaboğlu’na ait. Bu satırlar, Orhan Uğuroğlu’nun TEŞKİLAT kitabının başlangıcında, “Yılların Birikimi” başlığı altında yer alıyor. İlk kez, çok iyi tanıdığıma inandığım bir kadın hukukçuya, Ankara Barosu avukatlarında Aslı Koçak Arıhan’a “Siz hukuktan doğan güneşsiniz” demiştim. Av. İbrahim Ö. Kaboğlu da, hukuktan doğan güneşlerden birisi kanımca.

Gazeteci-Yazar Rahmi Turan da, Türkiye’nin ve basının yüz akı kahramanlarından birisi. TEŞKİLAT kitabının baş sayfalarında “Gerçeğin Peşinde…” başlığı altında yer alan yazının bir bölümünde üstad Rahmi Turan şöyle diyor.

“Orhan Uğuroğlu için ne kadar takdir dolu cümleler yazsak, yine yeterli olmayacağını düşünüyorum.

Bugüne kadar yazdıklarında bir yanlış çıkmadı…Parlamenter rejim yıkıldıktan sonra kurulan “Tek Adam Rejimi” hakkındaki eleştirileri siyasi çevrelerde ilgiyle karşılandı, büyük ses getirdi.

Ülkenin kaderine yön veren siyasi olayların ardındaki gerçekleri bu kitapta bulacak, ilgiyle okuyacaksınız.”

Orhan Uğuroğlu, Ankara Ticaret Odası Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenen 22. Ankara Kitap Fuarı’nda, 11 ve 12 Ekim 2025 günlerinde okurları ve meslektaşları ile buluşarak kitaplarını imzaladı. 12 Ekim 2025 Pazar günü Orhan Uğuroğlu ile buluşanlardan biri de bendim. Kitaplarını imzaladığı sayfaya, “Canım, kadim ağabeyim, aile ve baba dostu” yazması, o güne benim için bir ödül anlamı kattı.

Haydi, basın, siyaset, hukuk ve toplumun diğer alanlarında yazan, çizen, konuşan kadın-erkek kahramanlar, sevgi, dostluk ve barış içinde yaşanacak Türkiye ve Dünya için, her yerde ve her zaman birlikte ve dayanışma içinde, haydi...

Orhan Uğuroğlu (solda) ve Rıza Sümer.