Öğretmen, şair Mustafa Irgat ile Ankara’da bir etkinlikte tanıştım. Bir günlük etkinliğin bitiminde, güler yüzlü ve samimi yanı ile kırk yıllık dost sıcaklığını bırakıp tekrar Diyarbakır’a yola çıktı. Küçüklüğünden itibaren edebiyata ilgi duyan şair Mustafa Irgat’ın annesine ithaf ettiği (“Sen okumaya heveslisin, muhakkak okumalı ve en iyi sen okutmalısın” diyen ve bin bir emekle beni okutan, on iki çocuğu onurluca büyüten, cesur yürekli muhteşem insana; Annem’e. Mekânın cennet olsun, güller sümbüller yoldaşın olsun) ilk kitabı “SISKA KELİMELER” 2018 Yılında yayınlanmış. SISKA KELİMELER isimli kitabından bir şiirini sizlerle paylaşmak isterim.
NE ZAMAN
Ne zaman yağmur kokusu kaplasa dört yanımı,
sen fışkırırsın geceden.
Mis kokun ruhumu derinden sarar.
Sensizlik yüreğimde siren çalar
Beni kerpiç evlerin serinliğine,
kemancının hüzün dolu nağmelerine bırakır,
yolak yolların kavislerine bağlar.
Ne zaman sen düşlerle uyanırsam ömrümden,
hüzün yüzsüzce yüreğime damlar.
Anlar anıları yakalar safirden.
Anlarım ki saatler yine ertelemeyi yaşar.
Akılsız kafanın mağduru ayaklar,
artık o treni zor yakalar.
Babasına ithaf ettiği (Ben daha beş yaşımdayken, elim bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrılan, daima saygıyla anılan, doğa dostu, değerli insan babama) İkinci kitabı “DIŞ DUVAR YALNIZLIĞIM” 2020 yılında yayınlanmış. İki şiir kitabını da okuduğumda çok etkilendim. Şiirleri de yüzü gibi dingin ve berrak. DIŞ DUVAR YALNIZLIĞIM isimli kitabından da bir şiir paylaşayım sizlerle.
SİMOKİNLİ YALANLAR
Begonvil çiçeğinin rüyasında nöbet tuttum, bütün saat başlarında
Ucuna gelmiş çatlamaların sabrını çekiyordu beton bloklar
Sırıtan dudaklarla devletlüm yalanlar süslüyordu
Edep yoksunu söylevlerde inciler dökülüyordu
Halkın adamı olamama bezginliğini yaşayan mülkiyelerin tutarsızlığında
Begonvil çiçeğinin merhametine yaslıyordum öfkelerimi
Tek tek sayıyordum mesnetsiz suçlamaları
Erkin başındaki dumanlı alınların çürümüşlüğünde
Hani hiçbir zulüm daimi değildir diyordu bütün kutsak kitaplar
Hala neden boy gösteriyor o zaman zalimin zulmünde kralın peştemali çirozlar
Begonvil çiçeğinin büyüleyen sadeliğinde uzatıyorum ellerimi
Kapatıyorum gözlerimi
Ne bir şaşkınlık ne de sonbahar
Yedi sülale nemalanıyordu
Bir bir çitten atlıyordu kokuşmuş, hamili kart, en
yakın sahilde deniz, kum ve güneş
Fikir fakiri, akın eden güruhlar
İnsanın cenneti de cehennemi de kendi ürünüdür
diye satır başlarını süslüyordu misvaklı, civadan
dolgulu dişlerin ardındaki çatlaklar
Begonvile rağmen betonunda bir blok olamadı
yüreğim
Haykırmak, yeterrr demek istiyordu bütün
hücrelerim
Sayıklıyordum bütün gün
Yarını ikindiden kapatıyordu, mazgala doğru sürüklüyordu
Suya sabunu dokunduran parmaklar…
Şiir seven insanlara okumalarını öneriyorum. Her okuyan kendisinden bir şeyler bulacağından eminim.
Mustafa Irgat; 1974 yılında Van’ın Şahgeldi Köyü’nde dünyaya geldi. İlkokulu köyünde, ortaokulu ve liseyi Van’da yatılı olarak okudu. Amatör olarak tiyatro ile ilgilendi. Birçok oyunda oynadı ve birçok oyunu yönetti. Köyünün üniversite mezunu ilk bireyi olarak memleketinin ve Diyarbakır’ın birçok okulunda öğretmenlik ve idarecilik yaptı. Halen Diyarbakır’da bir özel okulda, okul müdürü olarak görev yapmakta. Evli ve üç kız çocuğu babası.