Taştan Hayaller, Peçeteden Geleceğe Farklı Olmak Cesaret İster

Steve Jobs’un bir sözünü çok severim:
“Farklı olun, farklı düşünün; sıradan işler yapmaktansa aykırı işler ortaya koymak size farklılığı getirecektir.”
Geçtiğimiz hafta eşimle birlikte derneğimizin düzenlediği bir geziye katıldık. Rotamızdaki duraklardan biri, Antalya’nın Akseki ilçesine bağlı Sarıhacılar köyüydü.


Düğmeli evleri, Selçuklulardan kalma kervan yolları, taş duvarları ve tarih kokan atmosferiyle etkileyici bir yerdi.
Ama beni en çok etkileyen, mimarisi ya da tarihi değil; tepeden bisikletiyle hızla gelen bir çocuğun taşlarla kurduğu o tezgâhtı.
Tozu dumana katarak geldi. Grubumuzu görür görmez taşlardan oluşan küçük tezgâhının başına geçti.
Bir zamanlar kervanların geçtiği o yollar, bugün bir çocuğun hayaline sahne oluyordu.
Ve o an kendimi, yıllar önceki hâlimle karşı karşıya buldum…


Çınarcık’ta Peçeteden Hayaller Satmak


Yıl 1992… 8-9 yaşlarındayım.
Yaz tatilindeyiz, Çınarcık sahilinde. Teyzemin yanına gitmiştik. 3-4 arkadaş, sahile küçük bir tezgâh kurduk.
Evlerden topladığımız, rengârenk, desenli peçeteleri satışa sunduk.
O yaşta sattığımız şey belki sadece bir kâğıttı ama aslında sattığımız, içimizdeki hevesti.
O heves, bugün Sarıhacılar’daki çocuğun taş tezgâhıyla aynıydı.
O da hayal satıyordu. Biz de.


Üründen Fazlası: Duygusal Bağ Kurmak


Apple’ın kurucuları Steve Jobs, Steve Wozniak ve Ronald Wayne, ürünlerini kişiselleştirerek kullanıcıyla duygusal bağ kurmak istediler.
Elon Musk’ın Tesla ile sunduğu da sadece bir araç değil, bir deneyimdi.
Bu örnekler bize şunu gösteriyor:
Ürün artık yalnızca nesne değil. Kullanıcıyla kurduğu ilişki, bağ ve his önemli.
Ama bizde, özellikle kamu sektöründe hâlâ “en düşük fiyat” belirleyici unsur.
Marka değeri, sistem kalitesi, sürdürülebilirlik gibi kriterler ne yazık ki çoğu zaman geri planda kalıyor.
Biz Honeywell çözümleriyle nitelikli sistemler kurmaya çalışırken, “toplama sistemlere” öncelik verilmesi hâlâ can sıkıcı bir durum.
Neyse ki bu yapıyı kırmak isteyen, vizyon sahibi karar vericiler de var.
Ancak sistemin direnci büyük.


Satış Etik mi, Sadece Fiyat mı?


Dr. David J. Schwartz’ın Büyük Düşünmenin Büyüsü kitabında yer verdiği bir vurgu dikkat çekici:
“Satış yalnızca teknik değildir. Aynı zamanda tutku, karakter ve etik bir duruş meselesidir.”
Bugün büyük şirketler, salt fiyattan ziyade etik duruş ve müşteriyle uzun soluklu bağ kurmaya yöneliyor.
Bu da ancak vizyoner projelerle mümkün oluyor.


Türkiye’den Bir Hayal: Yemeksepeti


Hayaller sadece Sarıhacılar’da ya da Çınarcık’ta değil, Türkiye’nin dört bir yanında büyüyor.
Nevzat Aydın, Melih Ödemiş, Cem Nufusi ve Gökhan Akan, Türkiye’nin ilk büyük dijital girişimlerinden biri olan Yemeksepeti’ni kurduklarında kimse bu hayalin bir gün milyar dolarlık başarıya dönüşeceğini tahmin etmiyordu.
Nevzat Aydın bir söyleşisinde şöyle diyor:
“İlk sipariş geldiğinde birbirimize baktık ve heyecandan odanın içinde zıplıyorduk.”
Sadece bir fikirle başlayan bu yolculuk, 589 milyon dolara ulaşan bir başarıya dönüştü.
Demek ki:
Taş, peçete ya da dijital bir sipariş ekranı… Fark etmiyor.
Yeter ki o kıvılcımı inançla büyütün.


Sonuç: Hayal Küçük Olmaz


Sarıhacılar’daki çocukla Çınarcık sahilindeki biz…
Aynı duygunun içindeydik:
Cesaretle satılan bir hayalin heyecanı.
Başarı hep büyük yatırımlarda aranıyor ama çoğu zaman sadece küçük bir farkı görebilme cesaretiyle başlıyor.
Bugün baktığımda görüyorum:
Fark yaratmak için büyük sermayelere değil, küçük hayalleri besleyecek bir yüreğe ve zihne ihtiyaç var.