SORUN MODERN YAŞAM BİÇİMİ Mİ?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş : "Modern hayatın dayattığı yaşam biçimi, aile kurmayı bir yük gibi gösteriyor. Gençler evlilikten uzaklaşıyor." Demiş...

Recep bey ise: “Modern çağın, insanlığın pek çok değeri gibi aile kurumu üzerinde de ciddi tahribatlara yol açtığını bildiklerini” Dile getirmiş.

Açıkça söylemek gerekirse her ikisi de sosyolojik ve ekonomik dinamiklerden bihaber konuşmuş, doğrusunu söylemek gerekirse sorun modern yaşam biçiminden kaynaklanmıyor ve hatta tam tersine modern yaşam biçimi tarihsel nüfus sorunu çözen yaşam biçimidir!

Tamam anlıyorum iktidarları döneminde gerçekleşen düşen doğum oranları ve nüfus artış hızındaki azalma yakın gelecekte bir nüfus çöküşü tehlikesine işaret ediyor sonuçta bu durum onları dehşet ve paniğe sürüklüyor ama sorunu doğru anlamadan doğru çözümü bulmalarının mümkün olmadığını da anlamaları gerekiyor.

Aslında dönüp de tarihe baktığımızda modern yaşam biçimi nüfus çöküş tehlikesini ortadan kaldıran bir çok yeni olanağı sergilemektedir.

Arkadaşlar tarihi eksik ya da yanlış bildiklerinden; salgın hastalıklar, iklim değişiklikleri ve savaşlar gibi nedenler ile insanlığın kaç kere nüfus çöküşü tehdidine maruz kaldığını da bilmiyorlar.

Onların öykündükleri arkaik medeniyet zamanında salgınlar, kıtlık ve savaşlar bir çok defa insan nüfusunu kırıp geçirmiştir.

Ayrıca o arkaik zamanlarda modern tıp teknikleri keşfedilmediği için doğum oranları göreceli olarak yüksek olsa da anne çocuk ölümlerinin fazlalığı insan nüfusunun artışına büyük bir engel teşkil etmekteydi. Unutmayın o dönemlerde doğan çocuklardan bir çoğu beş yaşına bile ulaşamıyordu ortalama insan ömrü ise 30 hadi bilemedin 35 yaş civarındaydı.

İnsan nüfusu ilk defa modern çağlarda yeni keşfedilen teknolojilerin de katkısıyla hızla artmıştır. Dünyadaki insan nüfusunun 1 milyara ulaşması, insanın ortaya çıkışından sonra 200.000 yıldan fazla zaman almıştır.

Tarım, tıp ve ulaştırma teknolojilerindeki gelişmeler sağlık, kıtlık ve kuraklık nedenli nüfus çöküşlerini ancak 1800’lü yıllardan sonra durdurabilmiştir.

Yani sorun modern çağın yaşam biçimi falan değildir! Tam tersine modern çağın yaşam biçimi ya da imkanlarının olmadığı dönemlerdeki nüfus azlığı ve yaşanan nüfus çöküşleri bunun çok açık ve net bir kanıtıdır.
Recep Bey ve taifesi gene bilgi eksikliği sonucunda oluşan yanlış fikirler yüzünden modern yaşam biçimini kötüleyen ve arkaik yaşam biçimini yücelten politikalar ile sorunu çözebileceklerini sanıyorlar. Oysa yapmaları gereken insan uygarlığının ulaştığı bu yeni aşamayı anlamak ve bu yeni aşamaya göre çözümler üretmektir.

Malum nedeni anlamadığın bir sorunu asla ve kat’a çözemezsin...

Açıkça söylemek gerekirse Recep Bey ve taifesinin dünya görüşünü şekillendiren bir çok değer yargısı tarım çağı döneminden kalmadır. Oysa dünya değişti, tarım çağı bitti ve hatta sanayi çağı döneminin bile sonlarını yaşıyor bilgi çağının eşiğinde bulunuyoruz.

Her şey gibi sosyoloji de değer yargıları da değişiyor ve eskiye dönmek de hiçbir şekilde mümkün değildir. Bu kapsamda insanların üretim ve tüketim yani kısaca yaşam biçimi de değişiyor, modern olarak tanımlanan yeni bir şekle evriliyor bu noktada aile denilen sosyolojik yapının değişmesi de elbette ki kaçınılmazdır.

Artık modern çağa ait yeni aile yapısının çözmesi gereken çocuğun bakımı ve eğitimi gibi yeni yeni sorunlar vardır. Ayrıca yeni aile yapısının çözmesi gereken en büyük sorunlardan biri ise barınma sorunudur. Köylerde eskiden olduğu gibi evlendikten sonra gelini alıp babanın evine yerleşmenin, doğan çocukları sokağa salıp akraba konu komşu hep birlikte bakmanın esas yöntem olduğu o dönemler kapanmıştır! Ayrıca unutmamak gerekir ki o dönemlerde kadın erkek gençler çoğunlukla aile işletmelerinde çalışan ücretsiz, sigortasız işçilerdi hatta o dönemlerde para ekonomisi bile söz konusu değildi.

Oysa bu gün gençler evlendiklerinde ayrı bir eve çıkmak ve ev idaresi sorumluluğunu üstlenmek zorundalar ki bu da ciddi bir maddi güç gerektiriyor. Bu yeterliliğe sahip olmayan, kendi karnını doyurmaktan aciz kalan gençlerin bırakın çocuk yapmasını evlenmesi bile mümkün değildir.

İşte bu yüzden de asli sorun; modern yaşam sorunu değil bir iş bulma, çalışma ve gelir yaratma sorunudur.

İşte tam da bu noktada modern yaşam biçiminde çocuk sahibi olmak isteyen aileleri destekleyecek sağlık, eğitim, barınma sorunlarını çözecek imkanlar yaratmak devletin asli görevidir.

Muktedirler eskiye özlem duyup, modern yaşam biçimini eleştirmek yerine modern yaşam biçiminin gereklerini yapmakla sorumludurlar...