Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 tarihinde, Ankara’da, evinin önünde, arabasına konan bombanın patlaması sonucu yitirdiğimiz, yürekli, yurtsever, insan güzeli bir hukukçu ve araştırmacı gazeteciliğin, sadece Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yıldızı değildi…Türkiye’nin ve ülke basınının da bu alandaki yıldızı ve önderi idi.
Can diyorum, bedensel olarak aramızda bulunmasa bile sonsuza kadar canımıza yakın bir can olarak kalacak Uğur Mumcu.
O tarihte, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanı idim. Sporda demokrasi ve amatör dallarda çalışmalar yapan spor kulüplerinin birliği için Türkiye yollarında olmadığım, Subayevlerindeki evimde bulunduğum ender pazarlardan birini yaşıyordum 24 Ocak 1993 tarihinde.
Hiç unutamam. O Pazar televizyon izlerken alt yazı ile Cumhuriyet tarihinin değil, insanın tarihinin en …… saldırısı ile Uğur Mumcu’yu kaybettiğimizi öğrendim. Önce gözlerim, sonra kalbim, sonra da bedenim sarsıldı. Gördüğünüz gibi altı noktaya hiçbir kelimeyi uygun görmedim. Bu saldırıyı düşünenler, dillendirenler, önerenler, kabul edenler, onaylayanlar, uygulayanlar, destekleyenler, bunları saklayanlar ve koruyanlar için hiçbir kelime, hiçbir cümle “Dost Dili” başlığına uygun bir şekilde kullanamam.
Toprağa verilme törenine sanki Türkiye katılıyordu. O denli kalabalıktı. Bir de başbakanlardan, tanıdığım ve onunla yakın olmaktan onur duyduğum Karaoğlan, Ak Güvercin Bülent Ecevit’in 11 Kasım 2006 tarihinde toprağa verilmesine katılan kalabalık çok anlamlıydı.
İki canın son yolculuklarına katılanlardan biri olarak bu satırları yazabilmenin duygusal yönüne değinmeye kalksam Sonsöz’ün bu sayısı yetmez.
- Hafta ile ilgili iki anımı paylaşmak istiyorum.
Akşamları evime dönerken, yakamdaki Uğur Mumcu fotoğrafını çıkarmayı içime sindiremedim. Gündüzleri de etkinliğe dönerken o fotoğraf yine yakamdaydı. Bir bankanın önünde, yakamdaki fotoğraf bir kadının benimle iletişim kurmasına neden oldu. Bana “ Her 24 Ocak’larda ağlarım” dedi. Yine bir gündüz vakti Saimekadın’da bir erkek ve dost insan benimle sıcak bir iletişim kurdu. Çok ilginç olanını da yine Saimekadın otobüs durağında yaşadım. Yakamdaki Mumcu fotoğrafından etkilenen birisi benimle sohbet etmek istedi. Kimdi o, 31 Ocak 1990 tarihinde evinin önünde öldürülen Prof. Dr. Muammer Aksoy’un 28 yıllık apartman görevlisi Osman Yaman.
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı, her yıl, 24-31 Ocak günlerini, “Adalet ve Demokrasi Haftası” adı ile Türkiye’nin gündemine, tarihine yerleştirdi.
-
Vakfın Başkanı, Uğur Mumcu’nun eşi, Dr. Özgür Mumcu ve Özge Mumcu Aybars’ın anneleri Güldal Mumcu. Üçünün de yüzlerine bakınca, eş ve baba özlemini görebiliyoruz. Ancak, hem gözlerinde, hem de dillerinde kin ve nefretin izleri, belirtileri hiç yok. Belirtileri hiç yok, çünkü, yüreklerinde böyle bir kaynak yok. Kaynak yoksa, kin ve nefret ürünleri de yok.
Onları görünce sarılmak, bağrıma basmak ve alınlarından öpmek gelir. Güç vermek için değil, onlardan güç almak için. O denli güçlüler, sevgi, saygı ve dostluk sunuyorlar çevrelerine.
24-31 Ocak 2022 günlerinde düzenlenen 29. Adalet ve Demokrasi Haftası etkinliklerine demokratik kitle örgütü, meslek ve gönüllü kuruluşlar diyebileceğimiz yapılar katıldı. Kısa adı UMAG olan Vakıf, katılan kuruluşların etkinlik düzenlemelerini kolaylaştırdı. Kolaylaştırmanın kahramanlarından biri de Figen Gülbahar. Bir insanın, bakınız bir kadının demiyorum, yüreği sevgi ve dostluk duyguları ile dolu, insanlarla iletişimi yüksek düzeyde ise, sorunlar ve zorluklar yaşansa bile, böyle bir haftanın başarılması kolaylaşıyor. Bu nedenle, Vakfın Başkanı, eş ve anne Güldal Mumcu, Yönetim Kurulu üyeleri Dr. Özgür Mumcu ve Özge Mumcu Aybars ile çalışma arkadaşları Figen Gülbahar’ı ve gönüllü katkıda bulunanları alkışlıyor, bağrıma basıyorum.
Hafta, 24 sabahı yapılan etkinliklerden bana göre en anlamlısı, bombanın patlatıldığı Gaziosmanpaşa’daki Uğur Mumcu Sokağında gerçekleşen buluşmadır. Kalabalık sayıdaki güzel insanlar, karanfiller, mumlar ve şarkılarla Uğur Mumcu’yu andılar. Öğleden sonra ise Uğur Mumcu’nun anıtmezarı ziyaret edbeyin ildi.
- Haftada, Şiddetsiz Toplum Derneği, 29 Ocak 2022 Cumartesi günü, Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi, Sabahattin Ali Salonunda etkili ve sürdürülebilir olması beklenen bir söyleşi düzenledi.
