SON KALEYDİ ANKARA

Cumhuriyetin Temelinde Sakarya Şehitlerinin Mezarı Vardır!

23 Ağustos 1921 tarihinde başlayan Sakarya Meydan Muharebesi, Türk İstiklal Harbi’nin dönüm noktasıydı. Bir ölüm kalım savaşıydı. Ne yazık ki, Sakarya kahramanlarına ne kadar çok şey borçlu olduğumuzu bilmiyor ya da hatırlamıyoruz. Hatta savaşın Adapazarı civarında olduğunu düşünenler dahi var. Oysa muharebeler Ankara önlerinde yapıldı; son kaleydi Ankara!

O günleri yaşayan subaylardan Mehmet Turgut Argun, İstiklal Harbi ve Anadolu isimli kitabında savaş meydanındaki izlenimlerini bizler için anlatıyor gibidir:

“Polatlı ve Haymana arası görülecek bir haldeydi. Her tarafa insan leşleri, palikarya başlıkları, boş kovanlar, silahlar, siperler, mezarlar, kısacası muharebeye ait bin türlü hatıra yayılmıştı. Bu meyanda kim bilir kaç yüzlerce şehit kefensiz yatıyor ve ne kadar Türk çocuğu şimdi yerleri top gülleleriyle belirsiz bir hale gelen bu toprağın içinde gömülmüş. İşte bugün birer toprak kümesi halinde yükselen bu mezarlar, memleketin istiklali uğruna kurban giden vatan evladının abideleşmiş istirahat mekânıdırlar. Bunları candan ve gönülden takdis etmek Türk milletinin, Türk tarihinin borcudur. Sakarya şehitleri, Türk tarihinin hakiki başlangıcını kanlarıyla yazdılar. Gönül ne kadar ister ki bu meydan, istiklalini kazanan milliyetimin bir Kabe’si olsun ve her zaman tavaf edilsin.”

Kurtuluş Savaşı’nı anlatan en güçlü kalemlerden biri de Şevket Süreyya Aydemir idi. Yazar, Tek Adam isimli eserinin 2. cildinde Sakarya faslını şu şekilde kapatıyordu:

“Bugün bile oraları dolaşanlara, bu çorak dağların havasında, binlerce ve binlerce şehidin son nefesleri hâlâ duyuluyormuş gibi gelir. Ve geceleri dağlarda dolaşan çobanlarla, dağ yollarından geçen yolcular, mesela Duatepe üzerine, zaman zaman gökten nur yağdığını anlatırlar. İnanırsınız. Çünkü her bastığınız toprak parçası bir şehit mezarıdır.”

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ise 14 Eylül 1921 günü yayınlanan, zafere ilişkin bildirisinde, sanki bugünlere işaret ediyordu:

“Milli amaç uğrunda bütün milletin kendi kişisel çıkarlarını hiçe sayarak bu yolda gösterdikleri harikalar, çağdaşlarımızın ve torunlarımızın sonsuz övünmelerine sermaye olacaktır.”

Bizler o sonsuz övünmelerin sermayesini yeterince değerlendiriyor muyuz ?

Bugün Türkiye’de yaşayan ve özgürce nefes alan herkesin, o kahramanlara bir borcu yok mu, ne dersiniz ?

Kurtuluşun ve cumhuriyetin temelleri Sakarya şehitlerinin mezarları değil midir?