Futbolun, üzerinde en fazla konuşulup yorum yapılan öğesidir hakemler. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hemen her maçın ardından hakemler, tabiri caizse ‘çarmıha gerilen insanlar’ olurlar.
İşte Cüneyt Çakır’da onlardan biri ve ülkemiz hakemliğinin parlayan yüzüydü.
‘Yüzüydü’ diyorum, çünkü Çakır geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ve basına servis ettiği veda mektubuyla, hakemlik kariyerini noktaladı.
Çakır, 1974 yılında rahmetli Doğan Babacan’ın yönettiği Dünya Kupası’nın ardından, 2014’te yani tam 40 yıl sonra dünyanın bu en büyük futbol organizasyonunda, hem de yarı finalde düdük çalmış ikinci hakemimizdi. 2001 yılında başladığı üst kademe hakemlik serüveninde, 2006 yılında taktığı FIFA kokartıyla, 2012’de Corinthians Chelsea arasındaki Kulüpler Dünya Kupası finali, 2015’te yönettiği Barcelona Juventus Şampiyonlar Ligi finali ve uluslararası arenada düdük çaldığı onlarca üst düzey maçlar var.
Hiç tartışılmaz ki; yıllarca herkesin birbirine sorduğu, “Neden yurt dışında düdük çalan bir hakemimiz yok?” özlemini gideren Cüneyt hoca, Türk futbol hakemliğinin yüz akı konumundaydı.
Hoş, futbol topunu görse, ‘bomba’ diye karakola götüren, ‘futbol ulemaları’ indinde, hakemliği tartışılan bir isim olsa da, futbolu bihakkın bilen ve anlayan herkesin, takdirini kazanmıştı.
Doğru-yanlış ya da, haklı-haksız sayısız eleştiri oklarına hedef oluşturan Cüneyt Çakır, herkesi mutlu edememiş olsa da, kayıtsız şartsız Türk hakemliğinin en başarılı ismiydi.
Eminim ki, Cüneyt hocanın, yayınladığı veda mesajı, kendisini her fırsatta eleştirenleri bile alabildiğine duygulandırmıştır.
VAR sistemiyle bile, zaman zaman doğruya karar vermekte zorlandığımız günümüz futbolunda, Cüneyt Çakır’ın çaldığı düdüklerin tümünün doğru olduğunu iddia edecek değilim tabi ki. İşim gereği yönettiği sayısız maçta görev yapmış biri olarak, “Hiç hata yapmadı” demem de mümkün değil.
Ancak, şurası kesin; Cüneyt Çakır uzak ara Türk hakemliğinin çok önünde giden bir isimdi. Onun bu başarısı UEFA tarafından da tescilliydi.
Hakem olarak elde edilebilecek ne kadar başarı varsa hepsini kariyer dağarcığına sığdıran Çakır’ı, düdüğünü bırakma noktasına getiren geçtiğimiz sezon yaşanan komedyaydı sanırım.
Türk Futbol Tarihi’nin gelmiş geçmiş en basiretsiz ve kötü federasyonunun aldığı saçma sapan karar, bu yıl Katar’da yapılacak olan 2022 Dünya Kupası’na gitmesi neredeyse garanti olan Cüneyt Çakır’a bu kararı aldırdı.
Buradan gerektiği her fırsatta hatırlatmaktan çekinmeyeceğim o Nihat Özdemir federasyonu ve beceriksizliklerini bir kez daha lanetliyorum. Çoğu kez Ay Yıldızla, kulüp takımlarımızla yaşayamadığımız başarıları, senin yönettiğin uluslar arası maçlarla bir nebze olsun tolore ettiğimizin altını çiziyor, Cüneyt hocaya bundan sonraki yaşamında başarılar diliyorum.
Kalın sağlıcakla…