“Haydi Canlar Bir Olalım” ana başlıklı söyleşi ile “İnsana, Hayvana ve Çevreye Yönelik Şiddete Karşı Toplumsal İttifak Çağrısı” yapıldı. Söyleşide, Dernek Başkan yardımcısı ve uzman psikolog Şenay Ölmez, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul, Felsefe Kültür Sanat Derneği Başkanı, eğitimci Ali Apaydın ile Av. Süleyman Çetin, görüş ve önerilerini katılımcılarla paylaştılar.
Türkiye’yi, daha fazla şehitler ve beyin gücü mezarlığı olmaktan uzak tutacak böyle çağrılara ve söyleşilere gereksinim var. Ben de, Şiddetsiz Toplum Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı olarak, anneleri, iyi yürekli erkeklerle işbirliği içinde, şiddete karşı, şiddetsiz yöntemlerle birlik olmaya, köylerden kentlere kadar derneklerde buluşmaya çağırdım. Elbette, siyasal ve inanç farklılıklarına saygı duyarak ve hoşgörü göstererek. Onlara “Türkiye ve Dünya Evimiz, Üstünde Yaşayanlar Ailemiz, Azınlıklar Yoktur, Farklılıklar Vardır, Farklılıklar Doğal Zenginliğimizdir” dedim bir kez daha.
Konuların işlenişi sırasında, Soru-Yanıt bölümlerinde yaşananlar çok etkiliydi bence. Çünkü, hiçbir katılımcı, bu bölümlerde doğrudan soruyu yöneltmedi. Yorumlar yaptı, görüş ve önerilerde bulundu, çoğunluğu soru sormadı, konuştu. Çünkü, hepimizin düşünmek özgürlüğü var. İfade özgürlüğü? İşte bu durum, ifade özgürlüğünü kullanmak istemi ile dolu yürekli insanların özlemlerinin şiddetsiz yöntemlerle dillere yansıması idi. Çok saygı duydum bu şekilde hareket edenlere ve bunu hoşgörü ile karşılayanlara.
Bunun yaşanacağını ve yaşanması gerektiğini bilen Şiddetsiz Toplum Derneği, kendi söyleşisinde “Sorular, Görüşler ve Öneriler” bölümüne yer verdi. Bundan böyle sorular ve yanıtlar bölümünün işlevi kalmadı diye düşünüyorum. Temel insan haklarından biri olan İfade özgürlüğü konusunda, Türkiye’de sorunların, engellemelerin ve hatta şiddetin yaşandığını bilerek hareket etmeliyiz Adalet ve Demokrasi Haftası, sürenin dengeli paylaşımına uygun bir şekilde, ifade özgürlüğünün kullanılabileceği en demokratik ve hoşgörülü ortamlarından biridir. Belki de en uygunudur.
Haftada düzenlenen etkinliklere ve düzenleyen kuruluşlara da kısaca değinmek istiyorum.
Adalet Yoksa Gelecek de Yok (ÇYDD Ankara Şubesi Gençleri), Ekonomide Demokrasi (İstanbul Yüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Mezunları Derneği), Bir Geçiş Dönemi Adaleti Olarak Helalleşme Çağrısı (Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği), Uğur Mumcu’nun İzinde Hakikati Aramak (TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi), Emperyalizmin Kıskacında Türk Eğitim Sistemi (Eğitim-İş), Eğitimde Güncel Tartışmalar (Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı), Laikliğe Çağrı (Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı), Neo-Liberal Kapitalizmin Salgınla Sınavı (Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği), Çınarın Gölgesi (Eğitim-İş), Devlet Hukukla Yaşar (Türk Hukuk Kurumu), Hakikat ve Adalet (Mülkiyeliler Birliği, Türk Tabipleri Birliği), Gerçekte Demokrasi, Gerçekte Hukuk (Sosyal Demokrasi Derneği), Kadınlar Uğur Mumcu’yu Konuşuyor “ Aydın Cinayetlerinden Kadın Cinayetlerine (29 Ekim Kadınları Derneği), Kanun-Adalet, Hukuk-Umut (Deneme Lisesi Mezunları Derneği), Orman Kanunu Hikayeleri (GAYA, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği), Işık Kansu Uğur Mumcu’yu Anlatıyor (Veteriner Hekimler Derneği), Nefesi Kesilmek İstenen Gazetecilik (Çağdaş Gazeteciler Derneği), Faili Meçhul Cinayetler ve Cezasızlık Politikası (Türkiye Gazeteciler Sendikası Ankara Şubesi), Tarikat-Cemaat-Din Sarmalında Laik Eğitim (Eğitim-İş), Hukuk Olmadan Devlet Olur mu, Olursa Ne Olur? (Yargıçlar Sendikası), 2022 Yılında Türkiye’yi Neler Bekliyor? (Ankara CUMOK ve Dil Derneği), 1923 Notası: Cumhuriyet (Atatürkçü Düşünce Derneği), KHK’ler, Akademi ve Hukuk (Türkiye İnsan Hakları Kurumu Vakfı), Halkın Sağlığından Kim Sorumlu? (Ankara CUMOK, ADD Keçiören Şubesi ve Keçiören Cemevi), Adalet Olsaydı Mumcu’lar Ölmezdi ( Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu), Hukuk Devleti Bağlamında İdarenin Sorumluluğuna (Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği), Uğur Mumcu’nun Cumhuriyet’i (Cumhuriyet Gazetesi), Prof. Dr. Muammer Aksoy’a Saygıyla (Atatürkçü Düşünce Derneği, Türk Hukuk Kurumu, Ankara Barosu).