Üretim yapabilmenin olmazsa olmaz koşullarından biride yeterli miktarda enerjiye sahip olmaktır. Türkiye eğer ciddi ciddi bir üretim toplumu olmak istiyorsa önce enerji sorununu çözebilmelidir.
Türkiye sadece fosil yakıt kaynakları açısından değil enerji teknolojileri açısından da son derecede fakir bir ülkedir.
Tamam, fosil kaynaklarımız yoksa elden bir şey gelmez yoktan yonga çıkmaz petrol, kömür, gaz yatakları yaratacak halimiz yok ve lakin enerji teknolojilerindeki eksikliğimiz asla kabul edilemez.
Eğer Türkiye son 30 – 40 yılda enerji teknolojilerine yeterli yatırım yapmış olsaydı emin olun bu gün enerji arzında en ufak bir sıkıntı dahi yaşamazdık, enerji tedarikinde bu kadar vahim miktarda dışa bağımlı olmazdık.
Enerjide dışa bağımlı olmamızın yarattığı bir diğer sorun ise elbette döviz açığımız, Türkiye enerji ithal etmek zorunda olmasa emin olun döviz açığımız da çok daha az olurdu.
Doğru Türkiye’de yeterli fosil yakıt kaynağı yok, fakat güneş başta olmak üzere yenilenebilir kaynaklar açısından son derecede zengin bir ülkeyiz. Büyük akarsu havzalarımız, bol güneşimiz, esen rüzgârımız ve jeotermal kaynaklarımız var. Bu alanlarda geliştireceğimiz enerji teknolojileri ile enerji üretiminde herhangi bir sıkıntı çekmememiz gerekiyor. Bütün bu sıkıntıların sebebi çağdaş bilim ve teknolojinin kullanılmaması, akıllıca planlamaların yapılmamasıdır.
Sevgili okur, açık ve net olarak söyleyeyim ki Türkiye sadece ve sadece güneş enerjisi ile bile kendi enerjisini üretebilir!
Şimdi iyi ama güneş sadece günün yarısında var yarısında yok bu durumda gece enerji ihtiyacımızı nasıl karşılayacağız? Diyeceksiniz.
Bu sorunun yanıtı aslında çok basit, depolama teknolojilerini geliştirirseniz, gündüz ihtiyaç duyulandan fazla elektrik üretip, bunu depolayarak gece kullanabilirsiniz.
Enerji depolama denilince çok büyük bir olasılıkla ilk aklınıza gelen piller, aküler olacaktır. Doğru piller ve aküler elektrik enerjisi depolamak için çok önemli kimyasal araçlardır ama tek araç değildir. Piller vasıtasıyla elektrik enerjisi depolamak oldukça pahalı ve fosil yakıtlar kadar olmasa da kimyasal atık sorununa yol açabilen bir teknolojidir. Enerjiyi depolamak ve bu depolanan enerji ile yeniden elektrik elde etmenin birçok daha ucuz ve temiz yolu da vardır, bunlardan birkaç örnek sayayım:
Yeşil hidrojen teknolojisi: Güneş enerjisi ile elde ettiğiniz elektriği kullanıp suyu elektroliz işlemine tabi tutarak hidrojen ve oksijen atomlarını birbirinden ayırarak kolayca depolayabilirsiniz. Sonra güneş ile elektrik enerjisi üretemediğiniz durumlarda bu hidrojeni tekrar oksijen ile birleştirerek elektrik enerjisi elde etmek ise son derecede basit ve bilinen bir teknolojidir. Bu tip bir üretim hem temiz ve hem de ucuz olacaktır.
Baraj teknolojisi: birbirinden farklı yüksekliğe sahip iki su deposu inşa edip gündüz güneş enerjisi ile elde edeceğiniz fazla elektrik enerjisini kullanarak düşük seviyeden yüksek seviyeye su pompalayabilir gece güneş yokken yüksek seviyeye pompaladığınız bu suyu aşağı akıtıp çalıştıracağınız su türbinleri vasıtası ile yeniden elektrik enerjisi üretebilirsiniz.
Soğuk Buhar Teknolojisi: Gündüz güneş enerjisi ile elde edeceğiniz fazla elektrik ile yüksek basınçlı hava üretip, bu havayı depolayarak gece güneş yokken bu basınçlı havadan gaz türbinleri vasıtası ile elektrik enerjisi elde edebilirsiniz. Üstelik bu depoları derin sulara yaparsanız depolama maliyetiniz de çok ama çok düşecektir.
Gördüğünüz gibi istenirse geliştirilebilecek ve uygulanabilecek birçok teknolojik çözüm var iktidara sormamız gereken asli sorular şunlar olmalı:
Güneş, rüzgâr, su ve jeotermal kaynaklardan neden yeterince faydalanmıyorsunuz?
Bunca çözüm yolu varken siz enerji politikalarınızı neden bu kadar dışarıya ve fosil yakıtlara bağımlı bir hale getiriyorsunuz?
Çağdaş teknolojiden yararlanarak Türkiye’nin enerji sorununu neden kökten çözmüyorsunuz?