Su krizi kapımıza dayandı. İçinde bulunduğumuz şartlar bizi yaşamımızın vazgeçilmezi olan suyu her zamankinden daha duyarlı ve özenli kullanmaya yönlendiriyor.
Türkiye’nin birçok bölgesinde yağışların yetersizliği nedeniyle barajlardaki su seviyesi her geçen gün azalırken barajlardaki doluluk oranları kritik seviyelere düştü. Susuzluk tehdidi ve kuraklık ana gündem maddelerinden biri haline geldi.
Mevsimsel kuraklık ve pandemi sürecinde artan su tüketimi nedeniyle son aylarda Türkiye genelindeki barajlarda doluluk oranlarında önemli düşüşler gözleniyor.
İlk sırada İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirler olmak üzere birçok ilde su sıkıntısı ve kuraklık baş gösterdi. Son günlerdeki yağışlar da barajların dolmasına yetecek gibi görünmüyor.
COVİD-19 salgını nedeniyle su kullanımının daha da arttığı 2020 yılında, baraj seviyeleri özellikle İstanbul ve İzmir için oldukça düşük seviyelere indi.. Kış ve bahar mevsiminin de sonbaharda olduğu gibi kurak geçmesi halinde, 2021 yılında ciddi bir su sıkıntısı bizi bekliyor olacak.
Türkiye’nin son yılların en kurak aylarını yaşaması nedeniyle ülke genelinde barajlar alarm verirken, 110 günlük su kaldığı belirtilen Ankara’da da barajlardaki doluluk oranları tasarruflu su kullanımına geçilmesi sinyallerini vermeye başladı. ASKİ verilerine göre Ankara’ya su sağlayan barajlardaki doluluk oranı 14 Ocak 2021 tarihi itibariyle yüzde 20.48’e kadar düştü.
Daha az yağış ve artan su tüketimi üzerine Başkentlilere su kullanımında tasarruf çağrısı yapan ASKİ Genel Müdürü Erdoğan Öztürk,” Doluluk oranı yüzde 20’ler seviyesinde. Suyu tasarruflu kullanmalıyız” dedi.
Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Gökşen Çapar’da barajlardaki doluluk oranının yüzde 20 civarında olduğunu, su tüketiminde acil önlem alınması gerektiğini belirtti. Doç. Dr. Çapar, bulaşıkların elde yıkanmamasını, sifon hacimlerinin küçültülmesini, atık suların da arıtılarak tekrar kullanılmasını önererek su tasarrufu konusunda şunları söylüyor
“Pandemi nedeniyle vatandaşlarımızın çoğu evde vakit geçiriyor. Evdeki su tüketimi ister istemez artıyor. Onun için çok acil yapabileceğimiz birkaç kısa acil önlemleri söylemem gerekir. Bulaşıklar makinede yıkansın; elde bulaşık yıkamayalım. Makineler daha az suyla daha verimli bir şekilde yapabilir bu işi. Makinelerimizi tam dolu olmadan çalıştırmayalım. Banyo ve duş sürelerini lütfen kısa tutalım. Mümkün olduğu kadar az bulaşık çıkartalım. Elleri yıkarken, dişleri fırçalarken muslukları kapatmamız da yine çok önem arz ediyor. Suyu şu anda çok değerli ve kıt bir kaynak olarak kullanmaya devam edelim. Nasıl ki araba sürerken direksiyonu çok dikkatli tutuyoruz, aynı şekilde suyu açıp kullanırken de bunun farkında olalım. Mümkünse sebzeleri, yeşillikleri yıkadığımız suyu sifonda değerlendirebiliriz; bir yerlerde biriktirerek. Banyo öncesi su ısınana kadar beklerken akan suyu kovalarda biriktirebiliriz ve diğer işlerde kullanabiliriz Eminim bu konulara annelerimiz, ev hanımlarımız dikkat edebilirler”
Uzmanların belirttiğine göre ülke olarak son 50 yılın en kurak dönemini yaşıyoruz. Suyu akıllı kullanmamız gerekiyor.İklim değişikliği su tüketim alışkanlıklarımızın değiştirilmesini zorunlu kılıyor. Toplum olarak durumun ciddiyetini anlayıp, gerekli önlemleri almamız gerekiyor. Bireyler olarak bu konuda hepimize görev düştüğü gibi, belediyelerin, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin tasarruf konusunda halkımızı aydınlatması gerekiyor.
Geçici çözümler yerine, konunun önemini anlayıp ona göre hareket etmeliyiz. Suyu akılcı şekilde kullanarak tasarrufa yönelmeliyiz. Bir damla suyu dahi israf etmemeliyiz. Yoksa yarın çok geç olabilir.