UÇTU UÇTU GAYE HANIM UÇTU

Geçtiğimiz haftayı Cuma akşamı gelen Gaye Hanım’ın Merkez Bankası Başkanlığı görevinden azledilmesi olayı ile kapatmıştık, bu haftaya da bu azlin piyasalara yansıması ile giriyoruz…

Önce şunu söyleyeyim Hafize Gaye Erkan Merkez Bankası başkanı olmak için gerekli nitelik ve liyakate sahip bir kişi değildi.

Tamam, kendisi iyi eğitim almış, sular seller gibi yabancı dil konuşan, birçok önemli görevde bulunmuş genç bir Türk kadınıydı amma ve lakin merkez bankacılığı çok niş, çok özel bir alandır. Önemli deneyim ve bilgi birikimi gerektiren bu alan için Hafize Gaye Erkan’ın bir merkez bankacılığı deneyimi olmaması çok ama çok büyük bir eksiklikti.

Peki, Recep Bey kendisini böyle bir deneyimi olmamasına rağmen neden bu göreve atadı?

Bu göreve atanabilecek merkez bankacılığını iyi bilen, liyakat ehli kimse yok muydu?

Açıkça söylemek gerekirse Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan ekibi göreve gitsinler dışarıdan borca döviz bulup getirsinler diye getirildi.

Zaten bu yüzden de bu ikili dünyayı fellik fellik dolanıp borç arayıp durdular.

Bu yüzden Hafize Gaye Erkan’ın masasında yatırımcı dosyaları vardı.

Bu yüzden Hafize Gaye Erkan 50 trilyon dolarlık görüşmeler yaptı balonları uçuruluyordu.

Sonuç para bulamadılar, para bulamayınca beklentileri karşılayamadılar ve önce Hafize Gaye Erkan gönderildi ve şimdi de piyasalar sırada Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in olduğunu düşünüyor.

Bence haksız da sayılmazlar döviz ihtiyacı büyük ama bir türlü becerip para bulamıyorlar.

Bakın sevgili okurlarım; bir şirkette kredi ya da borç daima patrona verilir!

Patron işini iyi bilen iyi ve akıllıca yöneten dürüst biriyse, malı mülkü serveti varsa her muhasebeci ya da finans uzmanı o patron için kredi ya da borcu kolayca bulur ve hatta kredi ve yahut da borç vermek isteyenler kapıda kuyruğa bile girer, birbirleriyle yarışır.

Oysa işini iyi bilmeyen, şirketini kötü yöneten, sağa sola borç takmış, borcu derdi çok malı mülkü olmayan bir patron için en maharetli muhasebeci ya da finans uzmanı bile kredi ya da borç bulamaz.

Sonuç olarak muhasebeci ya da finans uzmanı kaderi patronun iki dudağı arasında olan çalışanlardır, patron “git” derse giderler “gel” derse gelirler bu yüzden de kreditörler onları ve onların sözlerini baz alarak borç morç vermez…

Mevzu devletler olunca da benzer bir durum söz konusudur borç devleti yöneten asli karar verici olan kişi ya da kişilerin politikalarına göre verilir.

“Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” ya da “nas var nas sana bana ne oluyor” gibi ekonomi bilimine aykırı iddialarda bulunan, enflasyon yaratmaktan imtina etmeyen politikacıların tek karar mercii olduğu, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını tanımayan ve öngörülemez kişilerin yönettiği bir ekonomide borca para bulmak ya da yatırım çekmek hiçbir şekilde mümkün değildir.

Aşağıdaki tabloyu Hakan Kara hazırlamış sadece bu tablo bile Türkiye’nin ne kadar öngörülemez bir yönetim tarafından idare edildiğini göstermektedir. Böyle bir öngörülemez bir yönetim varken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de daha ne kadar görevde kalacağını öngörmek mümkün müdür?