Türkiye’de Emekli Olmak!

Her maaş artış dönemlerinde asgari ücret ile emekli maaşları toplumun tüm kesimleri tarafından tartışmaya açılır. İçinden geçtiğimiz bu günlerde de asgari ücret başta olmak üzere, toplumun en zor geçinen kesimi olan emeklilere verilen maaşlarda tartışılıyor. Emeklilerin yaklaşık 4 milyona yakını nereden çıktığı belli olmayan “kök ücret” seviyesinde maaş aldıkların için maaşları 12 bin 500 liraya tamamlanıyor. Hal böyle olunca da 12 bin 500 liranın biraz üzerinde maaş alanlarla birlikte yaklaşık 6 milyon emeklimiz kelimenin tam anlamıyla bir “sefalet ücretine” mahkum ediliyorlar.
Kaldı ki, emeklilere reva görülen bu 12 bin 500 lira da zaman içinde eriyerek adeta pula dönüyor. Açlık sınırının 20 bin liranın üzerinde olduğu ülkemizde emeklilerin kendilerine reva görülün bu maaşlarla geçinmeleri mümkün değil.
Çalışma Bakanımız 50 bin lira alan emeklilerden söz ederken, tüm bu gerçekleri adeta görmezden geliyor. Kendisine yöneltilen, 50 bin lira civarında maaş alan emeklilerin sayısını açıklaması istenince de bir daha böylesine ülke gerçeklerinden uzak sözleri yutuveriyor.


Ülkemizde, çok az bir grup, başta milletvekili emeklileri olmak üzere az sayıda bürokrat sayın bakanın belirttiği düzeyde emekli maaşı alabiliyor. Şimdi 2025 yılı için ocak ayında verilecek emekli maaşının 12 bin 500 liranın altında kalacağı ve bu nedenle sayıları 4 milyona ulaşan emeklilerin 2024 yılında aldıkları maaşa talim edecekleri belirtiliyor. Kimileri ise sadece bin liralık bir artıştan söz ediyor. Her ne olursa olsun emeklilerin bir “oh” diyebilecekleri maaşın 30 bin liranın altında olmaması gerekiyor.
Ülkemizde bunu gerçekleştirmek zor değil. Türkiye gerçekten zengin ve büyük bir ülke. Ancak bu zenginliğin tabana yayılmasında adil davranılmadığı için zengin olan daha zenginleşirken, yoksul olanlar da daha da yoksullaşıyor.
Yazımızın konusu olan emeklilerimizin durumlarının düzeltilmesi de çok zor değil. Şimdi yine kaynak yetersizliğinden söz edecekler çıkabilir aramızdan. Ancak şu unutulmasın ki sadece Kur Korumalı Mevduatlara, KOİ Projelerine ve de Merkez Bankası’nın arka kapı satışlarıyla heba edilen kaynakların çok küçük bir kısmıyla, tüm bu sorunlar aşılabilirdi. Ancak sadece bir avuç zengin daha da zengin edilerek, yoksulluk daha da derinleştirildi. Emeklileri düze çıkarmak için ilk etapta alınacak kararlar şöyle sıralanabilir;

- En düşük emekli aylığı hiçbir dönemde asgari ücretten az olamayacağı yasal düzenlemeye bağlanmalıdır.
- Prim düzenleme katsayısı, aylık bağlama oranı, aylıkların alt sınırı hakkaniyetli bir ölçüde artırılmalıdır.
- İntibak yasası çıkararak 2000 öncesi, 2000-2008 arası, 2008 sonrası ayrımları giderilmelidir. Özellikle 2000 sonrası emekliler için acil olarak konu gündeme alınmalı ve sonuçlandırılmalıdır,

- Emeklilerimize ciddi yük oluşturan ilaç katılım payları fiyat farkları ile muayene ücretleri uygulamadan kaldırılmalıdır.
- Emeklinin ortezlerinden protezlerine ayağını kaybetmiş bu vatan için çalışırken, protezi var eskimiş, verdikleri para, olması gerekenin 30’da 1’i seviyesine kadar gerilemiştir, bu ülkenin malulleri protezde en iyisini hak etmekediriler
- Emeklilere sendikal örgütlenme hakkı tanınmalıdır. - Emekli bayram ikramiyeleri asgari ücret seviyesine çıkarılmalıdır.
- Emekliler için, her alanda kullanabileceği emekli kart çıkarılmalıdır.
- Elektrik ve doğalgaz faturalarında yüzde 25 ile 40 arasında indirim yapılmalıdır. - Emeklilikte kademe bekleyenlerin, staj ve çıraklık mağdurlarının emekli askerlerin sorunları çözüme kavuşturulmalıdır.

- 65 yaş üstü ulaşım sorunu asla bir daha hiçbir emeklimizi rencide etmeyecek şekilde şoför esnafını da düşünerek onları karşı karşıya bırakmadan kanun yoluyla, devlet eliyle ödenmesi sağlanmalıdır. - Çalışmak zorunda kalan emeklilerden SGK destek kesintisi bitirilmelidir. - Emeklilerin kredi ve kredi kartı borçları bir defaya mahsus bütün faizleri silinerek 5 yıla bölünmeli, böylece emekliler bu borç kamburdan kurtarılmalıdır. -Vergide adalet mutlaka sağlanmalı, dolaylı vergi kademeli olarak sıfırlanmalıdır.
Bunlar ilk etapta aklımıza gelenler. Yukarıda da belirttiğimiz gibi her şeye bir kaynak bulan devletimiz bunlar için de kaynak yaratabilir. “Kaynak yok” sözünün, emeklilerin nezdinde artık hiçbir anlamı yok. Emeklilerin artık bu sözlere karnı tok.
Özetle; Yıllar içinde bozulan dengeler, emeklilerin yıllar boyunca “tırtıklanan” haklarının bir gün önlerine çıkacağı bilinmiyor muydu?
Elbette biliniyordu. Ama o gün için sorunları halının altına süpürmek daha kolay geldi. Günü kurtardıkları an, kendilerini başarılı sandılar. Ülke kaynaklarını birkaç zengini daha zengin etmek için heba edenler, bir gün bunların başlarına geleceğini elbette ki biliyorlardı. Ancak tercihlerini yanlış yönde kullandılar. Üst üste yapılan yanlışlar bugün bizi tam açmaza sürükledi. Emeklilerin sıkıntılarını hissedenlerin geceleri gözlerine uyku girmiyorsa çözümü yukarıda sıraladık. Yıllarca emeklilik için maaşlarından, ücretlerinden prim kesilen emekliler artık haklarını istiyorlar. Dikkat edilirse, emekliler artık daha sıkça “sandık” tan bahsediyorlar. Herhalde bir bildikleri var diye düşünüyorum.