Cesur kararlar alabilmek ne zordur. Zihnin haritasında bataklığı gören birisi, zorlu kararlar alarak aslında birçok şeyden vazgeçebilir. Cesur kararlar almakta, vazgeçmek gibi görünse bile, “her vazgeçiş, yeni bir başlangıçtır” orkestrası, hayat sahnende çok sesli, nefis bir eseri çalabilir.
Liderler, gerektiğinde geri çekilebilme cesaretini gösterebilmelidir. Senaryosu kara mizah yazılan bir filmde, yönetmen filmi çekmek yerine, daha güzel bir film çekmek için sahneden inebilendir.
Her zaman egodan kılıçlarla savaşmak, anlamın içinde anlamsız bir eylem yaratabilir. İnsan, anlamsal varlığında kavga ve yer edinme içgüdülerine ıslık çaldığı zaman, ancak kendi şeytanıyla yüzleşecektir.
“Tıpkı tüm kâşifler gibi, henüz bilmediğimiz ‘gizli topraklara’ çekiliyoruz — eğer cesaretimiz varsa, onlarla yüzleşiriz.” diyen Pema Chödrön gibi, insan cesaretinin diyeti, topraklarda kök salabilir ancak.
İnsan, hayat karnavalında çok yönlü ilerleyebiliyorsa, harika destanların ozanı olabiliyor. İş, aile, dernekler, vakıflar, kulüpler ve diğer aktiviteler, soluk borusunun nefes lokomotifi olabiliyor. Ancak insan, zamanın konjonktürel yapısına göre tercih edebiliyor ve vazgeçebiliyorsa şayet, bence gerçek cesaret orada orta oyunu oynuyor.
Orta oyunu deyince bak, değerli Ferhan Şensoy geldi aklıma. “İstanbul’u Satıyorum” oyunu YouTube’da var. O da vazgeçişinden sonra kavuğuna kavuşmuştu.
Evet, nerede kaldık; liderlerin cesaretle vazgeçebilme erdemine ulaşması hangi basamağa denk geliyordu!
Bir cesaret sembolü ve eylemi görmek istersek, Atatürk’ün cesaretine bakabiliriz. Mustafa Kemal Paşa, Filistin-Suriye cephesinde uygulanması gereken strateji ve taktik konusunda Grup Komutanı Mareşal Falkenhayn ile anlaşamadığından, 7. Ordu Komutanlığı görevinden istifa ederek 1917 yılının Ekim ayı ortalarında İstanbul’a geldi. Aslında o an, vazgeçme cesareti bir ülkenin doğuşuna gebe oldu.
İsmet Paşa, hayati kararlar almadan önce 24 saat düşünürmüş. Akrep ve yelkovanın bile merakla beklediği zamanlarda, uykusuz gecelerin karanlık dili olan benlik, uykusuzluğun içinde cesaret verici kararlar alabilir.
Yazının ana teması, cesaretin ve liderlerin bir şekilde vazgeçebilme yetkinlikleri olabilir. Ancak insan, her defasında vazgeçişler ve başlangıçlar zincirinde halka olmaya devam edecektir.
İnsan, zorlu kararların kahramanı olmadıkça, benliğine ket vuran çok karar vericisi olacaktır. Önemli olan, cesaretle verdiği kararlar üzerinde ilerlemek ve yeni yolların ışıkları altında yürümektir.
“Mükemmellik, her savaşta çarpışarak kazanmak değildir. En iyi strateji, savaşmadan kazanmaktır.” diyen Sun Tzu, bilgelik okulunda en yüksek notu dağıtır gibi değil mi?
Evet, cesaretle geri çekilmek ve liderliği üstlenmek gerekliliğine inanan okur; hepimizin hayatta geri çekilme zamanları gelecektir. Ve siz de korkmadan filmin sonunu görebiliyorsanız, kumandayı usulca elinizden bırakın.