UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal’in ebediyete intikal ettiği 87. Yılı.

Takvimler 10 Kasım’ı gösterdiğinde, Türkiye’de hayat bir anlığına durur. Sirenler çalar, başlar öne eğilir, gözler dolar. O an, bir milletin kalbi aynı anda atar; minnetle, saygıyla, özlemle… Çünkü o gün, bu toprakların kaderini değiştiren adamı, Mustafa Kemal Atatürk’ü anma günüdür.

Atatürk sadece bir komutan değildi; o, milletine inanan, geleceği gören bir liderdi. Yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden çağdaş bir cumhuriyet kurdu. “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet, bugün hâlâ onun aklının, vizyonunun ve kararlılığının bir yansımasıdır.

UNUTMADIK

Çünkü onun attığı her adım, bugün hâlâ yolumuzu aydınlatıyor. Kadınlara seçme ve seçilme hakkını verdi, eğitimi çağdaşlaştırdı, bilimi, sanatı, aklı ve vicdanı rehber kıldı. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, yalnızca bir öğüt değil, bir milletin ilerleme pusulası oldu.

Çünkü onun bize bıraktığı değerler hâlâ nefes alıyor.

Her 10 Kasım’da öğretmeninin gözlerinde o inancı görürsün.

Bir çocuğun elinde gururla tuttuğu bayrakta, bir askerin sessizce verdiği selamda, bir kadının dimdik yürüyüşünde o vardır.

UNUTMAYACAĞIZ

Çünkü Atatürk’ün mirası sadece bir tarih sayfası değil; bu ülkenin nefesidir. O miras, okul sıralarında okunan bir marşta, bir çocuğun elindeki bayrakta, bir öğretmenin gözlerindeki inançta, bir gencin dudaklarından dökülen “Ne mutlu Türküm diyene!” sözünde yaşamaya devam ediyor.

Çünkü Atatürk’ü anmak sadece bir tören değil, bir yaşam biçimidir. Onu unutmamak; düşüncesini anlamak, ilkesini yaşatmak, Cumhuriyet’e sahip çıkmaktır.

Her kitap sayfasında, her bilimsel adımda, her özgür düşüncede o yaşıyor.

Ve biz yaşadıkça, onun açtığı yol da yaşayacak.

10 Kasım sabahı, sadece bir yas günü değildir. O gün, yeniden hatırlama, yeniden sahip çıkma ve yeniden söz verme günüdür. Çünkü Atatürk’ü unutmamak; sadece anmakla değil, onun gösterdiği yolda yürümekle mümkündür.

Bugün Cumhuriyet’in kazanımlarını korumak, bilimi rehber edinmek, özgür düşünmeyi savunmak ve “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine sadık kalmak, Atatürk’ü gerçekten yaşatmaktır.

Atatürk’ü unutmadık, unutmayacağız…

Çünkü o sadece geçmişimizin değil, geleceğimizin de adıdır.

Ve biz, o ışığın sönmesine asla izin vermeyeceğiz., sonsuza dek yanmaya devam edecek.