Halkın ve yerel yönetimlerin etkili bir sistem kuramaması ve bu konuda yeterli bilince ulaşılamaması “sokak toplayıcıları” adı verilen yeni bir iş kolunu doğurdu.
Sokak toplayıcılarının, kimisi gün ağarırken, kimisi gün kararırken işe koyulur. Onlar atık sektörünün en aktif çalışanlarıdır. Şehrin her sokağında, caddesinde ve hayatın olduğu her yerde görülürler. Sokaklarımızda çöpleri eşeleyerek kâğıt, metal, cam, plastik gibi geri kazanılabilen atık maddeleri bularak çöpe atılmış paraları alınlarının teri ve emekleriyle ortaya çıkaran, ekonomimize katkı sağlayan ve bu yolla geçimini sağlayan mübarek insanlardır.
Çoğu sağlık sigortası ve sosyal güvenlik haklarından mahrum bulunmaktadırlar. Gün içerisinde durmadan çalışarak para kazanmaya çalışır, geri dönüşüm atıklarını her gün sayıları artan depolara satarak ülkemizde geri dönüşüm sektörünün hızla büyümesine katkı sağlarlar.
Son yıllardaki yasal düzenlemelerin etkisiyle atık sektörü milyar dolarlara ulaşan bir yapıya kavuşmuştur.
Topladıkları yararlı atıkları çekçeklerle depolara götürüp satarlar, depolar da geri dönüşüm fabrikalarına kamyon veya tırlara yükleyerek gönderir. Uzak memleketlerden gelen kâğıt toplayıcıları ekonomik olması gerekçesiyle depolarda kalırlar, yemeklerini de orada yaparlar. Hepsi ekmeğini çöpten çıkarır.
Halk arasında çekçekçiler diye anılan kâğıt toplayıcıları, belediyelerin bir kısmında istihdam edilerek tek tip kıyafetle ve sosyal güvenceli olarak çalışacaklardır.
Halkın atıkları bilinçsizce ayrıştırmadan çöpe atmasından dolayı çalışmalar yeterli ve verimli düzeyde olmamaktadır.
Çöpler, bu insanların atıkları toplamaları sayesinde azalmaktadır. Bu da belediyelerin iş yükünü azaltmakta belediyelerce yeni eleman ve araç alımına gerek kalmamaktadır. Çoğu, belediyelerin gönüllü hizmetçisi durumundadır. Ekonomiye katkısı tartışılmaz olan bu kişilerin sosyal güvenceleri belediyelerce sağlanmalı ekonomik yönden para destekleri yapılarak rahatlatılmalıdırlar. Yaptıkları gerçekten takdire şayan bir iştir.
Her an mikrop kapma tehdidi altında çalışmaktadırlar ve mikrobu etrafa yayma potansiyelleri bulunmaktadır. Sağlık kontrolleri rutin olarak devlet tarafından yapılmalı sağlıklı bir toplum için gereken adımlar atılmalıdır.
Bu konu bana başka bir hatırayı anımsattı.
Kâğıt Toplayıcısı
2022 yılında Mart ayının son haftası günün ilk saatleriydi. (Gece yarısı Saat 01:13)
Can dostumuz İskenderun’dan Türk Musikisi Federasyonu Üyesi bir derneğin başkanı Mehmet Kuseyirli arkadaşımız Ankara’da oturan başka bir arkadaşımızı evine bıraktığımız esnada “telefonumu düşürmüşüm” dedi. Bunun üzerine vakit geçirmeden başka bir dernekten federasyon yönetim kurulu üyemiz İskenderun’dan Fatih Demiral arkadaşımız düşen telefonu aradı. Ankara’yı bilmediği için telefonu bana verdi. Karşımdaki kâğıt toplayıcısı olduğunu söyleyen Doğu şivesi ile konuşan ve Diyarbakır’lı olduğunu söyleyen bir kişiydi. Telefonu bulduğunu ve konumunu bildirdi. “Sizi bekliyorum, gelin” dedi. Gittik telefonu aldık...
İnsanların arkadaşlarını dolandırdığı bir dönemde kâğıt toplayıcısının dürüstlüğü karşısında duygulandık. Haliyle bu dürüstlük ödüllendirilmeliydi. Öyle de oldu.
“Helal olsun sana kardeşim” diyerek vedalaştık.