Sosyolojik ilişkileri ve toplumsal evrimi anlamada sınıf mücadelesi kavramını ilk olarak Karl Marx ele almış ve 1848 yılında Friedrich Engels'le birlikte kaleme aldığı Komünist Manifesto adlı eserde "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf
savaşımları tarihidir" demiştir.
Sınıflar arası mücadelenin kaynağı sosyo-ekonomik koşullar denilen maddi toplumsal yapıdır, yani belirli bir andaki üretim ilişkileri ile üretici güçler arasındaki ilişki ve çelişkilerin toplamı olarak değerlendirilir. Bu mücadelenin sonucunda sınıf savaşımlarının belli bir aşamasında egemen sınıf diğer sınıf tarafında alt edilir ve iktidarını kaybeder fakat bunun sebebi esas olarak üretim tarzındaki değişimin bir sonucudur. Tarım çağından sanayi çağına geçildiğinde tarım çağının egemen sınıfı toprak hanedanları iktidar güçlerini kaybetmiş, kapitale sahip olan yeni bir sınıf ortaya çıkmış ve iktidar da doğal olarak
kapital sahiplerinin eline geçmiştir. Marksizm, sınıfların ortaya çıkışından itibaren, tarihi, sınıf savaşımlarının tarihi olarak
anlamak gerektiğini söyler çünkü ancak bu şekilde tarihi süreçlerin sadece ne olduğunu değil neden olduğunu da kavrayabiliriz.
İlkel avcı toplayıcı toplumdan feodalizme, oradan da kapitalizme geçildiğini, bu geçişleri sağlayan itici gücün, maddi ekonomik yapıya bağlı olan sınıflar arasındaki mücadele olduğu ana fikirdir. Malum üretim yapabilmek için üretim faktörlerini kullanmamız zorunludur. Üretim biçimi değiştikçe kullanılan üretim faktörlerinin hem niteliği ve hem de niceliği
değişmekte, üretim biçimine bağlı olarak önem sıralamaları da farklılaşmaktadır.
Klasik iktisat teorisine göre üretim faktörleri:
1- Doğal kaynaklar
2- Kapital
3- Emek Olarak sıralanır.
Üretim biçimi farklılaştıkça üretim faktörlerinin önem sıralamalarının farklılaşması o üretim faktörüne sahip olan sınıfın iktidarını da doğrudan etkilemektedir. Örneğin feodal düzende birincil üretim faktörü doğal kaynaklar ve ağırlıklı olarak topraktır ve toprağa sahip olan aynı zamanda hâkim sınıf olmakta iktidarı kendi tekeline almaktadır, toprak hanedanları ve onların toprak hâkimiyeti üzerine bina edilmiş emperyal düzeni bu şekilde doğmuştur. Sanayi çağına geçildiğinde ise birincil
üretim faktörü kapital olmuş, kapitale sahip olanlar iktidara da sahip olmuşlardır ve bu şekilde kapitalist düzen doğmuştur.
Dünyada bu güne kadar üretim biçimini ve buna bağlı olarak da toplumsal yapıyı kökten değiştiren iki büyük devrim olmuştur, bunlar:
1- Tarım Devrimi
2- Sanayi Devrimi Olarak tanımlanmaktadır.
Tarım Devrimi ile Tarım Çağı, Sanayi Devrimi ile de Sanayi Çağı başlamıştır Günümüzde ise bizim neslimiz yeni ve bir büyük devrime tanıklık etmektedir buna da Bilgi Devrimi diyoruz ve bu yüzden de Bilgi Çağı başlamış bulunmaktadır. Her yeni üretim biçimi değişimi doğal olarak sınıfların sadece iktidar gücünü değil yapısını da değiştirmektedir. Örneğin tarım çağındaki kölelik sanayi çağında işçiliğe dönüşmüştür. Peki, bilgi çağında hâkim sınıf hangisi olacak ve diğer sınıfları nasıl değişecek?